Prim artışı ertelenmeli

Güncelleme Tarihi:

Prim artışı ertelenmeli
Oluşturulma Tarihi: Mart 29, 2003 16:57

Amazon ormanlarında yaşayan yerliler yaktıkları ateşin başında hem dans edip, hem de şarkı söylerlermiş. 'Bunda ne var' diye sorabilirsiniz. Yerlilerin her biri kendi şarkısını söyleyip, kendisi dinlermiş. Yani yerlilerin ortak bir şarkı paylaşımı söz konusu olmazmış.

Bu olay Türkiye'de sosyal güvenliği (sözde) yönetenlere çok uyuyor. Hükümet ayrı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ayrı, bakanlığa bağlı SSK ve Bağ-Kur ayrı şarkıları söylüyor.

Seslerinin kötü olduğunu bildikleri için kulaklarına pamuk tıkayıp, o sesin kendilerini rahatsız etmesini de önlüyorlar.

Ya dinleyenler? Yani çalışanlar, sigortalılar, emekliler, hak sahipleri, kısaca halk... Onlar ne yapacaklarını şaşırmış durumda.

Türkiye'nin bir sosyal güvenlik politikası yok, sosyal güvenliği idare edecek bir mayestro yok.

Bir uygulama getiriliyor. Bunun artısının, eksisinin ne olacağını hesaplayan yok. Artıyı eksiyi hesap edip, yanlışlıkları söyleyen çok az insanın sözlerini ise kulakları pamuk tıkalı olanlar duyamıyor.

Okumaya gelince, gerçeklerle karşılaşacaklarını çok iyi bildikleri için gözlerini de kapatıyorlar.

Geçen yıl Mart ayında, 'SSK ve Bağ-Kur primleri nereye?' başlıklı yazımda aktarmıştım. Hatta 'bir nisan şakası zannetmeyin primler ciddi oranda artırılıyor. Aman dikkat' diyerek okuyucuları uyarmıştım.

Yasa gereği Nisan 2003'te, SSK ve Bağ-Kur primleri artıyor. Sözde reform diye karşımıza getirilen uygulamaların sosyal güvenliğe ne kadar zarar verdiği ortadadır.

Bakanlık ve ona bağlı kurumlar ne kadar kan kaybettiklerinin farkında değildirler. Son yıllarda prime esas kazançların artışı, prim artışı getiriyor. Bu yüzden SSK ve Bağ-Kur'da kayıtlı bulunan sigortalıların binlercesi sistemin dışına itildi. Yeni yapılacak artış yine binlercesini sistemin dışına itecek. İsteğe bağlı sigortayı bitme noktasına getirecek.

Prime esas kazançların artması yetmiyormuş gibi, hükümet, isteğe bağlı sigorta prim oranını yüzde 20'den, yüzde 30'a yükseltmeyi planlıyor. Bu uygulamanın da bir mantığı yoktur.

Şimdi size soruyorum. Bu, anti sosyal güvenlikçi, kurum koruma zihniyetleri içinde prim artışları ile sosyal güvenlik kurumlarının açıkları kapatmak mı istiyorsunuz? Tüm sosyal güvenliği, sosyal güvenliğin alternatifi olamayan, tamamlayıcı sigorta olan bireysel emekliliğe mi devretmeyi düşünüyorsunuz?

Bu hesapsız, kitapsız ayrı telden uygulamalarınızla, bir gün Türkiye'de sigorta primi ödeyen insan kalmayacak.

Yeni bir artışın, sosyal güvenlik dengelerini alt üst edeceğinin farkında değil misiniz?

İşyerleri bu artışı kaldıramayacak, işsizlik ciddi anlamda artmaya devam edecek. İnsanların aile düzenleri bozulacak.

Bakanlığınızın asli görevleri arasında bulunan çalışma yaşamının geliştirilmesi, çalışanları koruyucu, çalışmayı destekleyici önlemleri bu zihniyetle yapamazsınız.

Acilen yasada gerekli değişikliklerin yapılarak primlerin en az bir yıl süreyle artırılmaması, ayrıca prim oranlarının da düşürülmesi gerekmektedir.

SSK PRİME ESAS AYLIK KAZANÇLAR (TL)

YÜRÜRLÜK TARİHİ SSK TAVANI SSK TABANI

01.01.1999-30.06.1999 150,223,500 70,098,750

01.07.1999-31.12.1999 182,100,000 93,366,000

01.01.2000-31.03.2000 360,000,000 113,700,000

01.04.2000-31.07.2000 450,000,000 120,000,000

01.08.2000-31.03.2000 600,000,000 150,000,000

01.04.2001-31.03.2002 1,050,000,000 210,000,000

01.04.2002-30.06.2002 1,389,360,000 277,872,000

01.07.2002-31.03.2003 1,637,916,450 327,583,290
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!