Karaçam: Krizlerde hem teşhis hem tedavi yanlıştı

Güncelleme Tarihi:

Karaçam: Krizlerde hem teşhis hem tedavi yanlıştı
Oluşturulma Tarihi: Haziran 03, 2001 00:00


Nurten ERK
Haberin Devamı

Koçbank Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Karaçam, ‘‘Yaşadığımız son iki krizde de hem teşhis, hem de tedaviler yanlış yapıldı’’ dedi. Karaçam, geniş aralıklı bir bant sistemine geçilmesinin daha iyi sonuç verebileceğini belirterek, ‘‘Dalgalı kura geçmek şart değildi’’ diye konuştu.

Koçbank Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Karaçam, yaşanan son iki krizde de hem teşhisin yanlış konulduğunu, hem de tedavinin yanlış yapıldığını söyledi. Türkiye'de artık siyasi ekonominin küçülmesi, reel ekonominin büyümesi gerektiğine dikkat çeken Karaçam, ‘‘Devlet, baba rolünü bırakmalı’’ dedi. Piyasalarda siyasi istikrar ve güven sağlanmadıkça Türkiye'nin yurtdışı kaynaklardan pay alamayacağına işaret eden Karaçam, bunun için de öncelikle Türk Lirası'nın güçlendirilmesi gerektiğini belirtti. Karaçam, ‘Zayıf paranın zayıf bankacılık sistemi yarattığı da ortaya çıktı’ diye konuştu.

Karaçam, ‘‘Sorunun temeli siyasi. Siyasi ekonomiden reel ekonomiye geçilmesi gerekiyor. Siyasilerin karıştığı ve yönlendirdiği ekonomiden, içinde siyasetin olmadığı ekonomiye dönmek gerekiyor’’ diye konuştu. Karaçam, Türkiye'nin bir diğer temel sorunun da kamu-özel sektör arasındaki kaynak paylaşımındaki dengesizlik olduğuna işaret etti.

‘‘Ekonomik krizin geleceği belliydi’’ şeklindeki yorumlara katılmadığını belirten Karaçam, ‘‘Bir takım önlemleri alabilseydik bence gelmesine de gerek yoktu’’ dedi. Dalgalı kur sistemine geçilmesinin şart olmadığını düşündüğünü söyleyen Karaçam, şöyle devam etti:

‘‘Aralık krizi likidite kriziydi. Toplam iç borç stokunun yüzde 15'i kadar kağıdı elinde tutan orta ölçekli banka hemen sistem dışına çekilseydi, birinci krizi çok hafif atlatırdık. Ama hem teşhis yanlış kondu, hem de tedavi yanlış uygulandı. Şubat krizi de likidite kriziydi. Bunda da yanlış teşhis ve tedavi uygulandı. 19 Şubat'ta Başbakan'ın talihsiz bir demeciyle mali piyasalarda yaratılan tedirginliğe rağmen 20 Şubat'taki ihale beklenenin iki katı faizme de olsa tamamlandı. Sistemde yabancılar dışında iç piyasa oyuncuları için bir değişiklik olmadı. Buna rağmen 22 Şubat'ta 'dalgalı kur'a geçildi. Bize göre dalgalı kura geçilmeden de bu mesele çözümlenebilirdi. Bant sistemine geçilebilirdi, bant biraz daha esnek bırakılabilirdi. Dalgalı kurla, ülke ekonomisi üzerine bu kadar büyük bir yük getirilmeden de bu konuyu çözebilirdik.’’

Karaçam, yabancı yatırımcıların İkinci Program'ın eksiksiz uygulanmasını beklediklerine dikkat çekerek, şunları söyledi: ‘‘Yabancı yatırımcılar programın toplum ve siyasiler tarafından desteklenmesini bekliyor ve bunu yakından izleyecekler. Toplumun kamunun ekonomideki yerini artık iyi anlaması gerektiğini düşünüyorlar. Türkiye siyasi ekonomiden reel ekonomiye geçmek zorunda. Vatandaşların devleti baba olarak görmekten vazgeçmesi lazım artık. Devletin baba rolü devam ettikçe biz bu sıkıntılarla her zaman karşı karşıya kalacağız. Siyasetle ekonominin birbirinden ayrılması gerekiyor. Kemal Derviş'in önündeki en önemli görev de bu. Bunun halka çok iyi anlatılması şart.’’

Kararlı davransalardı önceki program başarılı olurdu

Birinci Programın 2000'in ilk 9 ayında çok iyi yürüdüğünü ve siyasi kararlılık gösterilmesi halinde son derece olumlu çalışabilecek bir program olduğunu söyleyen Koçbank Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Karaçam, şöyle devam etti:

‘‘Hep Birinci Program'a kusur buluyoruz, ama çok adil davranmıyoruz. Bu programın öngördüğü bazı şeyler yapılmadı. Özelleştirmede çok yavaş davranıldı. Kamu zararlarıyla ilgili önlem alınmadı. Bütçe dışı fonlar kapatılmadı. Fona alınan bankalar sistemde bırakıldı. Mali piyasalarda fondaki bankaların sıkıntıları ve kamu bankalarının aşırı borçlanmaları sistemdeki bütün dengeleri altüst etti ve faiz artışına neden oldu. Eğer Birinci Program da, İkinci Program'da olduğu gibi kararlı olarak yürütülseydi başarılı olacaktı. ’’

İkinci Program'da araçların daha farklı olduğuna işaret eden Burhan Karaçam, şunları söyledi:

‘‘Çıpa devre dışı bırakıldı. Kur, faiz ve enflasyon için hedefler esnek bırakılarak, tahminler verildi. Ancak ülke ekonomisi Birinci Program'a göre çok daha zor bir dönemde. İkinci Program çözümü nerede arıyor? Reel faizler düşecek, büyüme hızı artacak ve bütçede ciddi bir faiz dışı fazla belirecek. Bu güvenin artmasına bağlı. Güven artmadığı takdirde reel faizler düşmez. Büyüme hızının artması için de yatırım, daha fazla üretim gerekiyor. Bunun da özel sektörden gelmesi bekleniyor.’’

İkinci Program'ın öncekine göre uygulanmasının daha zor olduğunu söyleyen Karaçam, ‘‘Çünkü birçok şeyin aynı anda olması ve kontrol edilebilmesi lazım’’ dedi.

Holding bankacılığı bitecek

Yeni Bankalar Yasası'nın getirdiği yenilikler açısından Avrupa Birliği yasalarına uygun ve ileri düzeyde olduğunu söyleyen Koçbank Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Karaçam, yasadaki en büyük eksikliklerden birinin mevcut sorunların nasıl çözüleceğine açıklık getirmemesi olduğunu söyledi. Karaçam, ‘‘Örneğin Fon'a alınan bankaların alacağı amme alacağı sayılıyor ve alacağın nakde dönüş süreci çok hızlandırılıyor. Ancak İcra ve İflas Kanunu'nda da değişiklik yapılmaması halinde bundan sistemdeki diğer bankalar yararlanamayacak’’ dedi.

Yeni yasanın grup ilişkilerini çok sınırladığına işaret eden Karaçam, ‘‘Bir geçiş döneminden sonra holding bankacılığının devamı sözkonusu olmayacak. Belki tam tersi çeşitli holdingler, farklı bankalardan finansman ihtiyacını karşılayacak’’ diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!