Güncelleme Tarihi:
Vatandaşın alım gücünü pozitif etkileyecek yöndeki kararların hepsi çok önemli. Ancak bu et ve süt döngüsünü kısa vadeli çözümlerle doğru yönde çevirmemiz çok güç.
Oysa kalkınmamızın yolu çiftçiyi köylü gerçek anlamda desteklemekten, üretimi teşvik etmekten geçiyor. Bakın son zamanlarda yükselen et fiyatları sürekli gündemde. Çözümü hem canlı hem de karkas et ithalatında bulduk. Kendi çiftçimizin ayağına sıkmak için daha kötü bir formül bulamazdık her halde. Üstüne basa basa söylemem gerekiyor ki, UCUZ ETİN YOLU, SÜTÜ TEŞVİK etmekten geçiyor.
Süt üretimini artıracağız, fiyat düşmesin diye destek vereceğiz ki dişi hayvan sayımız artsın. Dişi hayvan sayımız artsın ki, bunlardan üreyecek danalar besiye yönelsin. Bugün besicinin besiye almaya çalıştığı danalar hayvan pazarlarında (8-10 aylık erkek ) 4 bin 500 - 5 bin lira fiyatla satıyor. Besiciler bu hayvanları 6 ay bakıyor. Nereden baksanız 1500 liralık yem, veteriner vs masraf edip maksimum 7500 liraya kesim için satıyorlar.
Hayvan başına kazandıkları para 800-1000 TL’yi geçmez. Bu işe ayırdıkları sermaye yaptıkları masraf ortada. Ucuz et için öncelikle besi için alınacak erkek hayvan sayısının artırılması şart. Çünkü pahalı etin zinciri daha bu pazarlarda başlıyor. Besiye alınacak dana sayısını artırıp ucuzlatmadan gerçekten et fiyatını düşüremezsiniz. Zorla düşürürseniz besiciyi zarar ettirir eldeki üretimden de olursunuz.
Bakın süt inekleri yine kasaba gitmiş.
Gelin et yerine süte konsantre olun.
Kesilecek erkek hayvan değil, süt, dana verecek dişi hayvan ithal edin.
Ucuza çiftçiye verin, dişi hayvanı artırın, sütü teşvik edin.
Görün artık!
Ana yok ki dana olsun, et fiyatı ucuzlasın!