Mükemmel evlilik mi yoksa mükemmel uyum mu?

Güncelleme Tarihi:

Mükemmel evlilik mi yoksa mükemmel uyum mu
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 06, 2020 15:55

Mükemmel evlilik diye bir şey var mı? Birbirimize uyumlu olduğumuzu nasıl anlayacağız? Evliliklerde rol karmaşası yaşamak normal mi? Neden aldatıyoruz? İlişki ve Evlilik Danışmanı Yeşim Varol ile evlilikler üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Haberin Devamı

Çiftler birbirine uyumlu olup olmadıklarını nasıl anlarlar?

Hayat ‘mükemmel’ kavramını daimi kılmayacak kadar değişken. Öncelikle ‘mükemmel’ bir evlilik olamayacağını, ilişki kavramının hayat gibi inişli çıkışlı olduğunu ve ilişkinin zaman içinde dalgalardan geçip dinginleşeceğini unutmamak gerek. Mükemmellik aslında insandan çok uzak ve hedef olarak konulduğunda çok yorucu bir kavram.

Ancak temel konularda uyum, uyumun tam yakalanamadığı konularda da saygı ve kabulleniş çok önemlidir. İnsanı insan yapan temel değerlerin ve hayattan beklentilerin paralelliği uyum konusunda her zaman avantaj yaratır. Aksi takdirde çatışmalarla baş etmeye çalışmak çoğu zaman çifti yıpratır.

Örneğin para yönetimi konusunda farklı bakış açılarının olması, çiftler için zorlayıcı etkenlerden biridir. Çiftlerden birinin “gün bu gündür hayatın keyfini çıkaralım” derken, diğerinin yarını garanti altına almak için tasarruflu davranma eğiliminde olması, çift için zorlayıcı bir farklılık olabilir.

Haberin Devamı

Ya da çiftlerden birinin ailesine çok düşkün olması ve sıklıkla bir araya gelmek istemesi durumunda, diğerinin ailelerden uzak yaşamayı doğru bulması, çift için aşmakta zorlanabilecekleri bir farklılık olabilir. Biri hafta sonunu baş başa geçirmek isterken, diğerinin her pazar aile ziyareti yapmak istemesi nedeniyle tartışan veya her bayram tatile mi gidilmeli, aileyle mi olunmalı sorunu yaşayan o kadar çok çift var ki.

Bunların yanı sıra, çocuk sahibi olmakla ilgili görüş farklılıkları, dini ve siyasi görüşler, cinselliğe bakış açıları, sosyallik anlayışı veya ev düzeni gibi konularda farklı bakış açılarının olması, birçok çift için tartışma kaynağı olabilir. Elbette her konuda uyumlu olmak çok yüksek bir beklenti olur ancak kişinin kendisi için en öncelikli konularda uyumlu olması, diğer konulardaki farklılıkların da yine bireyin kabul edebileceği ve saygı duyabileceği ölçüde olması çok önemli.

İşte bu nedenle evlilik öncesinde flört dönemini çok iyi değerlendirmek önemli. Flört döneminin insanın başını döndüren, eğlenceli ve heyecanlı bir dönem olarak yaşanması çok güzel ancak bir taraftan da bu dönemin karşımızdaki insanı doğru tanımak ve anlamak için bir fırsat olduğunu, bu dönemde izlediğimiz farklılıkları da doğru değerlendirmemiz gerektiğini unutmamak gerek.

Haberin Devamı

Eşinizin annesi-babası değil sevgilisi olun

Bazen farkında olmadan bazen de bile isteye eşler arası ilişkiler anne-çocuk ilişkisine dönüşebilir. Rol karmaşası olarak adlandırılan bu durum ilişkileri nasıl etkiliyor?

Hayat içinde hepimizin farklı farklı rolleri, farklı şapkaları var. Birilerinin evladıyız, aynı zamanda bazen ebeveyniz, kardeşiz. Bazen eş, bazen sevgiliyiz, birileri için arkadaş ve dostuz. İş hayatında çalışanız, patronuz, sosyal hayatta komşuyuz mesela. Ve bütün bu roller farklı sorumluluklar ve farklı davranış kalıpları gerektiriyor. Bir rolün davranış gerekliliğiyle diğer rolde davranmak, çoğu zaman sorunlu bir davranış kalıbı yaratıyor. Mesela iş yerinde müdürümüz grip olduğunda evde ıhlamur demleyip yanımızda götürür, elimizde şurup kaşığıyla odasına girersek, bu hoş ve ilgili olmak bir yana, aksine kurum kültürüne uymayacak ve yanlış yorumlanmaya müsait bir davranış olarak algılanacaktır.

Haberin Devamı

Evliliklerde bu roller, diğer ilişkilere nazaran çok daha kolay kayabiliyor. Çünkü birlikte yaşam iyi ve kötü günü birlikte yaşamayı ve paylaşmayı gerektiriyor. Dolayısıyla bazen hasta olan eşe bakan ebeveyn, bir kayıp yaşandığında omuz veren dost, bazen ilgisiyle şımaran küçük bir çocuk olunabiliyor ilişkide. Ne de olsa yaşamın her hali birlikte yaşanıyor ve bazen ilişkinin farklı rolleri içinde barındırması da olağan.

Ancak büyük resme baktığımızda, genelinde rol kayması yaşanan evliliklerde sağlıklı ve dengeli bir ilişki yaşanamayacağı muhakkak. Kadının, eşinin de annesi edasıyla erkeğin peşinde dolandığı, onun ne yiyeceğini ne giyeceğini, nerede nasıl davranacağını söyleyip denetlediği, sırtına ter bezi yerleştirip yeri geldiğinde çocuğunu azarlar edasıyla konuştuğu ilişkiler var. Ya da erkeğin eşine küçük bir kız gibi davrandığı, kolladığını düşünürken aslında kısıtladığı, onun hayatını kolaylaştırdığını düşünürken aslında dünyadan izole ettiği ilişkiler… Yani eşini karşısında yetişkin ve bağımsız bir birey olarak değil de kendisinin uzantısı olarak gören aslında bağımlı ilişkiler ve sonucunda ortaya çıkan rol karmaşaları.

Haberin Devamı

Evlilik her ne kadar yol arkadaşlığı olsa ve hayat her haliyle paylaşılsa da, çiftler ayrı bireyler, birbirine bağlı ama bağımsız kişilikler olduklarını unutmamalılar. Hayatın getirdiklerine göre, bazen dost, bazen anne baba şapkaları ön plana çıksa da ana rol “ilişki yaşayan birey” olmak zorunda. Kadın ve erkek rollerinin ilişkideki esas roller olduğunu ve amacın ilişkiyi canlı ve sürekli kılmak olduğu göz ardı edilmemeli.

Neden bir araya geldiğimizi, neden birbirimizi seçtiğimizi sıkça hatırlamak ve duyguyu hatırlatmak gerek aslında. İyi günde kötü günde, ihtiyacı olduğu şekliyle yanında olacağımızı ama nihayetinde kadın ve erkek olarak konumlanmanın esas olduğunu ve nihayetinde eşimizin anne ya da babası gibi davranmakta ısrarcı olursak, onun gün gelip karşısında kendisini özel ve değerli hissedeceği bir sevgiliye ihtiyaç duyacağını unutmamak gerek.

Haberin Devamı

Birbirinize karşı dürüst olun

Eşlerin birbirini aldatma nedenleri farklılık gösterse de en sık hangi problemlerden dolayı aldatma olayları yaşanıyor?

İhanet sebebiyle ilişkilerinde sorun yaşayan birçok çift var. En çok karşılaşılan sebepler, eşinin kendisini anlamadığını düşünmek, ilgisizlik, duygusal ve cinsel paylaşım eksikliği... Bazıları aldatmayı kendisine hak görüyor, kimi pişman ve ders aldığını söylüyor.

Her şeyden önce şunu kabul etmek gerekir ki insanın doğası tek eşli değil. Toplumsal gereklilikler üzerine oluşturulmuş normlar, ilişkilerin tek eşli olması gerektiğini söylüyor. Çünkü bir aile birliğine, birbirimize güvenmeye ve çocuklarımızı mutlu ve çatışmasız bir ailede büyütmeye ihtiyacımız var. Dolayısıyla evlilikte sadakat önemli ve gerekli bir husus.
İnsanın insanı aldatmasının mazereti çok ama bahanesi yok maalesef. Çünkü hangi sebebe dayanırsa dayansın, ihanet denen yanlış, ilişkideki tüm doğruları silebiliyor.

Sorunlara takılmak yerine çözüm yollarına odaklanın

Evliliği kurtarmak için sorunlara takılmak yerine çözüm yoluna mı odaklanmak gerekiyor?

Birlikte çalıştığım çiftlerde özellikle doğru iletişim dilini ve çözüm odaklı düşünme becerilerini geliştirmeye çalışıyorum. Çünkü hayat bu, her zaman iniş çıkışlar ve her zaman sorunlar olacak. Çözüm odaklı düşünmeyi başarabilen ve doğru iletişim kurabilen çiftler sorunlarını birlikte aşmayı başarabilirler.

Soruna odaklanmak yerine çözüme odaklanan bireyler, her ne kadar üzülseler ve kırılsalar da sorunu aşmaya meylederler ve sorunu çözebileceğini düşünmek, her şeyden önce bireye umut ve tahammül gücü verir. Çözüm odaklı bir yaklaşım ‘neden’ yerine ‘nasıl’a odaklanmayı getirir. Yani zihin kaygılanmak, kızmak veya kırılmak yerine, sorunu nasıl çözeceğine odaklanarak farklı alternatifler geliştirir ve negatif duygulanımlardan da arınır. Dolayısıyla çözüm odaklı düşünmek hem bireyin kendi ruh sağlığına hem de ilişkiye yarar getirir.

Çözüm odaklı düşünmek, duruma ve kişiye bağlı değil, genel bir düşünme sistematiği olmalı aslında. Tıpkı bir matematik problemini çözer gibi, cevabı aramak, farklı yollar denemek sorunu çözüme ulaştırır. Elbette konu ilişki olduğunda çözüm odaklı düşünmekten bizi alıkoyan şey çoğu zaman duygular oluyor. İncinmişlikler, kırgınlıklar bazen de öfke bireylerin çözüm düşünmesini engelliyor.

İşte bu yüzden duyguların çok yüksek olduğu anlarda yani çok sinirliyken, çok üzgünken veya çok neşeliyken alınan kararların yanıltıcı olması da çok olası ve her zaman önce duyguların sakinleşmesini bekleyip, sonra çözüm odaklı düşünerek karar vermekte fayda var.

Peki, ilişkide ihanete engel olmak için alınabilecek önlemler var mıdır? Yoksa akacak kan damarda zaten durmuyor mu? Takip etmek, telefonlarını, maillerini, sosyal medya hesaplarını kontrol etmek ya da kredi kartı ekstrelerini incelemek olası bir ihaneti önleyebilir ya da geciktirebilir mi?

Hayır! Bunların hepsi ihanete engel olmaya değil, ihanet varsa yakalamaya yönelik önlemler. Alınabilecek tek önlem, ilişkinin karşılıklı mutlu hissettirmesi için emek ve özen göstermek. Her iki tarafın da kendisini kısıtlanmış, ihmal edilmiş hissetmediği, sevildiğini, mutluluğunun önemsendiğini hissettiği bir ilişki kurmak. Mutlu olmak ve mutlu edebilmek bir ilişkinin ana hedefi olduğunda zaten ihanet bir ilişki için risk taşımıyor olmalı.

Mutlu Ailelerin 101 Sırrı- Sedef Batı

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!