Sadece kâr peşinde koşmayın popülizme siz de karşı çıkın

Güncelleme Tarihi:

Sadece kâr peşinde koşmayın popülizme siz de karşı çıkın
Oluşturulma Tarihi: Şubat 23, 2010 00:00

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “İş dünyasına önemli roller düşüyor. Yeter ki zamanında yöneticileri, hükümetleri uyarın, doğruları gösterin. ‘Bu yıl şirket ne kâr elde etmiş?’ Eğer sadece bunun, sadece bu yılın derdine düştüyseniz, bu, krizin çözülmesine yardımcı olmaz” dedi. Babacan, iş dünyasına, “Popülizme karşı çıkın” çağrısı da yaptı.

Haberin Devamı

DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Avrupa Odalar Federasyonu-Eurochambres’ın Ortak Üyeler Komitesi Toplantısı’nda Avrupalı iş adamlarından hükümetlerini popülizm konusunda uyarmalarını istedi. Babacan, “Eurochambers Ortak Üyeler Komitesi Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, AB’nin sıkıntılarına işaret ederek, en azından kısa vadede eskisi gibi gelecek vaat eden pazar olamayacağının altını çizdi.
Sadece kâra odaklanmayın
Babacan, şunları söyledi: “İş dünyasına çok önemli roller düşüyor. Yeter ki zamanında yöneticileri, hükümetleri uyarın, doğruları gösterin. ‘Bu yıl şirket ne kâr elde etmiş?’ Eğer bunun derdine düştüyseniz, sadece bu yılın derdine düştüyseniz, bu, krizin çözülmesine yardımcı olmaz. Hep beraber dünyanın geleceği için, içinde bulunduğumuz bölgenin, ülkenin geleceği için doğru politikalar neyse desteklememiz gerekiyor. Burada artık sen, ben, A partisi, B partisi, C partisi. Bu kavga yaşanmamalı. Kısa vadeli kavgalarla, kısa vadeli tartışmalarla böylesine derin bir krizin üstesinden gelmek mümkün olmayacak.”
Testi kırılmadan yaptık
Ali Babacan, siyasetin doğasında bir miktar popülizm olduğuna dikkati çekerek, “O noktada sizlerin iş dünyası olarak ‘dur’ diyebilmesi lazım. ‘Yaptığınız popülisttir arkadaş, sen bu ülkenin geleceğini tehlikeye atamazsın, ne yapıyorsun’ diyebilmesi lazım” dedi. Babacan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hiçbir yarışma kuralsız olmaz. Kurallar olmazsa kaos olur. Bunun kompozisyonunun, dengesinin iyi oluşturulması gerekiyor. Biz bu dengeyi Türkiye’de mümkün olduğunca tutturmaya çalışıyoruz. Nasreddin Hoca bir testinin kırılmasından bahseder. Biz testi kırılmadan yapacaklarımızı yaptık. Bugünlerde de yine ileriye bakıyoruz. Mevcut krizin çok ötesine bakıyoruz. Tabii atılacak bazı adımlar, yapılacak bazı uygulamalar bazılarına rahatsızlık verecek. Bunun çok iyi farkındayız. Ama bunları gelecek nesilleri koruma adına bugünden yapmamız lazım.”

Haberin Devamı

Bankalara hem havuç hem sopa gösterdik

BAŞBAKAN Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye olarak krizden çok önce bankalarla ilgili stres testleri yaptıklarını ve problemli bankaları tespit ettiklerini belirterek, “Sessizce sermayelerinin yeniden yapılandırmasına teşvikçi olduk. Bazen havuç, bazen sopalar kullandık. 2006’da çıkardığımız Kredi Kartı Yasası ile ABD’nin son dönemde çıkardığı yasa madde madde aynı. Mortgage Yasası’na yüzde 25’lik peşin ödeme şartı koyduk. Bu şart ABD’de olsaydı belki de bu kriz yaşanmayacaktı.”

Haberin Devamı

İlişkileri güçlendiriyoruz

EUOCHAMBRES Başkanı Alessandro Barberis, Eurochambre’ın arkasındaki temel düşüncenin ortak çalışma duygusu olduğunu söyledi ve “Genişlemeden sorumlu yeni bir komisyon var. Çok önemli fayda sağlayacağız. Özellikle aday ülkeler için. Eurochambres olarak ilişkileri güçlendirmeye çalışıyoruz. Özellikle de somut girişimleri ve lobiciliği geliştiriyoruz. Hep birlikte farklılıkları zorlukları kabul ediyoruz. Birlikte çalışarak daha çözüme yakın önerilerle ortaya çıkabiliriz” diye konuştu.

Bu nasıl Gümrük Birliği malı satan da taşıyan da serbestçe dolaşamıyor

TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı ve Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (Eurochambres) Başkan Yardımcısı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Bu nasıl Gümrük Birliğidir ki malların hareketleri serbest olacaktır ama bir taraftan bunu alan, satanlara vize uygulayacaksınız ve bu malları taşıyan kamyonlara kota uygulayacaksınız? O zaman nasıl bir Gümrük Birliğinden bahsedebiliriz?” dedi. Hisarcıklıoğlu, “Eurochambres Ortak Üyeler Komitesi Toplantısı”nın açılışında yaptığı konuşmada, Eurochambres’ın Avrupa Birliği (AB) üyesi olmayan ülkelerin Odalar Birlikleri ile yaptıkları görüşmelerde sıkça gündeme gelen “Ekonomik Kriz, Lizbon Antlaşması ve Avrupa Birliği’nin Genişleme Süreci” konusunu toplantının ana teması olarak belirlediklerine dikkati çekti ve ekonomik krizin, küresel düzeyde ve ulusal düzeyde iş yapma alışkanlıklarından birçoğunu değiştirdiğini dile getirdi. “İnşallah 2010, küresel krizin bittiği ve dünya ekonomilerinin yukarı doğru tırmanacağı yıl olacak” diyen Hisarcıklıoğlu, “Türk iş alemi olarak biz kendimize bir hedef belirledik; 2013 yılında Türkiye, AB’ye tam üye olacakmış gibi, bütün müzakere sürecini bitirecekmiş gibi biz hazırlıklarımızı yaptık. Önümüzdeki dönemde Avrupa kıtasının huzuru ve istikrarı için genişleme sürecinin muhakkak devam etmesi lazım” diye konuştu.
Türkiye ve AB
Türkiye’nin AB ile olan sorunlarını da üç ana başlık altında topladığını dile getiren Hisarcıklıoğlu, bu sorunların başında vize sorunun geldiğini bildirdi. Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu: “Bütün mal alım, satımları serbest diyeceksiniz ama bunu satmak isteyen veya buradan mal almak isteyen insanlara vize uygulayacaksınız. Bunu anlamak mümkün değil. Bir başka nokta, yine bütün mal alım, satımı serbest diyeceksiniz ama bu malları taşımak istediğinizde bir nakliye problemiyle karşı karşıya kalacaksınız. Bunu da anlamak mümkün değil. Bugün 3. ülkelerle yürütülen Serbest Ticaret Anlaşmalarında maalesef Türkiye’nin buradaki görüşü ele alınmamaktadır. Daha sorasında yapılan ‘Biz anlaşmayı, imzaladık. Buyurun siz de müzakereleri başlatın’ demek maalesef haksızlık olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye’ye bu anlamda haksızlık yapılmaktadır. Bu da Gümrük Birliği anlaşmasının anlayışına terstir.”

Haberin Devamı

Kahve falına bakmayalım işgücü ihtiyacımız var

AVRUPA Parlamentosu Üyesi Marietje Schaake, “Burada Türk kahvesi falı bakmaktansa gerçekçi olmalıyız. Türkiye’nin AB üyeliğine destek veriyoruz. Ekonomi ve demokrasinin güçlendirilmesi gerekiyor. 2 hafta önce yeni bir mevzuat ile bankaların müşterilerinin gizli bilgilerini ABD’ye aktarmasına izin verildi. Bu da terör ile mücadele kapsamında verilen bir karardı. Kalifiye iş gücüne ihtiyacımız var. Bizdekinin de diğer ülkelere kaçmasını engellemek zorundayız” dedi. AB’de bilgi ekonomisinin öne çıkması gerektiğini söyleyen Schaake, AB içinde ar-ge çalışmalarını 1 yılda 7 milyar euro harcandığını buna karşılık, tarım sübvansiyonlarının 123 milyar euro tuttuğunu vurguladı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!