MÜSİAD Başkanı bankalara yüklendi

Güncelleme Tarihi:

MÜSİAD Başkanı bankalara yüklendi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 17, 2008 13:30

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği(MÜSİAD) Başkanı Vardan, bankaları güneşte şemsiye satma yarışı içinde olup da yağmurda şemsiyeleri toplamaya çalışmakla suçlayıp “ Bankalarımızı üzerinden para kazandıkları ülkeye, tüketiciye ve üreticiye daha sadık olmaya, daha vefalı davranmaya ve altın yumurtlayan tavuğu kesmemeye davet ediyorum” dedi.

İç ve dış ekonomideki son gelişmeleri değerlendirmek üzere bir basın toplantısı düzenleyen MÜSİAD Başkanı Ömer Cihad Vardan, konuşmasında ağırlıkla bankaların tutumunu eleştirerek, kriz söylentilerine rağmen, tasarruf sahiplerinin bankalardaki mevduatlarını geri çekmediği gibi,bankalardaki mevduatın arttığını söyledi.

“BANKALAR TİMSAH GÖZYAŞLARI DÖKÜYOR”

MÜSİAD BaşkanıVardan konuşmasında, Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYH) üçüncü çeyrekte daha fazla küçülmemesinin nedenini bankaların para ticareti sayesinde sağladıklarını kaydederek, şöyle dedi:

”Hatta bankalar geçen sene yaptıkları yılsonu kârını bu sene neredeyse bu yılın ilk dokuz ayında yapmışlardır. Burada artık bankaların “timsah gözyaşları” dökerek sürekli şikayette bulunması, kredileri geri çağırması, çekleri vadesinden önce tahsil etmesi, yeni kredi açmaması, hesaba gelen paraları ileriye dönük borçlara karşılık tevkif etmesi, akreditif vadelerini uzatmaması gibi esnafı canından bezdiren birçok uygulamaya girmesi, emekçiyi kapının önüne koyması, zaten sıkıntı varken bunu anlamsız vehim ve endişelerle daha da büyütüp ülkeye yaymaya çalışması asla kabul edilemez” dedi.

“MERKEZ BANKASI BANKALARIN KREDİ ÇAĞIRMASINA İZİN VERMESİN”

MÜSİAD Başkanı, Merkez Bankası’nın aldığı son kararları övgüyle karşıladıklarını ve şimdi sıranın bankaların disipline edilmesine geldiğini belirterek şu görüşleri açıkladı:

“Merkez Bankası bazı yasal düzenlemelerle, bankaların esnafa, tüccara, işadamı ve sanayiciye yaşattığı, kredi vermeme, verilen kredileri vaktinden önce çağırma, çekleri vadesini beklemeden tahsil etme vb. piyasayı daraltıcı uygulamalarının önüne geçmelidir. Ayrıca üç büyük devlet bankasının ağırlıklı olarak sadece devlet iç borçlanma senetlerine yatırım yapmak yerine, özel ticari bankaları dengeleyici ve disipline edici olarak ticari amaçla piyasaya girmesi yönünde aktif rol verilmelidir”

“IMF İLE ANLAŞMAYA GEREK YOK, AMA KARAR HÜKÜMETİNDİR”

Türkiye ile IMF arasında yapılacak muhtemel bir anlaşma konusuna da değinen MÜSİAD Başkanı Vardan, Türkiye’nin yedi aydan bu yanadır IMF ile anlaşma olmaksızın rahat bir dönem yaşadığına işaret ederek, “ Türkiye’de böyle bir alışkanlık var, sanki IMF’siz işler yürümez diye. Mali disiplin aksamadan yürüyorsa ve bankaların bilanço yapıları sağlamsa IMF ile anlaşmaya gerek var mı bilmiyoruz. MÜSİAD olarak bizim görüşümüz bellidir. Bizler, 185 üyesi bulunan IMF ile anlaşma yapması gereken ve ekonomisi en kötü 3-4 ülke arasında yer aldığımızı düşünmüyoruz.Kaldı ki, krizin boyutları itibariyle, standart IMF reçetelerinin ve kapasitesinin bütün bunları çözemeyeceği de Türkiye’nin kendi tecrübelerinden sabittir” dedi.

"IMF KREDİSİ ÖZEL SEKTÖRÜN DIŞ BORCUNA KAYNAKLIK ETMESİN”

IMF konusunda kararın Hükümet’te olduğunu dile getiren Vardan şöyle devam etti:

“Eğer bir stand-by anlaşması yapılmak yönünde bir karar alınırsa, bu da kredili bir anlaşma olursa, bunun muhtevası öne çıkacaktır, yani, büyümeyi daraltıcı, kemer sıkmayı öneren, istikrar teminine değil, büyüme-istihdam-reel sektör odaklı olmasına yönelik gerçekleşmelidir. IMF’den temin edileceği rivayet edilen kredinin kamu dengelerinin sağlamlaştırılması için kullanılarak, KOSGEB, EXIMBANK gibi kurumlar tarafından ihracatın finansmanı, Türkiye’nin bir markası olan müteahhitlik sektörünün kredi teminat sorunlarının çözülmesi, KOBİ’lerin kredi kanallarının açık tutulması, işletme sermayesinin temini, çeşitli vergi kolaylıklarının sağlanabilmesi gibi maksatlarla kullanılması gerekir”

Vardan, IMF’den alınacak muhtemel bir kaynağın ulusal rezervlere hapsedilerek, özel sektöre dış borç ödemesinde gizli bir kur garantisi şeklinde kullandırılmaması gerektiği görüşünü ifade etti.

“BÜYÜMENİN MOTORU KOBİ’LER”

MÜSİAD’ın 2009’a ilişkin değerlendirmelerini açıklayan Başkan Ömer Cihad Vardan, Türkiye’nin 2009 yılına yönelik en büyük stratejisi ve hedefinin yüzde 3’lerin altına düşmeyecek bir büyüme hedefine odaklanma olduğunu belirterek şunları söyledi:

“ Burada cevap vermemiz gereken iki soru, büyümenin aktörlerinin kim ve faktörlerinin neler olacağıdır. Son yıllarda Türkiye’de büyümenin aktörü açık ara özel sektör olup, kamunun iktisadi faaliyetteki payı bir hayli gerilemiştir. Ancak şu sırada yaşanmakta olan belirsizlik, güvensizlik, talep yetersizliği, kredi kanallarının daralmasıyla derinleşen finansman sıkıntısı gibi nedenlerle, özel sektörün büyük oranda devre dışı kaldığı görülmektedir. Bu kısır döngüden çıkmak üzere öncelikli olarak özel sektörün bu kaygılarının elden geldiğince bertaraf edilmesi gerekir. Bunun için acil tedbir, iç piyasada alım gücünü harekete geçirecek, piyasayı canlandıracak bir ivmenin verilmesidir. İstihdamın korunması ilk şarttır. İstihdamın adresi ise Türkiye’de büyük şirketlerden ziyade, istihdamın yaklaşık yüzde 80’ini sağlayan, işletmelerin de yüzde 99’unu oluşturan küçük şirketler, yani KOBİ’lerdir”

“KEYNESYEN POLİTİKA UYGULANMALI”

Konuşmasında, Hükümetin 2009 yılı programında açıkladığı kamu yatırım hedefleri ve bunun için tahsis edilmesi gereken kaynaklardan asla fedakârlık yapılmaması gerektiğini kaydeden MÜSİAD Başkanı “ Dış alemde yaşanan daralma nedeniyle Türkiye’nin hedeflediği büyüme hamlesi ancak iç piyasa odaklı olarak gerçekleşebilir. Beklentileri düzeltip, ekonominin büyük çarklarının harekete geçirip, ekonominin diğer aktörleri de devreye sokmak ve günün sonunda toplam talebi harekete geçirmek üzere, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de Keynezyen politikalar aracılığı ile kamu sektörünün etkin olarak devreye girmesi aciliyet arz etmektedir” dedi.

"CARİ AÇIK İÇİN 70 MİLYAR DOLARLIK MERKEZ BANKASI REZERVİ GÜVENCEDİR”

Cari açıkla ilgili değerlendirmelerde bulunan MÜSİAD Başkanı Vardan, cari açığın düşme eğilimine girdiğini ve ekonomik büyümenin 2009’da yüzde 3’ler civarında olması halinde cari açığın 30 milyar dolara kadar ineceğini belirterek şu görüşleri ifade etti:

“Bizim tahminlerimize göre bu açık, Türkiye’nin finanse edemeyeceği bir büyüklük değildir. Bunu üç kanaldan finanse etmek mümkün olacaktır. Türkiye’nin gelecek yıl 10 milyar dolar civarında bir doğrudan yabancı sermaye yatırımı çekmesi beklenmektedir. Bilhassa Körfez Sermayesi için Sukuk, Gelir Ortaklığı Senedi, kira sertifikası gibi uygun araçlar ve tarım, enerji, ulaşım ve gayrı menkul gibi alanlarda sağlam projeler geliştirilip, etkinlikle pazarlanabilirse, buradan gelecek kaynak miktarı artabilir. İkinci olarak dış alemden kredi kanalı devreye girmeye devam edecektir. Son gelişmeler bankalarımızın sendikasyon kredilerini kısmen bozulan bir kalite ile de olsa yenileyebildiğini göstermiştir. Üçüncü bir finansman kalemi olarak da Merkez Bankası’nın 70 milyar dolar civarındaki rezervleri kısmen bu amaçla eritilebilir. Zira maliyetine katlanarak rezerv biriktirmenin bir mantığı da budur”.

“ÖZEL SEKTÖRÜN DÖVİZ BORCU SANAL”

Konuşmasında özel sektörün dış borçlarına da değinen MÜSİAD Başkanı, özel sektör borçlarının gerçek tutarının bilinmediğini ve sanal bir borç yükü oluştuğunu iddia ederek “2006 yılının ortasındaki “carry trade”in tersine döneceği korkusuyla Maliye Bakanlığı’nın başlattığı “yerliye yüzde 10 stopaj, yabancıya vergi cenneti” uygulaması nedeniyle oluşturulan “yanlış ve haksız teşvik ortamında” yerliler yurt dışına çıkıp çeşitli mekanizmalar ile “yabancı sermaye kılığında” içeriye girmiştir. Bunun gerçek miktarını bile bilmiyoruz. Bu arada, gerçek rakamları bilen devlet kurumları varsa, onlar da maalesef bunu açıklamıyor” dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!