İş Bankası’nın temelinde Pakistan yardımı var

Güncelleme Tarihi:

İş Bankası’nın temelinde Pakistan yardımı var
Oluşturulma Tarihi: Ekim 23, 2005 00:00

İş Bankası’nın Pakistan’daki depremzedelere 1.7 milyon YTL yardım göndermesi, bankanın kuruluş günlerindeki Pakistan desteğini gündeme getirdi. Hindistan (Pakistan) Müslümanlarının Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’na mali katkısı, savaşta Garp Cephesi’ni ayağa kaldırdı, savaştan sonra da İş Bankası’na sermaye olup, Türkiye’yi yabancı banka tekelinden kurtardı.

TÜRKİYE’nin ‘her daim’ dostu olan Pakistan halkına ‘deprem için yardım’ toplanırken sık sık sözü edilen ‘Hindistan (Pakistan) müslümanlarının Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’na mali katkısı’ Türkiye için çok kritik iki savaşın kazanılmasında önemli kaynak oldu. Bu para savaşta Garp Cephesi’ni ayağa kaldırdı, savaştan sonra da İş Bankası’na sermaye olup, Türkiye’yi yabancı banka egemenliğinden kurtardı. Bu durum, önceki gün Pakistan’daki depremzedelere 1.7 milyon YTL gönderen İş Bankası’nın yardımını daha anlamlı kıldı. Tarihi kaynaklara göre Türkiye’nin işgaline karşı Mustafa Kemal Paşa tarafından örgütlenen Kurtuluş Mücadelesi’ne en büyük para yardımı o yıllarda Hindistan müslümanlarından geldi. (Pakistan 1947’de kuruldu).

HİNT HİLAFET KOMİTESİ:

Hindistan Müslümanları, işgale uğrayan Türkiye’ye yardım için büyük bir yardım kampanyası başlattılar ve Emir Ali başkanlığında Hint Hilafet Komitesi (İndian Committee of the Caliphate) aracılığıyla yardım topladılar. Para miktarı 1.5 milyon İngiliz Sterlini civarındaydı. O yıllarda 1 İngiliz Sterlini 9 Osmanlı Lirası, 1 lira da 6.6 saf altına denkti. Hemen Ankara’ya ulaştırılan bu para, Maliye Bakanlığı tarafından Hazine’ye değil doğrudan Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın emrine tahsis edildi ve Osmanlı Bankası’na yatırıldı. Büyük Taarruz’dan önce, Ankara hükümetinin mali imkanları dibe vurunca yardımların bir kısmı Garp Ordusu’nun teçhizine harcandı. Kalan kısmı yine Atatürk’ün tasarrufunda kaldı.

BANKAYA ORTAKLIK TEKLİFİ:

Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’ndan sonra bu mali kaynağı ülkeyi mali açıdan daha güvenli bir yapıya kavuşturmak için ustaca kullandığı görülüyor. Falih Rıfkı’nın anlatımına göre, bir yabancı banka Atatürk’ün ‘Sizdeki 100 bin liramız karşılığı bankanıza ortak olabilir miyiz?’ şeklindeki sorusuna olumsuz cevap vermiş ve Atatürk de bu cevap üzerine zor da olsa milli banka kurma fikrine yönelmiş. Atatürk’ün baldızı Vecihe Hanım, İş Dergisi’nin 265’inci sayısında (Kasım 1988) milli bir banka kurulması fikrinin ortaya atılışını şöyle aktarıyor:

BAYAR’IN FİKRİNİ ALINIZ:

‘Atatürk İzmir’deki evimizin selamlık kısmında özel odasında çalışırdı. Bakanlarla Atatürk sık sık çalışma odasında görüşürdü. Celal (Bayar) Bey de sık çağırdığı bakanlarındandı. Gene böyle bir gün, Celal Bey önce Atatürk ile onun çalışma odasında görüştü, sonra da bizim yanımıza geldi. Babam ile Celal Bey arasında Atatürk’ün 250 bin lirasının nasıl değerlendirilmesi gerektiği üzerinde konuşuldu. Babam ihracat ve ithalatın yabancılar tarafından yapıldığını hatırlatarak bu işleri yapacak bir Türk şirketinin kurdurulmasını önerdi. Celal Bey de bankacılık işlerinin de yabancılar elinde olduğunu hatırlatarak, bir banka kurulmasının yararlı olacağını söyledi.’

İş Bankası’nın sermaye sırrı 2 No’lu hesapta

MAZHAR Leventoğlu’nun Atatürk’ün Vasiyetnamesi adlı kitabına ve Doğan Avcıoğlu’nun Türkiye’nin Düzeni adlı eserine göre İş Bankası’nın kuruluşunu sağlayan paraların kaynağı Atatürk’ün İş Bankası’ndaki hesaplarında ortaya çıkıyor. Buna göre; ‘Atatürk’ün İş Bankası’nda 3 hesabı vardı. Emeklilik maaşlarını toplayan emekli hesabı (20 bin TL birikti). 4 numaralı şahsi hesap (cumhurbaşkanı sıfatı ile aldığı maaş bu hesapta birikti 54 bin TL). Asıl önemli hesap İş Bankası’na göre 1 milyon 297 bin lira bulunan 2 numaralı hesaptı. Bu hesabın birinci kaynağı Hindistan’dan gönderilen paradan kalmış paradır. Atatürk de bu parının 250 bin lirasını İş Bankası’na sermaye olarak verdi. 2 numaralı hesap Atatürk’ün adına açılmıştı ancak Atatürk bu hesaptan kişisel hiçbir harcama yapmadı.’
Sadi ÖZDEMİR
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!