Yarına dinamit koymayalım

Güncelleme Tarihi:

Yarına dinamit koymayalım
Oluşturulma Tarihi: Nisan 15, 2001 00:00


Çiğdem TOKER/ANKARA
Haberin Devamı

Devlet Bakanı Kemal Derviş, ‘‘Türkiye'yi kötü rüyadan uyandıracak’’ olan ve ‘‘Yeni Türkiye'ye ilk adım’’ sayılabilecek kararları açıklarken, önemli mesajlar verdi. Dervi, ‘‘Herkes gibi devlet de kemer sıkacak. Halka doğruları söylenecek. Bugünü kurtarma değil, geleceğe dinamit koymama üzerine çalışacağız’’ dedi.

Devlet Bakanı Kemal Derviş, ‘‘Türkiye'nin Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı’’ adı verilen yeni programın amacının Türkiye'yi hızla, hakettiği büyüme sürecine götürmeyi amaçladığını söyleyerek, ‘‘Evet hepimiz kemerleri sıkacağız’’ dedi. En önemli ilkelerinin ‘halka doğruyu söylemek’ olduğunu belirten Derviş, ‘‘Yapmamız gereken, Türkiye'nin ekonomik düzenini değiştirmektir. Güçlü bir ülke haline geldiğimizde, bütün bunları kötü bir rüya gibi hatırlayacağız’’ dedi.

Derviş, uzun bir süredir beklenen Ekonomik Programı dün, ekonomi yönetiminin üst düzey bürokratlarıyla birlikte açıkladı. Bu programda para ve kur politikası yer almadı. Para ve kur politikası, IMF ve diğer kuruluşlardan sağlanacak desteğin miktarı ve zamanlamasına göre belirlenecek. Toplumun her kesiminin kemer sıkması gerektiğini söyleyen Derviş, ‘‘Bizden günü kurtaracak kararlar beklemeyin’’ dedi. Derviş, şu konuların altını çizdi:

BORÇ GİZLENMEYECEK:

Devletin borcu varsa, bun kamu bankalarında gizlenmeyecek. Neyse o borç herkes bilsin. Nasıl oluştu bunu da herkes bilsin. Nasıl ödenecek bunu da herkes bilsin.

BUGÜNÜ KURTARMAK YOK:

Bugünü kurtaralım, idare edelim diye yarınımızın altına dinamit koymayalım. Bu uzun vadeli bir mücadeledir. Büyüme, uzun vadeli bir süreçtir. Bugünü kurtaracak diye yarınımıza ipotek koymayalım. Türkiye gibi nüfusu genç bir ülkede, kısa vadeli hesap değil uzun vadeli strateji üretmemiz gerekiyor. Bizden günü idare eden çözüm beklemeyin. Birlikte halkımızın desteğiyle mutlu yarınları inşa etmek istiyoruz.

KAMU BANKALARI ŞAŞKINLIĞI:

Rakamlara bakılırsa, kamu bankalarını bu hale sokan düzene niye son verdiğimiz anlaşılır. Hayret etmemek mümkün değil. 1992 yılında kamu bankalarının görev zararı hiç yok. Fakat bugüne geldiğimizde, görev zararları milli gelirin beşte birine denk geliyor.

DÜZEN DEĞİŞİKLİĞİ BİR DEVRİM:

Kamu bankalarının görev zararını Hazine'nin devralması ve rasyonel, etkili, dürüst bir şekilde yönetmesi, bu düzeni değiştirecektir. Bu bankaların bir an önce üreticiye, çiftçiye, esnafa destek dışındaki mecburiyetlerinden kurtarılmaları gerekiyor. Bankalarda çalışan çok değerli elemanlar var. Hızla durumun düzelmemesi için bir durum yoktur. Ciddi ve herhangi bir politik müdahale olmaksızın çalışmaları gerekiyor. Hazine borcu devamlı ve devletin bütünborcunun şeffaf bir şekilde herkesin görebildiği biçimde tek elden yönetilecek. Her türlü idarive yasal takip devam edecektir. Kamu bankalarındaki düzen değişikliği bir devrimdir.

100 LİRANIN 95'İ FAİZE:

Borç stoku, 2001 yılının başlangıcında yüzde 65'e ulaştı. 2001 yılında, toplanan her 100 liralık vergi gelirin 95 lirası faize gidiyor. Mutlaka istikrarla birlikte yeniden yapılanma süreci içinde olmamız ve Türkiye'nin ekonomik yapısını değiştirmemiz gerekiyor. Zaten bu yeniden yapılanma olmadan istikrarı da sağlayamayız, güveni de tesis edemeyiz.

DEVLET TASARRUFLU ÇALIŞACAK:

Kamunun bir bütün olarak çok daha rasyonel, tasarruflu ve etkin çalışması gerekiyor. Bunu yapmazsak enflasyon sürecini kıramayız ve yazın, sonbahar aylarında enflasyonu aşağı doğru çekemeyiz. Bunu yapamazsak, bütün piyasalara vereceğimiz sinyal çok yanlış olacaktır. Aynı zamanda yüksek reel faiz süreci devam edecektir. Onun için kamu maliyesindeki bu politikayı hepimiz desteklemeliyiz. Bunun sayesinde enflasyon yıl sonunda aylık olarak yeniden yüzde 2'ye ve gelecek yıl da yüzde 20'nin altına inebilecek.

HASTABAKICI ÜCRETİNE ÜZÜLÜYORUM:

Bugün Türkiye'de bir hastanede çalışan bir hastabakıcının aldığı ücrete baktığımda gerçekten çok çok üzüldüm. Bu olacak bir şey değil esasen. Hasta olan vatandaşlarımıza veya annelerimize, babalarımıza bakan bir hastakabakıcının bugün aldığı gelir kabul edilmez derecede düşüktür. Fakat şu anda bugün buna bir çare getiremiyoruz.

SOSYAL BOYUT VE İŞ GÜVENCESİ:

ESK Yasası'nın yasalaşması çok önemli bir adımdır. Özellikle bu zor makroekonomik durumda ve bütçenin bu dar durumunda herkesin isteğine tam olarak uymak mümkün olmayacaktır. Elden gelen dayanışmayı hepimizin göstermesi gerekiyor. Uluslararası normlara uyan bir iş güvencesini işçiye sağlamak zorundayız. Fakat, aynı zamanda bu güvenceyi sağlarken, emek piyasasının ve işverenin de gücü, durumu, işletmenin karı da gözönünde tutularak her iki tarafın da isteğine saygı göstererek ve bir uzlaşma sağlayarak kanunlaşması gerekiyor.

10-12 milyar dolar dış destek gelebilir

Devlet Bakanı Kemal Derviş, dünkü basın toplantısında, dışardan gelebilecek kaynağın çerçevesini de şöyle çizdi: ‘‘Program için 10-12 milyar dolarlık bir dış destek sağlamaya çalışıyoruz. Miktar ve kompozisyonu şu anda kesin belli değil. Çalışmaları gelecek hafta sonuçlandırmayı hedeflediyoruz Dış finansal destek için, herkes programın ayrıntılarını görmek istiyor.’’

Şu anda Türkiye'ye yatırım yapan kazanır

Devlet Bakanı Kemal Derviş, yabancı yatırımcılara şu çağrıyı yaptı: ‘‘Yabancı yatırımcılara çağrıda bulunuyorum. Şu anda Türkiye'de yatırım yapacak olanlar çok kárlı çıkacak. İlk iki üç ay değil ama ondan sonraki bir iki yılda, çok kárlı çıkacak.’

Bol bol gol atacağız

Devlet Bakanı Kemal Derviş, programı futboldan bazı örnekler vererek şöyle anlattı: ‘‘Galatasaray'ın veya başka bir takımın bir stratejisi vardır. Maçın seyrine göre, rakibin hareketlerine göre oyun sürdürülür. Ekonimde de bu böyledir. Her an rakibi ve hedef belli olmalı fakat golü atmak için de her fırsatı kullanmak gerekli. Tabi strateji kadar oyuncuların kalitesi de önemlidir. Arkadaşlarla bir aile gibiyiz. Ve bol bol gol atacağımızı ümit ediyorum.’’

Artık ürün yakılmayacak

Devlet Bakanı Kemal Derviş, önümüzdeki döneme ilişkin tarım politikasını da şöyle özetledi: ‘‘Bir ürün üretilip yakılırsa, uzun vadede bunun ne çiftçiye, ne ekonomiye, ne devlete yararı vardır. Dolayısıyla dünya piyasaları ne gerektiriyorsa ve Türkiye ekonomisi hangi alanda kár edebiliyorsa, üretimin o alanlara kayması gerekiyor.’

Döviz kuru çok yüksek

Daha önceki açıklamalarında nisan sonu için doların fiyatını 1 milyon 100 bin lira olarak beklediğini açıklayan Devlet Bakanı Kemal Derviş, bu konuda da şunları söyledi: ‘‘Döviz kuru, aşırı bir hareket gösterdi. Reel kur hesapları açısından dövizin olması gerekenin çok üstünde. Meclis'teki çalışmaların dahızla sonuçlanması halinde, Türkiye'ye istediğimiz güven gelecek ve makro ekonomik dengeler yerine oturacak.’’

N O T L A R

TOPLANTIYA erken gelen habercileri, Konferans Salonu'ne girerken karşılayan müzik tebessüm ettirecek türdendi. Toplumun her kesiminden fedakarlık istenen programın açıklanmasından az önce çalınan şarkı, bir Nükhet Duru klasiğinin enstrümantal versiyonuydu: Melankoli...

Bakan Derviş'in sağında ve solunda dördü müsteşar, ikisi başkan olmak üzere altı bürokrat yer aldı. Bu kare, ekonomi yönetiminde yıllardır eleştiri konusu olan koordinasyon kopukluğunun bittiğini haber veriyordu.

Toplantıya ‘‘Değerli basın mensupları ve bu programı seyreden sevgili Türk vatandaşları’’ diye başlayan Derviş, sözlerini dia gösterisiyle pekiştirdi.

Toplantıyı izlemek için gazete ve TV kuruluşlarından bir gün önce akreditasyon listesi isteyen Hazine'ye tam 270 kişi kayıt yaptırdı.

Derviş, ''Siyaseti düşünüyor musunuz?'' sorusunu yanıtsız bıraktı. ancak gazetecinini ısrarları üzerine, ‘‘Şu anda programa yoğunlaştık. Siyaset düşünecek halimiz yok’’ dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!