Yüzde 9.1'lik çöküş yaşadığımız 'En Derin Krizli' yılın ertesinde, bazı sektörler nefes aldı. Ancak iç pazardaki talep yetersizliği devam etti ve ihracatla ayakta durmaya çalışan bazı sektörler son 10 yılın en kötü dönemini yaşadı.TÜRKİYE, 2002'de hedeflediğinden daha fazla büyüyor. Yıllık yüzde 4 beklenen büyüme yüzde 6'nın üzerinde çıkabilir. Çünkü GSMH yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 7.8, 9 aylık ortalamada ise yüzde 6.2 arttı. Yılın son çeyreğinde de yüksek büyüme hızının devam ettiği görülüyor. 2001'deki cumhuriyet tarihinin 'En Derin Kriz'inden sonra yaşanan bu büyüme çok anlamlı olmasa da moralleri düzeltecek ve geleceğe dönük umutları artıracak. İç pazardaki talep yetersizliğinin sürmesin nedeniyle yine ihracatla ayakta durmaya çalışan bazı sanayi sektörleri son 10 yılın en kötü dönemini yaşadılar. İhracata hız veren sektörler, iç pazardaki canlanmanın devreye girmesi halinde 2003'te daha iyi bir yıl yaşamayı umuyorlar. 2002'nin 9 ayında farklı kriterlere göre yapılmış sektörel sınıflamalar; özellikle Avrupa'dan Türkiye'ye bazı konularda büyük üretim kaymaları yaşandığını da ortaya koyuyor. Otomotivde ihracat can simidi oldu. Ancak kapasite kullanım ve iç pazarda toplam satışlara bakıldığında 2002 çok kötü bir yıl oldu. Türkiye'de üretim istihdam ve ihracatın tartışmasız lideri konumundaki, tekstil ve hazırgiyim sektörü de ihracatını istikrarlı ve hızlı artırmayı başardı. Yıllardır küçülen sektör konumundan kurtulamayan İnşaat sektörü 2002'de de kendine gelemedi. Bu sektördeki büyüme eksi yazdı ve bu sektör bir önceki yılın 9 ayına göre ruhsatlanma bazında yarıyarıya geriledi. Mali sektörün en önemli kurumları bankalar 2002'de de kan kaybetmeye devam etti. Mali kuruluşlar 9 ayda yüzde 6.2 küçüldü.Turist sayısı arttı gelir yerinde saydıTURİZM Sektörü Ocak-Kasım verilerine göre Türkiye'ye gelen yabancı ziyaretçi sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13.07 arttı ve 12 milyon 688 bin kişiye ulaştı. Böylece yıl sonunda bu rakamın 13 milyonu geçerek tarihi bir rekora ulaşması kesinleşti. Ancak, sayıdaki bu artıra karşılık sektörün cirosundaki sorunlar sürdü. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy, ‘‘2003 için çok umutluyuz. Çünkü AKP Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan turizme çok inanıyor ve turizme bakışı bizim istediğimiz gibi. 2003'te 15 milyon turist hedefini çok kolay yakalarız’’ dedi. Ulusoy, turizmin şu anda tek korkusunun Irak'a operasyon olduğunu kaydetti ve Türkiye ile müttefiklerinin bu sorunu en pratik şekilde çözümlemesi gerektiğini söyledi. Otomotiv 2003'den de umutsuz 2002 yılında otomotiv sektörü tarihinin en kötü dönemini yaşadı. Ekonomik kriz, erken
seçim, Irak operasyonu gibi nedenlerle piyasalarda oluşan güvensizlik ve belirsizlik satışları dibe vurdurdu. Yılın 11 ayında toplam satışlar 144 bin 500 adet olarak gerçekleşti. Otomotiv sektörünün 2003 beklentileri ise ihtiyatlı. Satışların gelecek yıl yüzde 40 artacağı ve 120 bin otomobil civarında olacağı tahmin ediliyor. Hafif ticari araç satışlarının ise 65 bin civarında olacağı düşünülüyor. Sektör yetkilileri, otomotiv pazarının 2004-2005 yılllarında açılacağı görüşünde birleşiyorlar.Bankacılık yara sarmaya çalıştı2000 yılı Kasım ayından sonra 2001 Şubat'ındaki kriz ve sonrasında uygulanmaya başlanan ‘dalgalı kur’ sistemi, Türk bankacılık sisteminin, tarihindeki en sorunlu dönemini yaşamaya başlamasına neden oldu. Sistemin taşıdığı toplam mevduatı Aralık ayı başında 126 katrilyon Türk Lirası (TL) düzeyindeydi. Aynı tarihteki kurlar itibariyle bakıldığında 77 milyar
dolar olan mevduatın yaklaşık yüzde 42'si TL, 58'i ise yabancı para cinsindendi. 2001 sonunda 39 katrilyon 94.3 trilyon lira olan kredi hacmi ise 4 Aralık 2002 itibariyle 38 katrilyon düzeyine geriledi. Bankaların tasfiye olunacak alacakları da 10 katrilyon 117 trilyon liraya yükseldi. Bu rakam geçen yıl sonunda 6.4 katrilyon düzeyindeydi. 2001 yılını toplam 2.7 milyar dolar düzeyinde zararla kapatan Türk bankacılık sistemi, 2002 yılının ilk yarısında yeniden kár edebilen bir sistem haline geldi. 2002'nin ilk yarısını 322 milyon dolar kárla kapatan sistem, yıl sonu itibariyle dolar bazında iyileÅŸmenin devam ettiÄŸi bir dönemi geride bıraktı.Ä°nÅŸaat talihini 2002'de de yenemediÄ°NÅžAAT sektörü 1998'de girdiÄŸi hızlı daralma eÄŸilimini 2002'de de sürdürdü. 9 aylık verilere göre sektör kriz yılı 2001'in aynı dönemine göre yüzde 3.4 oranında geriledi. Yine 9 aylık verilere bakıldığında yapı ruhsatı verilen yapılar toplam inÅŸaat alınında yüzde 53.7, yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların toplam inÅŸaat alanında da yüzde 20.5'lik gerileme yaÅŸandı. Yapı sayısı bazında da aynı büyüklüklere yakın ÅŸekilde küçülme görüldü. 2002'de inÅŸaat sektörünü yakından ilgilendiren çimento üretiminde bir miktar artış oldu. Ancak çimento sektörü yaklaşık 5 yıldır ihracata yönelik üretim yaparak kapasite sorununu çözmeye çalışıyor. Bu nedenle çimento üretimindeki artış sektörle ilgili olumlu bir geliÅŸmeye baÄŸlanmıyor. Elektronik yüzde 50 büyüyorTÃœRK elektronik sektörü 2002'de çok yüksek performans yakaladı. Avrupa pazarına ihracatta rakamlar neredeyse ikiye katlandı. Devlet Ä°statistik Enstitüsü'nün verilerine göre Türkiye'de bu yılın Temmuz ayına kadar yapılan toplam TV, Buzdolabı, Çamaşır Makinası üretimi 2001'in aynı dönemine göre yüzde 50'den fazla artış kaydetti. 9 aylık verilerde de radyo, tv haberleÅŸme cihazları üretimi yüzde 50.7 oranında büyüdü. Birçok fabrika 3 vardiya çalışmaya baÅŸladı. Sektörün ihracat rakamı da üretimdeki yüksek artış oranına paralel gerçekleÅŸti ve 11 aylık ihracat verilerine göre yüzde 33.4'lük bir artış yaÅŸandı.Oran: 2005 öncesi çok iyi bir rüzgar aldıkSANAYÄ°NÄ°N lokomotifi tekstil ve hazırgiyim 2002'de yüksek performansını sürdürdü. Hazırgiyimin 11 aylık ihracatı yüzde 22.2 arttı. Türkiye Giyim Sanayicileri DerneÄŸi (TGSD) BaÅŸkanı Umut Oran, sektörün 2002'de çok önemli bir fırsat yakaladığını ve rüzgarı alkasına aldığını belirterek şöyle konuÅŸtu:‘‘Sektörümüz, 2005 yılı (gümrüklerin global bazda sıfırlanacağı yıl) öncesi doÄŸru altyapıya kavuÅŸmuÅŸ durumda. Esnek, çabuk, kaliteli üretimi baÅŸardık. Bu yüzden 20 yılda ulaÅŸtığımız büyüklükleri önümüzdeki 10 yılda ikiye katlama imkanımız var. Ancak bunun için devletin dış ticaret ve dış iliÅŸkiler politikaları çok önemli. Bazı ülkelerle özel anlaÅŸmalar, vergisel muafiyetler ve içerde de dünya girdi seviyelerini yakalamamız lazım.’’Â
button