‘Tek Adam’ın Türkiye hayranlığı

Güncelleme Tarihi:

‘Tek Adam’ın Türkiye hayranlığı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 03, 1997 00:00

Haberin Devamı

KİMLİK KARTI

Para birimi: Manat (1992'de 1.99 Manat 1 dolar iken, bugün 1 dolar resmi kurda 4.165, karaborsada 5.400 Manat)

Milli Gelir: Ortalama 1500 dolar.

Enflasyon: Ülkenin kuruluşunun ilk yıllarında % 1500'e kadar çıkan enflasyon 1966'da %550'ye, bu yılın son altı ayında %25 seviyesine indi)

Sanayi ürünleri: Doğalgaz, petrol, pamuk, elektrik enerjisi, deri ve fosfat.

Türkiye'nin ticari ilişkisi: Türkler, yabancı yatırımcılar olarak ilk sırada. Hizmet sektöründen sanayii yatırımına kadar iştigal eden 200 firma bulunuyor. Ticaret hacmi yıllık 300 milyon dolar, toplam yatırım hacmi ise 2.9 milyar dolar seviyesinde.

Dokuz bin Türk yaşıyor

Türkmenistan Türk işadamlarının yaptığı yatırım ve ticaretle, adım adım ‘Küçük Türkiye' halini alıyor. Ülkede, Türk malllarının hakim olduğu pazarların yanısıra tekstilden inşaata, enerji nakil hatlarından hizmet sektörüne kadar tüm sektörlerde Türk firmaları üstünlük sağlıyor. Tekstil, gıda, sanayi, bankacılık ve hizmet sektörlerinde 200 Türk kuruluşunun faaliyet gösterdiği ülkede, Türk ortaklı şirketlerin üstlendikleri işlerin toplam hacmi 700 milyon doları (yaklaşık 128 trilyon lira) buluyor. Sokaklarında Tofaş otomobillerin gezdiği, Efes Pilsen biraların satıldığı Türkmenistan'da dokuz bine yakın Türk yaşıyor.

UMUTLAR TEKSTİLE BAĞLI

Ülkeyi 21'inci Yüzyıl'da dünyayla entegre edeceğine inanılan tekstil sektöründe ise Türk şirketlerinin ağırlığı daha da çok görülüyor. Pamuk üreticisi olan Türkmenistan'da, ucuz enerji ve düşük işçi ücretleriyle faaliyet gösteren Türk tekstil şirketleri, bir yandan Türkmen halkına devletin iki katı maaş vererek katkıda bulunuyor, bir yandan da tüm Rus ve dünya pazarına açılarak, şirketlerinin ve Türkiye'nin adını duyuruyor. 1991 yılında ürettiği pamuğun sadece yüzde beşini işleyen Türkmenistan, bugün Türk şirketlerinin getirdiği son teknolojiyle, ürettiği pamuğun yüzde 30'unu işleyebiliyor. Fabrikalar, özel sektöre alışmaya çalışan ülkede, kalifiye işçi yetişmesine de yardımcı oluyor. Ülkede çoğunluğu Türk şirketlerine ait 10 iplik fabrikası, 22 çırçır fabrikası, iki trikotaj entegre tesisi, (iplik, boyama, kumaş, konfeksiyon) bir kot kumaş entegre tesisi (iplik, boyama, kumaş, konfeksiyon) bir masura tesisi yer alıyor.

HİZMET SEKTÖRÜNDE DE TÜRKLER

Üretim tesislerinin yanısıra ülkedeki hizmet sektöründe de Türk egemenliği hakim. Gazeteci Oğuz Yayan'ın hazırladığı kitaba göre ikisi beş yıldızlı otel olmak üzere 12 konaklama tesisinin bulunduğu Türkmenistan’da Türk işadamları havalimanı, kültür merkezi, müze binaları, pazar yerleri ve parkların yapımını da üstlendiler.

LATİN HARFLERİYLE KİTAP

Milli Eğitim Bakanlığı'nın açtığı Aşkabat Anadolu Lisesi ile ilköğretim okulunda da Türk ve Türkmen öğrenciler eğitim görüyor. Bakanlığın tüm araç ve gereçlerini Türkiye'den göndererek açtığı trikotaj, kuaförlük, dikiş ve nakışı kapsayan meslek edindirme kursuyla, Türkiye Türkçesi Öğretim Merkezi de Türkmen gençlerin en çok rağbet ettiği eğitim kurumları arasında yer alıyor. Türkmenistan'ın Latin alfabesini kabulü sonrasında ülkeye 80 bin Türkmence alfabe gönderen bakanlık 1997-98 öğretim yılında da üç milyon Latin alfabesi ders kitabını Türkmenistan'a gönderecek. Bakanlığın dışında Başkent Eğitim Şirketi'nin de ülkede 13 lisesi ve bir üniversitesi bulunuyor. Dışişleri Bakanlığı'na bağlı Türk İşbirliği Kalkınma Ajansı da çeşitli plan ve eğitim sağlayarak Türkmenistan'ın gelişimine yardımcı olurken, Türkmenistan'a bağımsızlığını kazandıktan sonra ilk krediyi veren Türk Eximbank da kredi vermeyi sürdürüyor.

Prof. Saim Sakaoğlu, ‘Türkmen Halk Masalları’ kitabında, ‘‘Her millet, başka milletlerden aldıkları masalları yeni baştan kendi kültürlerine uygun olarak işler, geliştirir. Fazlalıkları atar, eksiklikleri giderir. Masal kahramanlarına kendi milli elbiselerini giydirerek yeni bir şahsiyet kazandırır’’ diyor.

Türkmenistan şimdi bu değişim sürecini geçiriyor. Süratle yeni bir devlet kimliğine bürünüyor, bazı sıkıntılar yaşasa da...

Türkmenistan, Hazar Denizi’nin doğusunda yeralan 4.5 milyon nüfuslu bir Orta Asya ülkesi. Türkiye'nin yarısı kadar bir coğrafyada. Bunun yüzde 80'i de dünyanın en büyük çöllerinden biri olan Karakum Çölü'yle kaplı. Sınır komşuları; Kazakistan, Özbekistan, Afganistan ve İran... Nüfusunun yüzde 78'i Türkmen, yüzde dokuzu Özbek. Göç nedeniyle Ruslar'ın oranı yüzde altıya kadar inmiş.

ALTINCI YILINI KUTLUYOR

Dünyanın üçüncü büyük yeraltı kaynağı olan ‘mavi altını doğalgazı ve dünyanın en kaliteli uzun lifli pamuğu ‘ak altın’ı ile Türkmenistan, geleceğin Kuveyt ya da İsviçresi olmaya aday gösteriliyor. Bunu bir öğretmene sorduğumda, ‘‘Hayır, hiçbirini değil, Türkmenistan olacağız’’ dedi.

Geçen hafta, Türkmenistan'ın altıncı kuruluş yıldönümü törenlerini izledik. Törenlerin yapıldığı yeni stadyum, İstanbul'dan Yeşim Eşref ve ekibi tarafından Türkiye'den getirilen 7500 metre kumaş, 40 bin metre kurdela ile gelin gibi süslenmişti. Zengin kültürünü içeren folkloru ve modern danslarıyla bir renk cümbüşüne dönüşen töreni kurşun geçirmez camla kaplı locasından izledi Devlet Başkanı Saparmurat Niyazov Türkmenbaşı... Gördüğümüz kadarıyla bir ara gözleri doldu. 1 Ekim'de Almanya'da by-pass ameliyatı geçirmesine karşın dirençli görünüyordu. ‘‘Biz yeni bir devletiz, zor zamanlar geçirdik. Ama kısa zamanda zor işleri başardık’’ derken, 10 yıllık planının altıncı yılının bilançosunu şöyle özetledi:

‘‘700 eser ortaya koyduk, 180 eserin yapımı da sürüyor.’’

Balkan, Lebap, Mari, Ahal ve Daşoğuz boylarından oluşan Türkmenler, vatanlarını başlarına ‘taç’ etmek zorunda. Törenler sırasında sunucunun ağzından ‘halk’, ‘vatan’ ve ‘yurt’ sözcükleri eksik olmadı. ‘‘Türkmen halkının geleceği şereflidir’’ diye haykırıldı.

Türkmenbaşı için ‘‘Ömrü uzun olsun’’ dileğinde bulunuyordu herkes.

Saatler süren kutlamalar, bizim 23 Nisan, 19 Mayıs ve Cumhuriyet Bayramı törenlerini anımsatıyordu büyük ölçüde... Türkmenbaşı'nın, Atatürk'ten etkilendiği söylemek yanlış olmaz. Atatürk'ün siyasi felsefesi ile devletçi ekonominin izlerini görebiliyorsunuz.

Evet Türkmenistan ‘anayurt’ ise Türkiye ‘atayurt’, KKTC de ‘yavruyurt’ onlara göre...

HER YERDE TÜRKMENBAŞI

‘‘Şaparmurat Niyazov, bir diktatör mü?’’

Aşkabat'a gelen yabancılar bu soruyu sıksık soruyorlar.

Tören sırasında bir ara elektriklerin kesilmesi Enerji Bakanı'nın yerinden fırlamasına yol açtı. Türkmenbaşı'na, bir şey söyleyecek diye korkulu gözlerle baktı. Neyse, bir süre sonra elektrikler geldi de yüreği rahatladı.

Bu tür hata ve yanlışlar görevden azledilmeye kadar gidiyormuş.

Türkmen bir bürokrata, ‘‘Her yerde bu kadar Türkmenbaşı adı olur mu?‘‘ diye sorduğunuzda, ‘‘Halk istiyor. Liderimiz çok seviliyor’’ yanıtıyla karşılaştık.

Kendi adını taşıyan saraylar, havaalanları -Aşkabat'takini Alarko ABD'lilerle ortak yaptı-, stadyumlar, müzeler, oteller, bulvarlar yaptıran, tüm kent ve kasabaları heykel ve portleriyle süsleyen Türkmenbaşı, bu yıl yapılması gereken seçimleri 2002 yılına kadar ertelemiş.

Geçen Ağustos ayında bu ülkeyi gezen Associated Press'in bir muhabiri izlenimlerinde Türkmenbaşı'nı şöyle tanımlıyor:

‘‘Ataları Timurlenk ve Cengiz Han'a özenerek sınırsız bir iktidar sahibi olmak istiyor... Tek adamlığa soyundu... Kendisini tüm Türkmenler'in lideri ilan etti... Ülkesini kişisel bir derebeyliğe dönüştürdü...’’

Türkmenistan bağımsızlığına kavuşunca eski Komünist Partisi'nin adını ‘Demokrat Parti' olarak değiştirmiş... Devlet Başkanı olarak da yine yürütmenin başında. Yasama görevini seçimle işbaşına gelmiş 50 üyeli bir Meclis yürütüyor.

Okullarda, devlet televizyonunda ve hükümetin tüm toplantılarında hergün ‘‘Vatanıma, bayrağıma ve devlet başkanıma ihanet etmeyeceğime and içiyorum. Sözümden dönersem dilim kopsun...’’ diye yemin ettirildiği anlatılıyor.

YASAKLAR ÇOK

Bunun yanında demokrasi, insan hakları, düşünce özgürlüğü yok. Zaten insanların yaşamlarında bu kavramların yeri henüz yok. Bu eğitimle ve dışa açıldıkça görülecek.

Yazılı basın özgür değil... Örneğin, uyuşturucu yakalanması, trafik kazası, yangın ve cinayet gibi haberlerin yayınlanması yasak. Ancak, yargı sonucu verilen cezalar yazılabiliyor.

Ama devletin bir gazetecisi, ‘Vatan' Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Annageldi Nurgeldiyev geçenlerde bir yazısında şu öneride bulunmuş:

‘Türkmenbaşı'nın resmini Türkmenistan bayrağına koyalım.’’

Böyle bir yağcılığın bizde olmadığına şükretmek gerekiyor mu?

Saparmurat Niyazov Türkmenbaşı, bu eleştirilere karşın kendisini ülkesine adamış bir lider... Yahudi kökenli eşi Moskova'da yaşıyor. Aklı fikri ülkesinin inşasında... Yeraltı zenginlikleri nedeniyle Orta Asya'da bir kavga istemiyor. Bu nedenle BM'ye yapılan başvuru sonucu 1995 Aralık ayından beri ‘tarafsız' ülke statüsünde Türkmenistan. Türkmenbaşı, bu konumlarını 70 metrelik ‘Tarafsızlık Anıtı' ile simgeleştiriyor. 12 proje arasından seçilen mimar Erol Tabanca'nın projesi 12 milyon dolara yapılıyor.

Ama şu bir gerçek ki, sınır ve gümrükler hala Rus askerlerinin denetiminde, Türkmenbaşı da KGB ajanlarınca korunmada...

Türkmenistan'da, Türk mallarının hakim olduğu pazarların yanısıra tekstilden inşaata, enerji nakil hatlarından hizmet sektörüne kadar tüm sektörlerde Türk firmaları üstünlük sağlıyor.

Türkmenistan'ın Bağımsızlık Bayramı'nın 6. yılı kutlamaları, Türk Mensel JV'nin yaptığı Aşkabat Köpet-Dağ Stadyumu'ndaki muhteşem gösterilerle kutlandı. Törenler bizim 23 Nisan ve 19 Mayıs gösterilerini andırıyordu.

‘İpek Yolu'nun yedi ayrı kolunun kesiştiği noktada bulunan Türkmenistan tarihin derinliklerinden kendine özgü değerleri bugün bir bir yaşatıyor. Bir Türkmen düğününde geline takılan takılar, ona psikolojik bir güç kaynağı oluşturuyor. 18 yaşına kadar evlenen ve iki çocuk sahibi olan damat, askerlikten muaf oluyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!