Giorgio Armani’nin açtığı sahte saat davasında bilirkişi şoku

Güncelleme Tarihi:

Giorgio Armani’nin açtığı sahte saat davasında bilirkişi şoku
Oluşturulma Tarihi: Kasım 23, 2013 01:51

GİORGİO Armani, Gold Teknoloji’ye ait GSA Saat Mücevherat’ın mağazalarında satılan Emporio Armani marka saatlerin sahte olduğunu iddia etti. Bilirkişi talep edildi. 3 rapor ‘orjinal’ derken bir raporda kararsız kalındı. ‘Adli tıp uzmanı iki bilirkişi’ ise saatler için ise ‘Sahte’ dedi.

Haberin Devamı

TÜRKİYE yıllık büyüklüğü 500 milyon dolara ulaşan markalı saat pazarında önemli bir davaya şahitlik ediyor. Davanın bir tarafında, ürünleri 100’ü aşkın ülkede satılan Giorgio Armani S.P.A yer alırken, diğer tarafta GSA Saat Mücevherat A.Ş. var. İtalyan taraf, Emporio Armani marka saatlerin sahtelerinin, GSA şirketi tarafından satıldığını iddia etti. Mahkeme karar verebilmek için 5 ayrı bilirkişi raporu istedi. 3 raporda saatlerin orjinal olduğu belirtildi, birinde ise kararsız kalındı. Son raporda da Adli Tıp Kurumu bünyesindeki iki uzman, ilk hazırladıkları taslak raporda ‘yorumsuz’ kalırken; sekiz gün sonra ise saatlerin sahte olduğu yönündeki raporu mahkemeye sundu. Bu kez adlı tıp uzmanı iki bilirkişinin saat sahteciliği konusunda eğitim almadıkları ve görüş belirtemeyecekleri ortaya çıktı. İşte üç yıla yakın bir süredir devam eden dava sürecindeki ayrıntılar.

Haberin Devamı


SAATLERİNİZ SAHTE’ İDDİASI

Giorgio Armani S.P.A Aralık 2010’da GSA’nın bünyesinde bulunduğu Gold Bilgisayar mağazalarında ve GSA mağazalarında Emporio Armani adı altında sahte saatlerin satıldığı iddiasında bulundu. Noter çağrılarak, Bayrampaşa’da bulunan bir AVM’deki bir mağazada bazı saatlere, ‘sahte oldukları gerekçesiyle’ el konuldu. Giorgio Armani tarafı, söz konusu saatlerin sahte olduğunu, ‘marka hakkına tecavüz edildiği’ni savundu; 10 bin Euro da tazminat talep etti. GSA Saat tarafı ise, saatlerin orijinal olduğunu, uzmanlara yaptırılan incelemeden sonra ABD’deki bir firmadan alındığını belirtti. Saatler için Gümrük görevlilerinin de inceleme yaptığını ve yurda girişine izin verildiğini resmi yazıları ile sundu. Konu mahkemeye taşındı. Ocak 2011’de İstanbul 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde dava açıldı. Teknik inceleme gerektiren konuda mahkeme, bilirkişi raporu sonrası karar vereceğini kaydetti. Dava dosyasına, 5 bilirkişi raporu ve bir çok mütalaa sunuldu.

GENEL EĞİLİM ‘SAHTECİLİK YOK’

Bilirkişi raporlarının birinde saatlerin GSA tarafından Amerikalı Promise firmasından satın alındığı kaydedildi. Bir raporda ise saatlerin sahte olup olmadığı yönünde kanaat belirtilmedi. Üç kişilik heyetin sunduğu diğer bir raporda ise, saatçi bilirkişi saatlerin sahte olmadığını söylerken, öğretim üyesi iki bilirkişi saatlerin daha gelişmiş laboratuvar ortamında incelenmesi gerektiğini kaydetti. Üç kişiden oluşan bir başka bilirkişi ekibi ise saatlerin sahte olmadığı yönünde rapor verdi. Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talep ettiği bilirkişi raporunda da heyet saatlerin sahte olmadığını kaydetti.

YENİ HEYET OLUŞTU

Mahkeme bu yılın başında yeni bilirkişi heyeti oluşturdu. Prof. Dr. Selçuk Öztek başkanlığında oluşan heyette Adli Tıp Uzmanları Doç. Dr. Faruk Aşıcıoğlu ve Dr. Çetin Seçkin ile saatçi bilirkişiler Nevzat İnce ve Hasan Yılmaz yer aldı. Heyet, dosya üzerinde çalışmaya başladı; el konulan saatler ile orijinal olarak ortaya konulan saatleri incelemeye aldı. Heyet raporunu 4 Temmuz’da tamamladı ve mahkemeye sundu.
Bu raporda saatçi iki uzman saatlerin orjinal olduğu belirtti. İki adli tıp uzmanı ise saatlerin sahte olabileceğini raporladı. Ancak 8 gün önce hazılanan imza aşamasındaki taslak raporda mahkeye sunulan rapordan farklı unsurlar dikkat çekti. Bu raporda iki Adli Tıp Uzmanı inceledikleri saatlerin bazılarında ‘farklılık’ tespit ettiklerini yorumsuz bir biçimde yazmıştı. Oysa mahkemeye sunulan raporda taslak rapora ek olarak “Farklılıkların dava konusu el konulan saatlerin taklit oldukları anlamına gelebileceği...” ifaresi girmişti.

SAAT SAHTECİLİĞİNİ BİLMEZLER

Devreye GSA avukatları girdi. Çelişkilere dikkat çeken avukatlar Adli Tıp Uzmanları hakkında İstanbul Adalet Komisyonu ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’na şikâyette bulundu. Uzmanların saat sahteciliği konusunda görüş beyan edemeyeceği ortaya çıktı. İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı ve İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü saat sahteciliği konusunda eğitim vermediklerini bildirildi. Bilirkişi Şahin İplikçi de adli tıp uzmanlarının saat sahteciliği konusunda uzmanlıklarının bulunmadığı yönünde görüş verdi. Son duruşması 19 Kasım’daki davada bir sonraki celse için Ocak 2014’e gün verildi.

BAKMADAN GEÇME!