Güncelleme Tarihi:
İklim değişikliğinin ekonomik etkileri üzerine çalışan düşünce kuruluşlarının oluşturduğu We Mean Business ile Cambridge Üniversitesi bünyesindeki Corporate Leaders Group (Avrupa Kurumsal Liderler Grubu) tarafından hazırlanan son çalışmaya göre koronavirüs krizinin ardından yaşanacak toparlanma sürecinde sürdürülebilir adımlar çok daha olumlu etki sağlayacak. Çalışmada, ekonomiyi normalleştirmeyi amaçlayan klasik teşvik önlemlerine göre yeşil toparlanmanın gelir, istihdam ve GSYİH’de daha etkin artışlar sağlandığı belirtiliyor.
SIFIR KARBONLU GELECEK
We Mean Business koalisyonunun CEO’su Maria Mendiluce, “Bu rapor, birçok şirketin hali hazırda bildiği gerçekleri doğrular nitelikte. Sıfır karbonlu geleceğe yatırım yapmak, iş dünyasının başarısını garanti altına almanın en etkin yolu. Hükümetlerin harcama politikalarını, yeşil teknolojileri ve teknolojik yenilikleri artıracak şekilde oluşturması ve uyarlaması gerekiyor. Bu durum, şirketlere, ekonomiye ve vatandaşlara fayda sağlamanın yanı sıra, emisyonları azaltıyor. Yatırımları bu şekilde planlamamak, ekonomilerin direncini arttırmanın zorunlu olduğu günümüzde, dünyayı ekonomik ve çevresel felaketlere sürüklemek anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.
İKLİM KRİZİ TEHLİKESİ
European Corporate Leaders Group Direktörü Eliot Whittington ise “Artık, pandemi gibi ekonomilerimize ve toplumlarımıza yönelik krizlere karşı direnç geliştirmeye yönelik acil bir ihtiyaç bulunuyor. İklim değişikliği tam da bu kapsamda bir tehdit olarak öne çıkıyor. Bu raporda sunulanlar, iklim değişikliği kriziyle mücadele kapsamında ekonomileri istikrara kavuşturmamızı ve yeniden büyütmemizi sağlayan yeşil toparlanmayı ortaya koyuyor. Rapor yeşil toparlanmanın mümkün olduğunu göstermenin yanı sıra, bu durumun gerekliliğine işaret ediyor. Önümüzdeki yegane yol, dayanıklı, kapsayıcı ve iklim değişikliğine katkı sağlamayan kurtarma planıdır” şeklinde konuştu.
İKİ FARKLI YAKLAŞIM
Modelleme çalışması Cambridge Econometrics tarafından gerçekleştirilen ve We Mean Business ile Cambridge Üniversitesi bünyesindeki Corporate Leaders Group tarafından hazırlanan çalışma, ekonomik toparlanmayı desteklemek üzere iki yaklaşımın karşılaştırmasını sunuyor: Bunlardan ilki tüketici harcamalarını teşvik etmek amacıyla KDV indirimi senaryosu. Diğeri ise sınırlı bir KDV indirimi ve beş adet yeşil önlemin birlikte ele alındığı senaryo. Bu yeşil önlemler, enerji verimliliği, şebekenin iyileştirilmesi, rüzgâr ve güneş teknolojilerine sunulan teşvik, elektrikli araçları teşvik eden bir plan ve ağaç dikme programından oluşuyor.
MİLYONLARCA İSTİHDAM POTANSİYELİ
Her iki kurtarma planı da üretim ve istihdama destek sağlıyor ancak yeşil toparlanma programının olumlu etkisi daha fazla oluyor. Raporun ana çıktıları şöyle:
AB’deki yeşil toparlanma programı, 2024 yılına kadar 2 milyon daha fazla istihdam yaratıyor. ABD’deki yeşil toparlanma programı ise normalleştirme planıyla kıyaslandığında yaklaşık bir milyon daha fazla kişiye istihdam sağlıyor.
Küresel ölçekte, beş aşamalı yeşil toparlanma programının uygulamaya konulması durumunda, 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarında yüzde 7 azaltım gerçekleşiyor.
Beş adet yeşil teşvik önlemi arasında, elektrikli araç satışlarını artırmaya yönelik hurda planı, 2030 yılına kadar oluşacak istihdam ve GSYİH artışında en önemli katkıyı sağlıyor.
RÜZGÂR VE GÜNEŞE TEŞVİK
Analiz, beş unsurdan oluşan ‘yeşil toparlanma programı’ ile ‘normalleştirme’ planını karşılaştıran modellemeyi içeriyor. Her iki senaryonun hükümetler üzerinde oluşturduğu maliyet benzer seyrediyor. Yeşil toparlanma programı KDV’de daha küçük ölçekli bir indirim içeriyor ve aşağıdaki önlemleri ele alıyor:
- Enerji verimliliğine sunulan kamu yatırımları
- Rüzgâr ve güneş enerjisine yönelik teşvikler
- Şebekelerinin iyileştirilmesine yönelik kamu yatırımı
- Teşviklerin yalnızca elektrikli araçlara sunulduğu hurda planları
- Ağaç dikme programları