Özveriyi enflasyon lobisinden istesinler

‘İSRAİL Modeli’nin esası, hükümetin siyasi itibarına dayanıyor. Dolayısıyla muhalefetin, istikrar programını kerhen değil gönülden desteklemesi zorunlu. Desteğin koşulu da, istikrar programının tavizsiz uygulanacağına inanmaktan geçer kuşkusuz. Acaba Yılmaz Hükümeti bu güveni veriyor mu?

ANASOL-D Hükümeti'ne dışarıdan destek veren CHP Lideri Deniz Baykal, enflasyonla mücadeleye öncelik verilmesine seviniyor, ama açıkçası Hükümeti samimi bulmuyor.

Çünkü Baykal, enflasyonla mücadelede, uzlaşma aranacak öncelikli adresin; işçi, köylü, esnaf gibi milli gelirden düşük pay alan kesimler olduğuna inanmıyor. Özveri beklenmesi gereken büyük sermayeyi ‘‘enflasyon lobisi’’ olarak tanımlıyor ve ‘‘Hükümet önce gidip enflasyon lobisiyle masaya otursun’’diyor.

CHP Lideri, Hükümetin ilk üç ayının boşa geçtiğini, bütçenin uygulamaya gireceği yılbaşına kadar yine üç aylık boşuna bir bekleyiş yaşanacağını anımsatıyor, ekonomik hedeflerle ilgili kuşkusunu aktarıyor:

‘‘Enflasyonla mücadele sağlam siyasi irade gerektirir. O siyasi irade orada duruyor mu bilemiyorum. Hükümetlerin kendisini yanıltmasına izin vermemesi gerekir. Ama özellikle harcama hedefleri gerçekçi değil. Örneğin harcama hedefini önce 17 katrilyon olarak koydular, sonra 14 katrilyona çektiler. Ben burada IMF'ye şirin görünmek amaçlı bir makyaj seziyorum. Zaten bütçenin tamamı dış yardım umuduyla hazırlanmış gibi. Göstermelik enflasyonla mücadele programı ilanının ardında da aynı gizli bekleyiş var.’’

Gerçi Baykal somut örnek vermiyor ama kurmayları Karadeniz Otoyol Projesi'ne dikkati çekiyor. Hükümetin bir yandan harcamaları kısmayı amaçlarken, diğer yandan programda olmayan bu projeye bir milyar dolar harcayacağını açıklamasını çelişkili buluyorlar.