PETKİM'den damping uyarısı

Güncelleme Tarihi:

PETKİMden damping uyarısı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 02, 2008 12:58

PETKİM Genel Müdürü Kenan Yavuz, dünya piyasalarındaki durgunluk nedeniyle petrokimya sektöründeki birçok üreticinin stoklarını eritmek için Türkiye pazarına dampingli fiyatlarla girdiğini savundu.

Yavuz, 50'ye yakın üründe antidamping başvurusuna hazırlandıklarını söyledi.
Yavuz, piyasalarda durgunluk yaşandığı dönemlerde görülen damping uygulamalarının Ağustos ayında tekrarlandığını, bunun etkilerinin önceki yıllarda görülenlerden çok daha fazla olduğunu kaydetti.

Dünya ekonomilerinde yaşanan durgunluk, petrol fiyatının 100 doların altına düşeceği beklentisi, avronun dolar karşısındaki değer kaybı ve TL'nin değerli yapısı gibi nedenlerle sektördeki birçok firmanın stoklarını eritmek amacıyla “dünyanın en büyük petrokimya ithalatçısı konumundaki” Türkiye'ye akın ettiğini ifade etti.

Özellikle Avrupalı üreticilerin, kur değişikliği nedeniyle ihracat kabiliyetinin arttığına dikkati çeken Yavuz, şunları söyledi:
“Petrol fiyatlarının düşeceği beklentisi firmaları ellerindeki malları hızlı şekilde elden çıkarma paniğine itti. Bu firmalar, iç pazar durgunluklarını aşmak ve kendi pazarlarındaki fiyatları dengede tutmak için Türkiye'ye dampingle giriyor. Türkiye pazarını bu dönemlerde kaldıraç olarak kullanıyorlar.

Ağustos ayının ikinci haftasında sadece üç gün içinde fiyatları yüzde 15-20 oranında aşağı çektiler. Bir çok üründe antidamping soruşturması taleplerimizi hazırlıyoruz. Geçen hafta tekstil ürünleri ve antifriz yapımında kullanılan monietilen glikol ürünü için Dış Ticaret Müsteşarlığı'na antidamping talebinde bulunduk. Ürettiğimiz 50'ye yakın ürünün tamamında damping yapılıyor. Hazırlıklar tamamlandıkça tüm ürünlerde aynı antidamping talebinde bulunacağız.”
Yavuz, PETKİM olarak rakiplerine karşı daha yüksek girdi maliyetleriyle mücadele vermek zorunda kaldıklarını, Suudi Arabistanlı bir firmanın doğal gazı 50 dolara mal edip sıfır gümrükle ve hiçbir risk almadan Türkiye pazarına girdiğini, yılda 1 milyar dolara varan cirolar yapıp gittiğini belirterek, Petkim'in ise doğal gaz için BOTAŞ'a 520 dolar ödediğini ifade etti.

Yavuz, Türkiye ekonomisinin son dönemde olumsuz sinyaller vermeye başladığını, mal sattıkları tüm müşterilerde bir talep gevşemesi gördüklerini söyledi.

Bunun ara malı ithalatının arttığı anlamına geldiğini dile getiren Yavuz, “Bu çok tehlikeli bir süreçtir. Bugün ara malını gönderen, ertesi gün mamulü gönderiyor. Bunu lastikte, tekstilde son olarak da PVC sektöründe gördük” dedi.
Sönmez Filament'in, haksız rekabet ve yüksek kur nedeniyle üretime ara verdiğine dikkati çeken Yavuz, bunun Türkiye için önemli bir uyarı olduğunu belirtti.

Türkiye'nin en kurumsal ve köklü şirketleri arasında yer alan Sönmez Filament'in PETKİM'in de en eski müşterileri arasında yer aldığını dile getiren Yavuz, “Lastik sektörünün, üretimini yurt dışına çıkaracağı açıklamalarının ardından Sönmez Filament'in son durumu da çok üzüntü verici oldu. Bu firmanın durumu ekonomi için büyük bir uyarı” diye konuştu.

HAMBURGER BENZETMESİ

Merkez Bankası'nın reel sektörün durumuna daha duyarlı olması gerektiğini belirten Yavuz, yüksek faiz, düşük kur politikasının ülkeye en büyük faydayı sağlayan şirketleri mağdur durumda bıraktığını savundu.

YTL'nin aşırı değerli yapısı nedeniyle bir yandan yükselen girdi maliyetleriyle uğraşılırken diğer yandan düşen ihracatçı gelirleriyle mücadele verildiğini anlatan Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İhracatçı, iki taraflı baskı altına girdi. Yukarıdan gelirleriniz azalıyor aşağıdan giderleriniz artıyor. Siz arada hamburger oluyorsunuz.

Döviz borcu olmayan, dışarıdan dövizle borçlanıp YTL'ye yatırım yapmamış olan, ihracatını artırmış olan, ekonomik akıl gözüyle bakıldığında doğru pozisyonda olan firmaların mağdur olduğu dönemi yaşıyoruz. Açık pozisyonu olan, borçlanarak getirdiği dövizlerle devlet kağıdı satın alanlar ise önemli miktarda sanal kar elde ediyor. İhracat yapıp cari açığı kapatmaya çalışırsan mağdur oluyorsun, cari açığı daha da büyütüyorsan kardasın.

Sıcak parayla baskı altında duran değerli YTL sürdürülebilir değil. Biz bu coğrafyada bir istikrar adasıysak Merkez Bankamız niye hala dünyanın en yüksek faizini ödüyor? Yüksek faiz-düşük kur çıpasındaki olağanüstü açık artık daha makul seviyeye indirilmeli.

Yüksek faiz nedeniyle Türkiye'ye gelen dövizin YTL üzerinde yarattığı baskı ihracatçıyı mağdur ediyor. Ya ihracat için ayrı bir kur politikası uygulansın ya da ithalat-ihracat dengesiyle oluşmamış YTL değeri makul hale getirilsin. Reel sektör 5-6 yıldır verimlilik artırarak bu durumla mücadele ediyor. Ancak bunun da bir sınırı var.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!