Koç Grubu, Yapı Kredi’ye 6 yıl önce göz koymuştu

Güncelleme Tarihi:

Koç Grubu, Yapı Kredi’ye 6 yıl önce göz koymuştu
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 08, 2006 00:00

Yapı Kredi’de genel müdürlük yaptığı 12 yılı "Orası Yapı Kredi, Fark Oradaydı" adlı kitapta anlatan Burhan Karaçam, Koçbank’ın bu bankayı alma fikrinin kendisinin yöneticilik yaptığı 2000 yılında geliştiğini açıkladı. Karaçam, "Çukurova yönetiminde de olsaydı Koç Finansal, Yapı Kredi’ye talip olacaktı" dedi.

YAPI Kredi Bankası’nda genel müdürlük yaptığı 1987-1999 yıllarına ilişkin anılarını ve bankacılık sektörüne dönük önerilerini, "Orası Yapı Kredi Fark Oradaylı" adlı kitapta toplayan Burhan Karaçam, Koçbank’ın bu bankayı alma kararının 2000’li yıllarda oluştuğunu açıkladı. Yapı Kredi’den sonra Koçbank’ta Yönetim Kurulu Başkanlığı yapan Karaçam, İtalyanlar’la kurulan ortaklığın devamında, büyümek için bir banka alma fikrinin o zaman oluştuğunu belirtti.

ÇOK DOĞRU BİR ALIM: Yapı Kredi Yayınları tarafından yayınlanan kitabında, o yıllarda hızlı bir organik büyüme içinde olan bankada yaşanan pekçok yeniliği de aktaran Karaçam, bankanın bugün Koç Finansal Hizmetler bünyesine katılmasından duyduğu memnuniyeti aktardı. "2000 yılında hazırlanmış bir stratejinin 2005 yılında sonuçlanmasından çok mutlu" olduğunu belirten Karaçam, bunun nedenini şöyle açıkladı: "Çünkü bizim orada çizdiğimiz stratejinin bir 3 yıllık, bir de 6 yıllık bacağı vardı. O zaman koyduğumuz hedefler, Koçbank’ı ilk 3 yıl içinde 6’ıncı sıraya, 6 yıl içinde de ilk 3 içine getirmekti. 6 yılda ilk 3 içine girmek bir başka bankanın alımını gerektiriyordu. Organik olarak büyümesi yeterli olmayacaktı. Orada da birinci sırada Yapı Kredi Bankası yer alıyordu. Dolayısıyla hesaplı, planlı UniCredito ortak olmadan takip ettikleri çok doğru bir alım yapıldı. Hem kendileri için hem Yapı Kredi için."

EL KONULMASA DA TALİPTİ: Yapı Kredi Bankası’nın yönetiminde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) 2002’de devreye girdiği sırada bankanın satışının gündemde olmadığının hatırlatılması üzerine, "Satılıp satılmaması önemli değil, konulan hedef buydu. Bir strateji belirlerken bir hedefe dönük belirlersiniz, gerçekçi olmasa böyle bir hedef konulmazdı" diye konuştu. Bunun üzerine, "Yani banka Mehmet Emin Karamehmet yönetiminde de kalsaydı Koç, Yapı Kredi’ye talip olacak mıydı" sorusunu yönelttiğimiz Karaçam, "Elbette, benim öngörüm oydu" yanıtını verdi. Kitabında olduğu Yapı Kredi Bankası’nın Türkiye için çok önemli bir marka olduğunu vurgulayan Karaçam, bankanın Kazım Taşkent’li yıllardan bu yana toplum tarafından sıcak ve yakın bilinen bir ismi bulunduğunu, o nedenle birleşmiş banka içinde bu ismin tercih edilmesini doğru bulduğunu ifade etti.

FB’Lİ OLMAK GİBİ: "Yapı Kredili olmak Fenerbahçeli olmak gibi, bu bankada çalışmaya başlayınca bir takım tutar gibi bağlanıyorsunuz" diyerek farklılığı anlatan Karaçam, şu anki Yapı Kredi’nin ise bir geçiş döneminde bulunduğunu söyledi. Karaçam, "Yapı Kredi’nin bundan sonra izleyeceği yol birleşme operasyonundan sonra konulacak hedeflerle ortaya çıkacak. Umarım bundan sonraki dönemde de Yapı Kredi iki-üç senedir yaşadığı o hiç haketmediği zorlukları geride bırakarak, sektörün başına geçecektir. Zaten pek çok konuda da ilk sıradadır" diye konuştu.

Kur fırlayınca kalbim gitti geldi

SORULARIMIZ üzerine eski bir bankacı olarak bugünkü gelişmeleri de değerlendiren Burhan Karaçam, son dönemdeki dalgalanmalar için şunları söyledi: "26 Ocak 1994.. Bülent Gültekin Merkez Bankası Başkanı. ’Devalüasyon yapıyoruz’ dediler dolar 13 bin liradan 16 bin liraya çıktı. Şimdi de ilginçdir ki rakamlar çok benzer, dolar 1.300’den 1.600 YTL’ye çıktı ama bunun adı devalüasyon değil. Yurdışındaydım, kalbim gitti geldi. Buna kur ayarlanması denemez, önemli bir değer kaybı."

STAND-BY LAZIM: Kurların 2003-2005 arasında çok hızlı düşmesine karşın, faizin bunu takip etmediğini belirten Karaçam, "Bu kuru belli bir dengeye getirecek toplu bir döviz miktarının kullanıma hazır bir hale getirilmesi lazım" dedi. Bunu anlatırken stand-by tanımını kullanan ve bunu da "emniyet için sağlanacak bir miktar" olarak açıklayan Karaçam, şunları söyledi: "Dalgalı kur serbest bırakılacak bir kur demek değildir. Bu kaynak IMF’den bulunabilir. Rakamlar büyük Merkez Bankası böyle bir durumda rezervlerini boşaltamaz. 50 milyar dolara yakın sadece özel sektörün döviz borçlarını konuşuyoruz. Geçmiş dönemden yapılan ithalatın geri ödemeleri var."

Karamehmet: Sen bir tatile çık gel
/images/100/0x0/55eaaa11f018fbb8f88ed4da

PAMUKBANK’la birlikte Çukurova Grubu’nda toplam 15 yıllık geçmişi bulunan Burhan Karaçam’ın kitabında grubun patronu Mehmet Emin Karamehmet’le ilgili bazı anılar da yer alıyor. Karaçam’ın Şubat 1999’da bankadan ayrılmasına yol açan olayların ipuçları da kitapta bulunabiliyor. Bunlardan biri de 13 Ocak 1999’da Karaçam’ın kitabında Mehmet Bey diye andığı Karamehmet ile olan görüşmesi. Karaçam, Cemil Köksal’la birlikte patronuna, gruba ilişkin kısa va orta vadeli bir program sunuyor. Bunun üzerine Karaçam ile Karamehmet arasında şu diyalog geçiyor:

- Bu bir muhtıra mı?

- Aktiflerimizin en muhafazakar değeri, Turkcell ve Yapı Kredi olarak 20-22 milyar dolar. Koç ve Sabancı dahil Türkiye’de hiçbir grup bu kadar stratejik yatırım yapmadı ve bu kadar başarılı olmalı... Durum böyleyken varlık içinde yokluk çekiyoruz. Bu parayı size yedirmezler... Tüm yumurtalarınızı aynı sepete koymayın... Yapı Kredi’yi küçümsemeyin... Eğer bu programı kabul etmenize yardımcı olacaksa, evet bu bir muhtıradır... Bu söylediklerimiz yapılmazsa büyük bir günah işlenmiş olur, ben bu günaha iştirak etmeyeceğim.

- Sen bir tatile çık gel, sonra konuşuruz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!