Güncelleme Tarihi:
Deppler, İngiliz Financial Times gazetesinde çıkan ve IMF'nin resmi internet sitesinde de yayınlanan mektubunda, IMF'nin Türkiye'de beklenmedik durumların ortaya çıkması karşısında paniğe girmediğini ve Türk hükümetine çözüm empoze etmeye kalkmadığını söyledi.
Deppler, "Türkiye'nin ekonomi programı IMF tarafından desteklenmekle birlikte, Türk hükümetinin tercihlerini ve politikalarını yansıtmaktadır" dedi.
Deppler, Kasım ayında patlak veren krizle ilgili olarak ise "çok hatalı" nitelendirdiği bankacılık sistemine yapılan müdahaleyi eleştirdi.
Michael Deppler şöyle dedi: "Kasım 2000'de ortaya çıkan krize yol açan temel unsurlar, Türkiye'nin dış ödemeler açığından ortaya çıkan zayıflık ve uygulanan politikalardaki yorgunluk işaretleriydi.
Bunun üzerine siyasi kaygılar da eklenince, piyasalar geçen sonbaharda giderek daha huzursuz hale geldi ve faiz oranları yükseldi. Ancak krizin temeli, birkaç özel bankanın yüksek faizle borçlanma sarmalına girmesiyle iyice çıkmaza giren hatalı bankacılık sisteminden kaynaklandı.
Bu durumda doğru çözüm, zorda olan bankalara doğrudan likidite enjekte etmekti. Ancak bunun yerine, bankacılık sistemine genel olarak likidite sağlandı. Bu gevşek para politikası da güçlü bankaların likiditeyi dövize çevirmesi üzerine, döviz rezervlerindeki ani erimeye yol açtı.
Genel bankacılık sistemine enjekte edilen her bir dolarlık likidite hemen rezervlerdeki bir dolarlık kayba dönüştü. Bu ortamda IMF genel sisteme likidite sağlanmasının yanlış olduğunu düşündü. Halen de öyle düşünüyor."
SİYASİ SIKINTILAR KRİZİ PATLATTI
Deppler, Şubat ayında siyasi sıkıntıların da ortaya çıkmasıyla, Kasım ayındaki senaryonun daha güçlü biçimde patlak verdiğini savundu. Michael Deppler, "bu durumda IMF'nin tavsiyesi, liranın dalgalanmaya bırakılması oldu. Çünkü çıpa sistemi artık güven vermiyordu ve Türkiye'nin belirsiz ortamı, hatalı bankacılık sisteminde önceden belirlenmiş kur sistemi yürümüyordu" ifadelerini kullandı.
IMF yetkilisi Deppler, bazı Türk ekonomistlerinin dile getirdiğinin tersine, faiz oranlarındaki artışın, güvenin zayıfladığının kanıtı olduğunu ve ekonomiye büyük zarar verdiğini kaydetti.
IMF'ye yöneltilen eleştirileri yanıtlayan Deppler, "Türkiye'nin IMF tarafından desteklenen ekonomik programı, Türk hükümetinin seçimlerini ve politikalarını yansıtmaktadır. Önceden kestirilemeyen olaylarla karşılaşıldığında IMF paniğe kapılmadı ve çözüm empoze etmeye kalkmadı.
Bunun yerine IMF, piyasaları sakinleştirecek kalıcı çözümler bulmak ve Türkiye'nin düşük enflasyon amacına ulaşmasına yardım için Türk yetklileriyle birlikte çalıştı" dedi. (Washington-aa)