Akbank Genel Müdürü Zafer Kurtul, tek parti hükümetini Türkiye için bir fırsat ve avantaj olarak düşündüklerini söyledi. Kurtul, faizlerin yüzde 45'lere kadar düşebileceğini belirtti.''İç borcun ötelenmesi'' konusunda, politik ve ekonomik istikrarın öne çıkarak güven ortamının sağlanmasıyla iç borcun zaten daha uzun vadelerde olmasını piyasaların isteyeceğine dikkat çeken Kurtul, bunu piyasanın tercihine bırakmanın doğru olacağını söyledi. Zafer Kurtul, Akbank olarak faizlerin daha da düşmesini beklediklerini açıkladı. Zafer Kurtul, Akbank'ın yılın 9 aylık faaliyet sonuçlarına ilişkin basın mensuplarıyla yaptığı sohbet toplantısında, soruları da yanıtladı. Türkiye'nin ANAP'ın 1983'de tek başına iktidara geldiğine ve 1991 yılına kadar tek parti hükümetleri ile ülkenin yönetildiğine işaret eden Kurtul, 1991 yılından bu yana ise koalisyon hükümetlerinin görüldüğünü belirtti. Bu koalisyon hükümetleri döneminde, reformların çok geciktiğini, çok önemli kararların alınamadığını, ekonomik ve politik istikrarın sağlanamadığını ifade eden Kurtul, devamla şu görüşleri dile getirdi. ''Bu koalisyon hükümetlerinden ülke gözüküyor ki, içinde bulunduğumuz durum da bunu gösteriyor ki, önemli ölçüde zarar görmüş. Dolayısıyla tek parti hükümetini biz Türkiye için bir fırsat ve avantaj olduğunu düşünüyoruz.''     "BANKACILIK SEKTÖRÜ İSTİKRAR İSTİYOR"Zafer Kurtul, yeni dönemde bankacılık sektörünün en çok istediği konunun, politik ve ekonomik istikrar olduğunu söyledi.  Kurtul, şunları kaydetti: ''Bizim istediğimiz, enflasyon oranının düşmesi, ekonomik istikrarın sağlanması, Türkiye'de kabul edilebilir bir büyüme oranına ulaşılabilmesi -bu kredi portföyü açısından çok kritik- artı tabii ki politik istikrarın sağlanması.Dolayısıyla bu hükümet bu konularda olumlu adımlar attığı zaman, hızlı kararlar ve reformlar yapılabildiğizaman bankacılık sektörü için çok önemli bir ortam yaratılmış olacaktır.'' "İÇ BORCUN ÖTELENMESİ"  Akbank Genel Müdürü Kurtul, AK Parti'nin
seçim öncesi ''iç borcun ötelenmesi'' konusunu gündeme getirdiğinin anımsatılarak, ''İç borcun ötelenmesine bankacılık sektörü nasıl yaklaşıyor?'' sorusunu şöyle yanıtladı: ''Tam rakamlar aklımda değil, 2000 yılında iç borcun vadesi kaç gündü? Tahmin ediyorum 400 küsur gündü. 2001 yılında kaç gündü? Oldukça kısalmış. Ondan sonra 2002 yılında yine hatırladığım 255-260 gün. Bunlara baktığımızda yine ekonomik istikrarın olmadığı, politik istikrarın kaybolduğu zaman iç borç vadeleri kısalıyor.    Piyasalar normalde, iç borcun güven unsurunun öne çıkarak, yani politik ve ekonomik istikrarın öne çıkarak, güven ortamının sağlanmasıyla iç borcun zaten daha uzun vadelerde olmasını piyasalar isteyecektir. Bunu yalnız piyasanın tercihine bırakmak doğrudur.''     "PİYASALAR İCRAAT MUHAKKAK BEKLEYECEKTİR" ''Piyasaların ilk tepkileri olumlu ama yeni hükümete ekonomik uyguluma açısından ne kadar süre tanırsınız?'' sorusu üzerine de, Kurtul şunları söyledi: ''Tabii ki piyasalar, hem yurtiçi yatırımcılar, hem yurtdışı yatırımcılar, yurtdışı piyasalar ilk aşamada tek parti iktidarını olumlu algılamıştır. Fakat önümüzdeki dönemde birtakım adımların atmasını hükümetten bekleyecektir. Birtakım gelişmeler, birtakım kararlar bekleyecektir. Bunlar içinde tabii bazı reformlar daha uzun süre alacaktır ama bazı konularda daha hızlı gelişmeler mutlaka bekleyecektir. Yani piyasalar yeni hükümetten bir icraat muhakkak bekleyecektir. Bunu ördüğü zaman bu olumlu gelişme devam edecektir.'' ''BDDK'NIN ETKİNLİĞİNİN DEVAM ETMESİ ESASTIR'' Zafer Kurtul, bankacılık sektörünün uygulamalarda bir önceliği olup olmadığı ve Mali Milat'a ilişkin bir soruyu yanıtlarken de, bankacılık sektöründe çok etkin bir denetim olmasının çok kritik önem taşıdığını vurguladı. BDDK'nın bu konuda bugüne kadar oldukça önemli mesafe katettiğine işaret eden Kurtul, şunları kaydetti: ''Şu anda bu noktadan sonra beklediğimiz bu gelişmenin daha ileriye götürülmesidir, pozitif olarak sürdürülmesidir. Ama BDDK'nın bankacılık kesimi içindeki etkin kontrol ve denetiminin daha kuvvetli bir şekilde devam etmesi esastır. Vergi konusuyla ilgili Türkiye'de bir vergi reformu yapılması konusunda artık tüm kesimler hemfikirdir. Daha çağdaş bir vergi sistemine kavuşmamız gerektiği artık çok açıkca gözükmektedir. Dolayısıyla bu konularda da yeni hükümet doğru adımlar atılırsa, piyasalar üzerindeki etkisi kesinlikle pozitif olacaktır.''     ''FAİZLER YÜZDE 45-47 OLABİLİR'' Akbank Genel Müdürü Kurtul, tek parti iktidarının kesinleşmesiyle faizlerde de büyük düşüş yaşandığının anımsatılarak, ''Faizlerin nereye kadar düşmesini doğru buluyorsunuz? Bu hızlı düşüşü doğru buluyor musunuz?
Merkez Bankası'ndan yakın dönemde bir faiz indirimi bekliyor musunuz?'' sorularını yanıtlarken de, gecelik faizleri Merkez Bankası'nın,
bono faizlerini ise piyasanın saptadığına dikkat çekti.    Bono faizleri oluÅŸurken, beklenen enflasyon oranı üzerine risk pirimi konulduÄŸuna iÅŸaret eden Kurtul, ÅŸu görüşleri dile getirdi: ''Bu risk primi de ekonomik ve politik riskleri içerir. Faizler düşmeden öncesi seviyeye baktığımızda, yüzde 25 gibi enflasyon beklentisi üzerine risk primi koyduÄŸumuzda çok yüksek bir risk primi olduÄŸunu görüyoruz.Yüzde 65 faiz seviyesinde, yüzde 35 civarında bir risk primi var. Tabii ki politik istikrarın beklenmesiyle bu risk priminin düşmesi çok beklenen bir olay. Dolayısıyla bugünkü faizlerdeki bu düşüş, aslında çok beklenen bir konu. Piyasalar politik istikrar, ekonomik istikrar tahmin ediyor. Kanaatimce risk primi Türkiye'de kısa bir zaman zarfında yüzde 15 seviyelerine düşebilir. Dolasıyla enflasyon beklentisi artı 15 dediÄŸimiz zaman, hatta bunun altına dahi bir miktar düşebilir faizler, dolayısıyla banka olarak beklediÄŸimiz faizlerin daha da düşeceÄŸidir.''    Zafer Kurtul, faiz seviyesinin 45-47 olabileceÄŸini söyledi. Zafer Kurtul, gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Akbank olarak olumsuz koÅŸullara hazırlanma planlarının etkin bir risk yönetimi olduÄŸunu kaydetti. Kurtul, geçmiÅŸ dönemdeki risk yönetimi yaklaşımlarına baktıklarında çok baÅŸarılı bir risk yönetimi uyguladıklarını gördüklerini belirtti. Seçimden nasıl bir netice çıkacağını tabii ki bilmediklerini ama kamuoyu araÅŸtırmalarından belli bir fikirleri bulunduÄŸunu belirten Kurtul, ''Ancak ÅŸunu görüyorduk; kuvvetli bir partinin iktidara gelme ihtimali vardı. Seçim araÅŸtırmalarından bir ÅŸekilde böyle bir ihtimal ortaya çıkıyordu. Böyle bir netice ortaya çıkarsa bunun politik ve ekonomik istikrara çok olumlu etkisi olacağını düşünüyorduk'' dedi. Zafer Kurtul, Akbank'ın, AK Parti'nin tek başına iktidar olacağını düşünerek bir pozisyon alıp almadığına iliÅŸkin bir soruyu yanıtlarken de, ''Akbank her zaman Hazineyi desteklemiÅŸtir. Akbank her zaman önemli oranda bono portföyü taşıyan bir bankadır'' diye konuÅŸtu.         ''PÄ°YASALAR DOÄžRU TEPKÄ° VERDÄ°'' Piyasaların sert tepki verip vermediÄŸine iliÅŸkin soruyu ise Kurtul şöyle yanıtladı: ''Yok, bence doÄŸru bir tepki verdi. Artık günümüzde bir de IMF programını sürdüreceÄŸini ilan ettiÄŸi zaman AK Parti, bir ÅŸekilde belli bir ekonomik programı destekleyeceÄŸini beyan ediyor. Dolayısıyla bu ihtimal yok olduÄŸu için bir güven geldi. Zaten aradığımız güvendi. Kriz döneminde tek aradığımız güven ortamıydı. Åžimdi beklenen güven ortamının oluÅŸacağı'' dedi.  Hükümetin gerekli yönetim etkinliÄŸini göstermesi gerektiÄŸini de vurgulayan Kurtul, bunu yaparken hükümetin önünde elini kolunu baÄŸlayan koalisyon sorunu bulunmadığını ifade ederek, ''Dolayısıyla önü açık'' dedi. Zafer Kurtul bir soru üzerine, yatırım kredilerinde yavaÅŸ yavaÅŸ bir artış göründüğünü, hükümetin bir icraatı görüldükten sonra reel sektörün daha pozitif davranacaklarını, bunun da kredi talebini geliÅŸtireceÄŸini vurguladı. Kurtul, Koçbank'ın Ä°talyan ortaklığına iliÅŸkin ise, yabancı bir bankanın saÄŸlıklı bir bünye ile Türkiye'ye gelmesinin, rekabeti olumlu etkileyeceÄŸini kaydetti. AKBANK'IN BRÃœT KARI 850 TRÄ°LYON LÄ°RA Akbank Genel Müdürü Kurtul, bankanın faaliyetlerine iliÅŸkin olarak da, Akbank'ın 9 aylık sonuçlarını açıkladı ve yeniden yapılanma çalışmaları ile projeleri hakkında bilgi verdi.    Kurtul, enflasyondan arındırılmış mali tablolara göre Akbank'ın buyılın 9 aylık döneminde 850 trilyon lira brüt kar elde ettiÄŸini, vergi karşılığı ayrıldıktan sonra aynı dönemdeki net karın 485 trilyon lira olduÄŸunu bildirdi.   Eylül sonunda bankanın toplam aktiflerinin geçen yıl sonuna göre yüzde 32 büyüyerek 22.4 katrilyon liraya ulaÅŸtığını belirten Kurtul, bankanın toplam mevduatının 15 katrilyon lirayı geçmesinin de Akbank'a duyulan güvenin göstergesi olduÄŸunu vurguladı.   Toplam kredilerinin Eylül ayı itibariyle 6.1 katrilyon liraya yaklaÅŸtığını bildiren Kurtul, bankanın kredi miktarı en yüksek özel banka olduÄŸunu kaydetti. Takipteki kredi tutarının, toplam kredilere oranının yüzde 2'nin altında olduÄŸunu ve takipteki kredilerin tümüne karşılık ayrıldığını belirten Kurtul, ''Akbank önümüzdeki dönemde de reel sektörümüzü desteklemek için gayret gösterecektir. Hedefimiz, daha fazla tüketici ve ticari krediler vermektir. Özellikle bireysel bankacılık alanında daha hızlı büyümekteyiz'' dedi.         ENFLASYONDAN ARINDIRILMAMIÅž BRÃœT KAR 1.2 KATRÄ°LYON LÄ°RA Akbank'ın 9 aylık net karının 485 trilyon lira olduÄŸuna dikkat çeken Kurtul, ÅŸunları söyledi: ''Karlılık ile ilgili bir hususa daha dikkatinizi çekmek isterim. Ä°MKB'de kayıtlı 302 adet ÅŸirketten sadece 12 banka enflasyondan arındırılmış mali tablolarını vermektedir. DiÄŸer ÅŸirketlerle saÄŸlıklı karşılaÅŸtırma yapılabilmesi için bankamızın enflasyondan arındırılmamış 9 aylık brüt karı 1.188 trilyon lira olup, vergi karşılığı ayrıldıktan sonra net karımız 850 trilyon lira olmaktadır.'' BaÅŸarılı performanslarını sürdürebilmek, bireysel ve ticari bankacılık ürünlerinde pazar payını arttırmak amacıyla baÅŸlattıkları yeniden yapılanma çalışmalarına devam ettiklerini anlatan Kurtul, ''Hedefimiz daha fazla müşteri odaklı bir Akbank organizasyonu oluÅŸturmak ve müşterilerimize daha iyi hizmet sunabilmektir'' dedi.         YENÄ° UFUKLAR PROJESÄ°Â Müşterilerine daha kaliteli hizmet sunabilmek amacıyla baÅŸlattıkları Yeni Ufuklar Projesi'nin önemli bir noktaya geldiÄŸini bildiren Kurtul, ''Yeni Ufuklar Projemizde baÅŸarının sırrını 'müşteri odaklılık' olarak tanımladık. Mükemmel hizmet seviyesine ancak müşteriodaklı olarak ulaÅŸabiliriz'' diye konuÅŸtu. Çalışmalarının ilk adımını müşteri segmentasyonu yapmak ve Akbank ÅŸube yapısını bu segmentasyon çalışmasına uygun olarak yeniden yapılandırmanın oluÅŸturduÄŸunu anlatan Kurtul, şöyle dedi: ''Ticari ve bireysel olarak ana iki grupta toplamış olduÄŸumuz müşterilerimizi kendi içlerinde de sınıflandırdık.Müşteri segmentasyonu kapsamında ÅŸubelerimizin yeniden yapılandırma çalışmaları halen devam etmektedir ve 2005 yılı baÅŸlarına kadar sürecektir. Projenin bitiminde 7 kurumsal merkez, 75 ticari merkez, 530 ÅŸube ve 10 adet özel bankacılık ÅŸubemizin olmasını hedeflemekteyiz.'' Kurtul, Yeni Ufuklar Projesi ile amaçlarını, müşterilerine yaÅŸam boyunca her yerde yenilikçi hizmet, kolaylık, güven ve mutluluk saÄŸlamak, aktif büyüklüğü ve pazar paylarında lider banka olmak olarak açıkladı.  Â
button