‘Nereden buldun’ kavgası büyüyor

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Bülent Eczacıbaşı'nın, ‘‘nereden buldun sorusundan taviz verilmemeli’’ şeklindeki açıklamasına iş dünyasından gelen tepkiler artıyor. İstanbul Ticaret Odası'ndan sonra Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün de, TÜSİAD'ın tutumunu eleştirerek, ‘‘sırça köşkte oturanların, dışardaki yaşamı bilmeleri mümkün değildir’’ dedi.

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, vergide ‘‘mali milat ve nereden buldun’’ uygulamalarının devam etmesini isteyen TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Bülent Eczacıbaşı'nı, ‘‘sırça köşkte oturanların, dışardaki yaşamı bilmeleri mümkün değildir’’ sözleriyle eleştirdi.

ATO Başkanı Aygün, yaptığı yazılı açıklamada, Bülent Eczacıbaşı'nın geçmişte söyledikleri ile bugünkü söyledikleri arasında büyük bir çelişki olduğunu, olayları kendisine göre değerlendirdiğini iddia etti.

‘‘Mali milat ile nereden buldun’’ yasalarının devam etmesini isteyen Eczacıbaşı'na yönelik ''sırça köşkte oturanların dışardaki yaşamı bilmeleri mümkün değildir'' eleştirisini yönelten Aygün, Eczacıbaşı'ndan, ‘‘birazcık elini taşın altına koymasını ve piyasaların gerçekleriyle bağdaşır mesajlar vermesini’’ beklediğini vurguladı.

ABESLE İŞTİGAL

Aygün, açıklamasında, şunları kaydetti:

‘‘Devletin Cumhurbaşkanı'nın (yanlış yapılmıştır, değiştirilmelidir' dediği yasanın bu kötü maddelerini savunmaya kalkmak, abesle iştigaldir, düşündürücüdür. Bunun arkasında art niyet ararım. (Türkiye'de daha fazla zengin istemiyoruz, elimizdekileri daha temiz hale getirelim) diyen bu yasaya, arka çıkmak, (Benim işime geliyor, ne haliniz varsa görün) demektir.’’

Bugüne kadar aralarında TÜSİAD üyelerinin de bulunduğu mutlu azınlığa, kimsenin (nereden buldun) diye sormadığını ileri süren Aygün, açıklamasında ‘‘Bugün, zaten soramaz’’ ifadesine yer verdi.

UYSAL BİR KEDİ

TÜSİAD üyelerinin bankaları, leasing şirketleri ve kolayca kredi alabilecekleri dış bağlantıları olduğunu kaydeden Sinan Aygün, daha sonra şunları kaydetti:

‘‘Bugüne kadar hiç bir Anadolu tüccarı ve sanayicisinin bankaların içini boşalttığı görülmemiştir. Çünkü onların bankaları hiç olmamıştır. Sistemden de beslenmemişler, hükümetlerin kolu kanadı altına sığınıp, yatırım da yapmamışlar, tırnaklarıyla para kazanmaya ve büyümeye çalışıyorlar. Dayatma yasalarla uysal bir kediye dönüşen ve adına 'Anadolu Aslanları' denilen kesim, bu durgun ekonomi içeresinde ne üretecek, ne satacak ve nasıl yaşayacak? Yaşamayacak batacak. Bunu mu isiyorsunuz? Bir elin parmakları kadar üyesi bulunan zenginler kulübünün, Türkiye ekonomisi adına, iş dünyası adına konuşurken ve lobi yaparken, tüccarı, sanayiciyi ve işadamlarını dikkate alması gerekir. Ekonominin bel kemiğini oluşturan bu kesime kulak vermesi gerekir.’’