İzmir gibi şehre direkt sefer yok

Güncelleme Tarihi:

İzmir gibi şehre direkt sefer yok
Oluşturulma Tarihi: Nisan 14, 2000 00:00

Deniz SİPAHİTÜRK Hava Yolları'nın bazı uygulamaları can çekişen İzmir turizmini iyice zor duruma sokuyor.Dikkatlerden kaçmış olabilir; 1957 yılından bu yana yapılan İzmir - Atina seferleri iptal edildiği gibi İzmir - Tel Aviv seferleri de kaldırıldı.İzmir - Frankfurt direkt seferleri de son iki yıldır yapılmıyor.Düşünebiliyor musunuz; Türk turizminin can damarlarından biri olan, Ege'nin merkezi İzmir'e dünyanın hiçbir yerinden direkt gelemiyorsunuz.Bunda Türk Hava Yolları'nın iç hatlarda Ankara'yı, dış hatlarda ise İstanbul'u merkez olarak belirlemesinin büyük rolü bulunuyor.Bu kent hiç haketmediği tavırlarla karşılaşıyor.İzmir milletvekili Işın Çelebi, uzun süredir konunun peşini bırakmıyor.Çelebi, geçtiğimiz günlerde Genel Müdür Yusuf Bolayırlı'yı arayarak konuya eğilmesini istiyor.Bolayırlı'nın cevabı, ‘‘Hemen inceliyorum'' oluyor.Ardından da, ‘‘Nasıl olsa charter seferleri var. Charter'lar bu boşluğu doldurur'' diyor.Meclis'te önümüzdeki günlerde gündem dışı bir konuşma yapacak olan Çelebi, öncelikle Türk Hava Yolları'nın İzmir programını değiştirmesini isteyecek.*Hz. İsa'nın doğumunun 2000. yılı olması nedeniyle üç semavi dine ait çeşitli kutsal mekanlarla İncil'de söz edilen yedi Kiliseler'den üçü Smyrna, Ephesus ve Pergamon'un İzmir'de oluşu; diğer dördü Sardis, Thyatira, Philadelphia ve Laodicea'nın İzmir'e yakın oluşu bir şanstır.Hıristiyanlar için haç yeri özelliği taşıyan Meryemana Evi'nin, Saint John Bazilikası'nın, Yedi Uyuyanlar Mağarası'nın Selçuk'ta olması; bunun yanında Museviler açısından çok sayıda Sinagog'un ve Musevi mistisizminde önemli bir yer tutan ‘‘Pırlanta Üçgeni''nin İzmir'de bulunması hangi turizm merkezine nasip olmuştur.Oysa...İnanç turizmi açısından büyük önem taşıyan Yunanistan - Türkiye - İsrail üçgenin Türkiye ayağı İzmir'e özellikle bu ülkelerden gelen direkt uçuşlarla sağlanabilir.İzmir'de turizmin dört mevsime yayılması planlanırken; termal, kongre, kültür turizmine ağırlık verirken Türk Hava Yolları'nın uygulamalarını anlamak mümkün değildir.*BU kentte tartışmaların, konuşmaların çoğunluğu ‘‘İzmir'in haksızlığa uğradığı'' çerçevesindedir.Bir süredir kendi kendime ‘‘Kim suçlu?'' diye soruyorum.Suç, İzmir'i unutanlarda olduğu gibi hakkını savunamayan bizlerde olduğunu düşünüyorum.5000'inci kuruluş yıldönümünü kutlayan ve dünyanın yaşayan en eski kentlerinden biri olma özelliğini taşıyan İzmir'in ve yöneticilerinin herhalde daha fazla sessiz kalma gibi bir lüksleri yok.Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Tavit Köletavitoğlu'nun geçen gün Türk turizmini değerlendiren ilginç sözleri vardı.Köletavitoğlu, sektörde 1982 öncesini ‘‘el yordamıyla turizm'', 1982 - 2000 yıllarını ‘‘Türk gibi başlama'', 2000 sonrasını da ‘‘Türkiye'nin dünya pazarında var ya da yok olma karar noktası'' olarak üç evreye ayırıyor.Elindeki potansiyeli yeteri kadar değerlendirememesi ve Türk Hava Yolları örneğinde olduğu gibi olumsuz uygulamalar, turizmimizi en başa yani ‘‘el yordamıyla turizm'' dönemine geri dönüşe zorluyor.Doğru stratejisi olmayan her çalışma boşa gitmeye mahkumdur.Bu kentin rekabet etme şansları azaltılmıştır, azaltılmaktadır.Türk Hava Yolları'nın bu tutumu ve İzmir'in sessizliği doğrusu hepimizi hayal kırıklığına uğratıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!