TÜSİAD: Üzerinizden çete gölgesini kaldırın

Siyasate çete gölgesinin düştüğünü belirten TÜSİAD Başkanı Muharrem Kayhan, Yüksek İstişare Konseyi'nde yaptığı konuşmada, bu gölgenin ortadan kaldırılması için gereken düzenlemelerin Meclis'ten geçirilmesinin bir zorunluluk olduğunu kaydetti.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısında ‘‘çeteler’’ konuşuldu. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Kayhan, toplantının açılışında yaptığı konuşmada siyasete çete gölgesi düştüğünü söyledi. Bu gölgeyi ortadan kaldıracak düzenlemelerin, hızla Meclis'ten geçirilmesinin bir zorunluluk olduğuna dikkat çeken Kayhan, ‘‘Devleti ve toplumu kemiren çete hastalığının lekeleri, hükümet üyelerinden, parlamenterlere bir dizi siyaset adamının üzerinde görülmeye başlandığında sistemin kurumlarına şiddetli bir güvensizlik duyulacak’’ dedi. Kayhan, YİK'in toplantısında yaptığı konuşmaya şöyle devam etti: ‘‘Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yargılanması hakkında kanun tasarısı Bakanlar Kurulu'nca Meclis'e sunulmuş, komisyonun gündeminde duruyor. Bu yasanın demokrasimiz açısından önemini kavramış bir çoğunluğun Meclis'te bulunduğunu, bu konuda partilerle olan temaslarımızdan biliyoruz. Bu tasarının yasalaşmasının hızlandırılmasını engelleyen nedir? Dokunulmazlıkların sınırlandırılması hususunda neden bir ilerleme kaydedemiyoruz? Temiz siyaset, demokrasi ve istikrarın temel direklerinden biri olarak görülmelidir.’’

İKİ TURLU SEÇİM

Kayhan, ekonomide olduğu gibi siyasette de, yapısal değişimi sağlayacak reformlara ihtiyaç bulunduğunu da bildirdi. Yeni yasama döneminde Meclis'in siyasette birinci önceliği seçim sistemine vermesinin zorunlu olduğunu kaydeden Kayhan, uzlaşmayı sandıkta sağlayacak milletin, vekilini rahatça denetleyebileceği dar bölgeye dayalı ‘‘iki turlu’’ seçim sisteminin, üzerinde durulması gereken ciddi bir alternatif olarak öne çıktığını söyledi. İkinci önemli değişikliğin siyasi partiler yasasında yapılmasının gerekli olduğunu ve bu konuda uzlaşma noktaları bulunabileceğine inandıklarını belirten Kayhan, üçüncü önemli noktanının da uluslararası ekonomik ve siyasi ilişkilerde artık elle tutulur bir engel haline gelmiş olan insan hakları ve demokrasi alanında dünya kamuoyuna söz verip de gerçekleştiremediğimiz anayasal ve yasal değişikliklerin yapılması olduğunu söyledi.

Erdoğan'a yasak gerginliği artırdı

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Bülent Eczacıbaşı da, siyasetteki tıkanıklığın, toplum değerlerini yok eden ve giderek yaygınlaşan yozlaşmanın asıl kaynağını oluşturduğunu da savundu. Eczacıbaşı, siyasi sistemin ülkenin sorunlarına etkin çözümlerin üretilmesini engellediğini ifade ederken, şunları söyledi: ‘‘Enflasyondan gelir dağılımına ve işsizliğe, sağlık sorunlarından eğitim, çevre, dış politika ve hukuk sistemi sorunlarına kadar pek çok alanda 10 yıllardır çözüm üretememenin, sorunlarımızı bir yıldan öbür yıla, bir hükümetten öbür hükümete devretmenin ızdırabını yaşıyoruz. Demokrasimizi güçlendirmek ve özlediğimiz çağdaş standartlara kavuşturmak için gerekli reformlar konusunda hiçbir somut adım göremiyoruz. Şimdi karşımızda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan ile ilgili karar somut bir örnek olarak duruyor. Yargının kararlarına elbette sonsuz saygı duyuyoruz ve hiçbir şekilde bunları tartışmak amacını taşımıyoruz. Ancak, bu kararların temelinde yatan yasaların, toplumumuzdaki gerginlikleri ve kutuplaşmaları nasıl artırdığını da gözardı edemiyoruz.’’ Eczacıbaşı, ‘‘Uçağımıza taklalar attırmaktansa, rotamızda küçük düzeltmelerle istediğimiz yere varabileceğimize inanıyoruz’’ dedi. Eczacıbaşı, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın sözlerini tersine çevirerek, ‘‘Sorun pilotta değil, uçaktadır’’ görüşünü savundu.