Elmastaşı: Kandil'e atmaya kıyamadıkları bombaları buraya attılar

Güncelleme Tarihi:

Elmastaşı: Kandile atmaya kıyamadıkları bombaları buraya attılar
Oluşturulma Tarihi: Kasım 30, 2016 18:43

Elmastaşı: Kandil'e atmaya kıyamadıkları bombaları buraya attılar

Haberin Devamı

Nursima KESKİN/ANKARA, (DHA) - DARBE Komsiyonunda dinlenen Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Daire Başkanı Uygar Elmastaşı, 15 Temmuz gecesi atılan bombaların MK-84 olduğunu anımsatarak "Bombaların biri 50 metre sağıma, diğeri 50 metre soluma denk geldi. Zamanında Kandil'e atmaya kıyamadıkları bombaları buraya attılar" dedi.
Komisyon toplantısında Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Servet Yılmaz, Özel Harekat Daire Başkanı Selami Türker, darbe girişimi gecesi Özel Harekat Daire Başkanı olan ve şu anda Sivas İl Emniyet Müdürü görevini yürüten Turan Aksoy, Havacılık Daire Başkanı Uygar Elmastaşı üyeleri bilgilendirdi.
TBMM 15 Temmuz ve FETÖ/ PDY Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu, darbeciler tarafından bombalanan ve 44'ü özel harekatçı toplam 51 şehit veren Gölbaşı'ndaki Özel Harekat Daire Başkanlığını ziyaret etti. Komisyon heyeti özel harekat anıtına karanfil bıraktıktan sonra o gece yaşananları dinledi. Özel Harekat Daire Başkanlığı Eğitim Şube Müdürü Korhan Güler, yaptığı sunumda 15 Temmuz gecesinden 18 Temmuz'a kadar yaşananları ve alınan önlemleri dakika dakika anlattı. Güler, darbe girişimi gecesi 44'ü özel harekatçı olmak üzere 51 şehit verildiğini belirterek “Saat 21.45 civarında 23.08'de ilk bombalama gerçekleşti. Havacılık Daire Başkanlığında. Oradaki yangını söndürmek ve destek olmak için buradaki arkadaşlarımız görevlendirildi. Kendi imkanlarıyla da giden personel oldu. Zırhlı araçlarımız Güneydoğu Anadolu'da görevli olduğu için fabrikada olan zırhlı araçların hazırlanması için talimat verildi ve yerleşkeye getirildi. İkinci bombalama 00.03'te daire başkanlığımıza yapıldı. Burada 44 arkadaşlarımız şehit edildi. Birisi bizim cami imamımız. Cumhurbaşkanlığı külliyesi, Türk Telekom ve Akıncılar Üssü'ne personel sevkleri yapılmıştı. Buradan giden personel burada görev almaya başlamıştı. 21.45'te başlayan bir olay sabaha kadar ve ertesi güne kadar devam etmişti. Polis okullarında temel özel harekat kursunda bulunan eğitimci ve kursiyerin daire başkanlığına gelmeleri için 4 bin öğrencimizin Ankara'ya getirilme talimatı verildi" diye konuştu.
“PERSONELİMİZİN EŞİ, KOCASININ ŞEHİT OLDUĞUNDAN HABERSİZ, ÖZEL HAREKATA GELİP DARBEYE ENGEL OMAK İSTEDİ"
Korhan Güler, Özel Harekata yapılan saldırıda şehit olan polislerin ayrı ayrı hikayesinin olduğunu kaydederek şöyle devam etti:
“Saldırıyı hedef alan özel hakerata gelen bir bayan; eşi burada özel harekat polisi, silahlanıp görev almak istiyor ve kocasının orada şehit olarak yattığını bilmiyor. Burada arkadaşlarımız yine itfaiye ve diğer araçlara binerek buradaki yangına müdahale ettiler. Diğer yerlerden gelen araçlarla yangınlar söndürüldü. 01.00'de Meclis'in bombalandığı haberi. Halkımız bizleri dahi engellemeye çalıştılar. Kendimizi megafonla tanıttık. Yolun üzerine bırakılan araçları kendi imkanlarıyla çektiler. 07.00'de Akıncılar Hava Üssü kuşatıldı. Şırnak'taki arkadaşımız operasyonu bırakıp buradaki müdahaleye katılmıştır. Akıncılarda pistte delikler açıldı ve diğer uçaklar engellendi. 3 kere. 12.00-18.00 Genelkurmay Başkanlığındaki güvenlik tedbirleri alındı. 17.00'de Akıncılar tamamen kontrol altına alındı. 17 Temmuz'da Akıncılarda kapatılması aranması gereken tüm yerler inceleme yapıldı."
“ZEYNEP KOMİSER SAYESİNDE DİĞER KOMİSERLER HAYATTA"
Korhan Güler, 6 kadın özel harekatçının saldırıda şehit olduğunu kaydederek şöyle dedi:
“Zeynep Sağır, evli ve iki çocuk annesi. Normalde kadrosu başka bir ilde; sırf eğitimlerde faydalı olmak için daire başkanlığımıza gelmişti. O gece de yanında olan diğer komiserler onun sayesinde hayatta. Şehit olan diğer özel harekatçılar Gülşah Güler, Kübra Doğanay, Seher Yaşar, Cennet Yiğit, Demet Sezen."
“SIKIYÖNETİM İLANI OLDUĞUNU SÖYLEDİLER, KÜFREDEREK TELEFONU KAPATTIM"
15 Temmuz gecesi Özel Harekat Daire Başkanı olan şu anda Sivas İl Emniyet Müdürlüğü görevini yürüten Turan Aksoy, 17-25 Aralık sonrası bin 200 özel harekat polisinin idari olarak görevden uzaklaştırıldığını bildirdi. Aksoy özetle şu ifadeleri kullandı:
“Ben Giresun'da görevdeydim. 21.30 sularında Genelkurmay Başkanlığı üzerinden bilinmeyen bir numaradan arandım. Bunun bir sıkıyönetim ilanı olduğunu, kışlalarımızda kalmamız gerektiğini söylediler. Çok affedersiniz, küfür ederek kapattım. Bütün trafik kurallarını altüst ederek Ankara'ya geldik. Arkamızdan sayısız ceza geldi. Akıncılar'a 07.00'de geçtik. 7 bin 500 idi sayı. Bin 200 kişi gönderildi 17-25 Aralık'tan sonra farklı birimlere. Ocak ayı sonunda 14 bin civarına ulaşacağız.
“ŞEHİT OLAN İKİ ARKADAŞIMIZ KANSER HASTASIYDI"
“Arkadaşlarımız kanser hastasıydı, çok çalışarak hastalıklarını unutmaları gerektiğini söylemiştik. Öner Bey kanser hastasıydı. Emir komuta zincirini buradan tesis ettik."
“Üç kez pisti bombalattık. İçerdeki rehinleri de dikkate alarak iyice yerleştik. İçeri girdiğimizde tüm acımıza rağmen çatışmaya da girilmedi. Çatışmaya girmeyişimizin nedeni orada kullanılan eratlar. Pek çok noktada çatışmaya girmememizin nedeni karşımızda erler vardı. Çünkü teröristi tanımlayamıyorsunuz. Aynı dili konuşuyorsunuz. Bunların çoğuyla Güneydoğuda birlikte görev yaptık. Helikopterlere ateş açarken milli servete ateş açıyor olmanın ızdırabını yaşadık. Arkadaşlara onarılabilir kısımlarına ateş açın diye emir verdik hatta. Elde ettiğimiz belgeleri sunmak için askeri savcımıza gittiğimizde o savcının bir gün sonra gözaltına şahit olduk. Bu kişiler bu kadar kirli, kripto ve bir dolardan bile medet umacak bir zihniyetteler. Emir komuta zinciri hiç bozulmadı. Alanımızın bombalanmasından sonra Tunceli şube müdürlüğü üzerinden bütün illerimizde kuvvetin İstanbul ve Ankara'ya kaydırılması talimatını verdik."

“BU YAPININ KÖKÜ İLE BİRLİKTE KAZINMASI GEREKİR"

“Güçlerini bizim değerlerimizi kullanarak büyüten bir yapı ile karşı karşıyayız. Bu yapı çok iyi araştırılarak bu yapının kökü ile birlikte kazınması gerekir. Türk milletinin gönlünü rahatlatacak olan esas husus budur. Komisyondan talebimiz budur.“

"KENDİLERİNE SÜREKLİ İŞLEM YAPILIYORDU, BÖYLE BİR BEKLENTİLERİ VARDI"

“Bylock bank asya bursa şirketler grubu, egla gibi adli kayıtlar 17-25 Aralık sonrası çok yok. Adeta güç zehirlenmesinin verdiği rahatlıkla karşımızda hareket eden bir grup var. Altında adli olarak bunları destekleyebileceğimiz bir şey yok. İdari karar verdik. 15 Temmuz sonrası çoğunluğun tamamına yakını ihraç oldu gönderdiklerimizin. 15 Temmuz sonrası da ayrılanlar oldu. 180 kişilik grup ayıldı. Bunlar da kripto. Emniyet bu mücadele diğer kurumların daha önünde sanki. Daire başkanlığındaki yönetim kademesi tamamen değişmişti. Evraka hakim olan personel yapının temelinde bunlar var. Tim personeli dediğimiz personel değil. 17-25 öncesi teşkilatın tamamına hakim oldukları için kritik yerlerin tamamı bunların elindeydi. Kritik birimleri temizlendi. Baskı altında kaldılar. Bu baskıdan bir beklenti içerisindeydiler, böyle bir beklenti vardı. Kanun dışına çıkma gibi bir işleri yoktu kendilerine sürekli işlem yapılıyordu sürekli."

“ÖZEL HAREKATTAKİ FETÖ'CÜLER DAHA ÖNCEDEN GÖNDERİLMESEYDİ DARBE BAŞARILI OLURDU"

(FETÖ ile mücadele nasıl yapılmalı konusunda,) Devlet içinde ehliyet, liyakat, sadakatin dışına çıkılmaması, TC bayrağı altında ona biat edecek kişilerin dışında yapılanmalara asker ve polis içine hiçbir ayrışmayı sokmamak gerektiğine inanıyorum. Darbe başarılı olurdu bunlar gönderilmeseydi. 3 yılda kat ettiğimiz mesafe var bizim. Bir de psikolojik olarak üstünlüğümüz var. Onu alamamış olsaydık o gece polis sokakta bu kadar cesareti gösteremezdi. Bu gibi olaylarda psikolojik üstünlük çok önemli. Biz sokakta olmasaydık bu darbenin başarı olabileceğini düşünüyoruz. “

“12 BİN KİŞİ İÇİNDE 100 KİŞİNİN BUNLARDAN OLMASI SONUCU ETKİLEMEZ"

Özel Harekat Daire Başkanı Selami Türker, FETÖ'cüleri çok iyi tanıdıklarını kaydederek “Yapıyı zaten biliyoruz. Kendi aramızda sadece konuşabiliyorduk. Kimin ne olduğunu hepimiz çocukluktan beri biliyoruz. 14 yaşından beri tanıyoruz. 'Aa bu da mı' diyorlar ama biz şaşırmıyoruz. Yönetim kademesi doğru ve devletine sadık insanlardan oluşursa 11 bin kişi içinde 100 tane bunlardan bulunması sonucu etkileyemez. Öyle bir şey yapmaya kalktığı zaman yanındaki arkadaşının ne yapacağını biliyordu."

“KANDİL'E ATMAYA KIYAMADIKLARI BOMBALARI BURAYA ATTILAR"

Havacılık Daire Başkanı Uygar Elmastaşı, 15 Temmuz gecesi atılan bombaların MK-84 olduğunu anımsatarak “O gün buradaydım.Bombaların biri 50 metre sağıma, diğeri 50 metre soluma denk geldi. MK 84 atılan bombalar. Bazen, zamanında Kandil'e atmaya kıyamadıkları bombaları buraya attılar" dedi.

“TERÖRÜN ARŞİVİ SULAR ALTINDA KALDI"

Komisyon üyeleri daha sonra Yenimahalle'deki Ankara Emniyet Müdürlüğüne bağlı Özel Harekat Şube Müdürlüğünü ziyaret etti. Ankara İl Emniyet Müdürü Mahmut Karaaslan, darbe girişimi gecesi Ankara Emniyetinin bombalandığını daha sonra sular altında kaldığını kaydederek “Bombalandı sular patladı. Cumhuriyetle yaşıt olan terörün arşivi sular altında kaldı, yüzde 99'unu kurtardık. TEM Şubesinin arşiviydi. İfade ve çok sayıda bilgi vardı. Dediğim gibi cumhuriyetle yaşıt arşiv. Ancak çok önemli bir bilgi kaybı söz konusu değil. Kağıt arşivdi. Arkadaşlarımız tek tek ütüleyerek kurtardılar o arşivi. Arşiv kurtarılmasaydı terörle mücadele hafızası biterdi"

"ÜNİFORMALARI ÜZERİNDEN ÇIKARTIN, HAK ETMİYORLAR"

Babası Güneydoğu'da şehit olan Özel Harekat polisi Ali Er'in oğlu olan Özel Harekat Şube Müdürü Eraslan Er, darbe girişimi gecesi Jandarma Genel Komutanlığını darbecilerden temizlemek için emir aldıklarını anımsatarak o anları şöyle anlattı:

“Hisarcıklıoğlu Camii'ye gittik ve Arif Çetin Paşa ile görüştük. İçerinin durumu hakkında bilgi aldım, değerlendirmede bulunduk. En ağır silah olarak otomatik tüfeklerimiz vardı. Megafon ile teslim olmaları yönünde bir çağrıda bulunduk. Bunun karşılığında ateşle karşılık verildi. Hainlerden pervasızca gelen ateş gibi ateş etseydik orada çok ciddi sivil kayıplarımız olabilirdi. Keskin nişancılarımız ile birlikte ufak ufak hainleri avlamaya başladık. Asker üniformasını çalmış hainler, artık son noktaya geldiklerini anladılar ki kalan bir grup elleri havada apar topar indiler. Yere yatırdık. Buna ben daha sonra razı olmadım. Türk askeri üniformasının yere yatmasını, şerefli üniformayı çalan hırsızların üniformadan arındırılması talimatını verdim. Yerden kaldırdık ve 'Bu şerefli Türk ordusunun üniformasıdır, aynen üzerlerinden çıkartın' dedim. Yarı çıplak olarak yere yatırdık, o üniformayı taşımayı hak etmiyorlar. “

“HİÇ BU KADAR SARILIP, ÖPÜLMEMİŞTİM"

Eraslan Er, o gece ekibinden 5 kişinin gazi olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:

“Yaralanan gazilerimiz hastaneden çıkarak tekrar operasyon bölgesine geldiler. Öleceksek bugün öleceğiz dediler. 40 kişi ile operasyona başladık. Ama sabah olunca tüm Türkiye bizimleydi. Sabah olunca insanlar sarılıp öptü. Herhalde hiç bu kadar sarılıp öpülmemiştim."

"ÖZEL HAREKATÇILAR 2'NCİ KEZ GAZİ OLDU"

Eraslan Er, darbe girişimi gecesi yaralanan emniyet amirleri Muttalip Aslan ve Mehmet Özdemir'in daha önce de Şırnak'ta gazi olduklarını belirtti. Eraslan Er, o gece gazi olan Mehmet Acar'ın daha önce konsolosluğa yapılan baskınla Musul'da IŞİD tarafından rehin alındığını ve 100 gün tutsak tutulduğunu söyledi.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!