ELLE insanları manzaraları

Geçtiğimiz hafta sonu Bodrum Rixos’ta ELLE dergisi üç gün iki gece süren özel bir davet verdi.

Davet dediysek, kasıntı bir durum yoktu ortada. Bir tür yaza merhaba, sezonu açmaca/durmadan hopla zıpla partisiydi.

Birbirinden ilginç, modacı/tasarımcı/yazar-çizer/estetikçi/oyuncu, kısacası dergi yöneticilerinin "ELLE kind of people (ELLE tarzı insanlar)" diye tanımladığı 120’ye yakın uçuk/kaçık şahsiyet vardı. Hal böyle olunca İstanbul’dan Bodrum Rixos’a uçuldu tabii, sırf ELLE insanları manzaralarına şahit olmak için. Olundu da nitekim. İşte manzara notları...

TARKAN’IN BİLGE’SİNİ NASIL BİLİRSİNİZ?

n Yıllardır "Tarkan’ın avukat sevgilisi" olarak basında adı geçen Bilge Öztürk’ü ilk kez bu davet dolayısıyla tanıdım. Kardeşi Belda’yla birlikte gelmişlerdi Bodrum’a. Meğer Belda da avukatmış, bilmiyordum. Bu arada hem Bilge hem de Belda’nın kolunda birbirinin tıpkısı uzaylı adam dövmesi vardı.

n "Günün birinde kaybolursak birbirimizi bu dövmelerden buluruz" diye fantastik-macera türü bir mantıktan haraketle aynı dövmeden yaptırmışlar genç kızlık dönemlerinde. Genç kızlık hatası işte.

Uzaylı adam Bilge’nin kolunda zayıf, Belda’nın kolunda daha tombul duruyordu. Dövmeci tutturamış adamın kilosunu yani.

n Bilge ve Belda ilk parti gecesi (cuma) erkenden yattılar. Ama ertesi gün durmak bilmediler. Plaj voleybolu oynadılar, buz gibi denize girdiler. Cumartesi gecesi yapılan final partisinde de bol bol dans ettiler. Gece yarısı İzmir’den kopup gelen diğer kardeş Berna da katıldı aralarına. Hani DJ olan, daha asi duruşlu kadın... Bilge’ye Tarkan’la ilgili hiç soru sorulmadı, çünkü Tarkan dışında bir başka (esas/özzz) Bilge’yi keşfettik Rixos’ta. Sonuçta: İyi niyetli, hiperaktif, kasmayan bir kadınmış Bilge.

BEMBEYAZ ESİN VE DETOKSÇU SİREN HANIM

n Esin Maraşlıoğlu’yla cumartesi sabahı karşılaştım. Fellik fellik Nihat Odabaşı’nı arıyordu. Üzerinde beyaz bir bikini, onun üstünde de yine beyaz bir tül. Beyaz peri gibiydi Esin. "İlk kez bir tatil köyüne geliyorum ve böyle bir kalabalık bir grupla. Nasıl olacak acaba?" diyordu koca dudaklarını endişeli bir şekilde aralayarak... Ama gece olduğunda hayli memnundu halinden. Beyaz pantolonu, beyaz tişörtü ve tabii hemen dikkat çeken beyaz g-string’iyle yıldızlarından biriydi partinin.

n Meğer Gülay Kamaz’ın bazı sözcüklerde ince söylenmesi gereken "a"yı kalın söyleme gibi bir problemi varmış.

"R"leri söyleyememek gibi bir şey yani. O yüzden Gülay’a sürekli şu kelimeler tekrar ettirildi iki gün boyunca: "Alo?", "Kağıt", "Normal". Gibi gibi...

n Mine Kalpakçıoğlu kuşkusuz iki gece süren partilemenin en şık kadınlarındandı. Bir Ajda ışığı vardı üzerinde. Dile getirdik nitekim.

n Siren Ertan detoks kampından çıkıp geldi cumartesi günü Rixos’a. Stefanel’in defilesini izleyip odasına çekildi. Yemek de yemedi. Çünkü detokstan çıkınca insan bir süre yemeklerden tiksiniyormuş.

n Yazbukey markasının tasarımcısı Emel Kurhan, aksesuvarlarıyla ilgi odağı oldu. Tüm kadınlar ELLE Yayın Yönetmeni Işın Görmüş’ün parti gecesi taktığı Marilyn Monroe kolyesini istedi Emel’den.

BOHEM EDA TAŞPINAR: MİHDA

n Ece Sükan Stefanel defilesine yarı ağlamaklı bir yüz ifadesiyle çıkınca merak edildi tabii, "Kuliste bir şey mi oldu?" diye. Çünkü Tülin Şahin de mankenler arasındaydı ve Tülin’in daha önce bir başka defilede Ece baş manken oldu diye arıza çıkarttığı bilinen bir hadise. Neyse bu kez arıza çıkmamış, en azından koreograf Öner Evez öyle söylüyordu.

n Son olarak bir de Mihda Koray var bahsedeceğim. Elle’in mayıs sayısında "Yeni it girl" diye lanse ettiği 24 yaşındaki Koray, iki gün boyunca Rixos’ta kısa dar şortu, siyah uzun peruğu ve kovboy şapkasıyla dolaştı durdu. Uzaktan Penelope Cruz’a benziyordu. Koray’ın kim olduğuna gelince. Kendisi Mısır Apartmanı’nı satın alan Murat Koray’ın kızı. Yıllardır Londra’da yaşıyormuş. İstanbul’a yeni gelmiş. Gelir gelmez de, "Ura" adında bir sanat merkezi açmış. Tabii ki Mısır Apartmanı’nda. Alternatif, daha bohem bir Eda Taşpınar havasındaki Mihda’yı görmek istiyorsanız İstanbul’daki Dogzstar adlı mekana gitmeniz yeterli. Orada çok sık takılıyormuş.
Yazarın Tüm Yazıları