Türkiye, 22 yıl sonra zenginler kulübünde

Dışişleri Bakanlığı'nın hazırladığı ‘‘2010 ve 2020'de Dünya ve Türkiye’’ konulu çalışmaya göre, Türkiye 2020 yılında OECD'nin en büyük 5 ekonomisi arasında bulunacak. Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e de sunduğu rapora göre 22 yıl sonra Türk insanının milli geliri 30 dolara, Türkiye'nin ihracatı 665 milyar dolara yükselecek.

Dışişleri Bakanlığı'nın koordinasyonunda, Türkiye'nin 21. yüzyıldaki ekonomik, siyasi konumu ile erişebileceği hedefleri içeren ‘‘2010 ve 2020'de Dünya ve Türkiye’’ başlıklı bir çalışma yapıldı. DPT'nin de teknik olarak destek verdiği çalışmada, Türkiye'nin 2020 yılına kadar geçen süre içindeki muhtemel profili belirlendi. Çalışma, OECD'nin ‘‘2020 Yılında Dünya’’ (The World in 2020) başlıklı raporuna da konuldu.

Çalışmada, ‘‘yavaş ve hızlı’’ olarak iki ayrı büyüme senaryosu değerlendirildi. Yavaş büyüme senaryosunda mevcut yapının sürmesi halindeki durum değerlendirilirken, hızlı büyüme senayosunda ise yapısal reformların gerçekleştirilmesi ve makroekonomik istikrarın sağlanması durumunda oluşabilecek yapı değerlendirildi.

GELİR 30 BİN DOLAR

Bu çerçevede, sözgelimi 2020 yılında, hızlı büyüme senaryosunda kişi başına milli gelir, 1992 yılı kişi başına satın alma gücü paritesine (PPP) göre, 30 bin dolar düzeyine (bugünkü fiyatla yaklaşık 8 milyar 200 milyon lira) ulaşacak. O yıl itibarıyla Türkiye, OECD'nin ilk beş büyük ekonomisi içinde yer alarak, ‘‘üst gelir grubuna’’ yerleşecek.

Türkiye'nin dünya hasılası içindeki payı da, baz alınan 1995'teki yüzde 1'lik değerden yüzde 3'e ulaşıyor.

Yine yüksek büyüme senaryosunda, 2020 yılında mal ve hizmet ihracatı yaklaşık 665 milyar dolara, mal ve hizmet ithalatı ise 750 milyar dolara ulaşıyor. Bu çerçevede, dış ticaret hacminin milli gelire oranı, baz yılı 1995'teki 0.43'lük değerinden, 2020 yılında 0.88'e çıkıyor.

2020 yılında ekonomik büyüme rakamı ise yüzde 6-7 oranı düzeyine oturuyor.

Yüksek büyüme senaryosunda işsizlik oranı yüzde 3'e inerken, hizmet sektörü, gerek istihdam ve gerekse katma değer olarak ekonominin motoru haline geliyor.

Türkiye köprü değil terminal ülke oluyor

Bugüne kadar Türkiye için kullanılan ‘‘köprü ülke’’ tanımı da 2020 yılında yerini ‘‘terminal ülke’’ tanımına bırakacak. Türkiye, Avrupa ve Balkanlar ile Rusya, Kafkasya, Orta Asya ve Ortadoğu arasındaki ekonomik, siyasi ve kültürel trafikte bir entegrasyon, üretim-tüketim ve dağıtım merkezi olacak. Mallar ve fikirler Türkiye'de dönüşme uğrayacak, tüketilecek ve yine Türkiye kanalıyla dünyanın diğer bölgelerine dağıtılacak. Türkiye, jeolitik ve jeostratejik önemi daha da artarak, ekonomik ve politik olarak ‘‘aktör’’ ülke haline gelecek.

Dünyaya tanıtılacak

Dışişleri Bakanlığı'nın hazırladığı ‘‘2010 ve 2020'de Dünya ve Türkiye’’ konulu rapor, yakında büyük bir dış tanıtım kampanyası ile dünya kamuoyuna duyurulacak. Böylece, Türkiye'nin yeni yüzyılda, değişen ekonomik profili ve dünya ekonomisinde üstleneceği rol dünyaya anlatılacak.

Türkiye'nin en büyük kozu GAP

Dışişleri Bakanlığı'nın raporunda, 2020'li yıllarda Türkiye ekonomisinin ve Türk insanının ulaşacağı profilde en önemli unsurlardan biri olarak GAP projesi gösteriliyor. Tamamı devreye girdiğinde 3.3 milyon kişilik ilave istihdam yaratacak olan GAP projesi, aynı zamanda Türkiye'nin tarım ürünleri kompozisyonunu da değiştirecek. İklimsel değişiklikle birlikte, GAP'ın sağlayacağı sulama avantajı, Türkiye'yi 21'inci yüzyılın başlarında tarımda da dünyanın en güçlü ülkeleri arasına sokacak.