Derviş'ten ‘Ulusal Program’ mesajı

Devlet Bakanı Kemal Derviş, enflasyonla çok kararlı biçimde mücadeleye devam edeceklerini söyleyerek, hazırlanan programın ‘‘IMF'nin programı değil, ulusal bir program olacağını’’ açıkladı.

Programın dış finansman desteğine ihtiyaç duyduğunu ve IMF'den destek isteneceğini belirten Derviş, ‘‘IMF ile üzerinde anlaşamadığımız boyutlar var’’ dedi. Bu noktaları açıklamayı ‘sakıncalı’ bulduğunu söyleyen Derviş, gerçekleri Türk halkına çok dürüst anlatmak gerektiğini bildirdi.

Bugün ABD'ye gidecek olan Derviş, dün akşam İstanbul'a hareketinden önce Esenboğa Havaalanı'nda bir basın toplantısı düzenleyerek ‘iki-üç mesajı paylaşmak istediğini’ söyledi. Eski programın, kasım ve şubat krizleri ile ‘ciddi kazaya uğradığını’ belirten Derviş, ‘‘Ancak enflasyonla mücadelede 18 aydır alınan mesafenin, 1-2 aylık kayıp olsa da kazançla sonuçlanması gerekiyor’’ dedi. Derviş, ‘‘Enflasyon, vatandaşın cebinden yarı gizli, yarı kanunsuz para almaktır. Bu konuda taviz veremeyiz, sosyal adalet bakımından ve Türk toplumunun geleceği bakımından çok önemli bir nokta’’ diye konuştu.

Programın bütününün henüz ortaya çıkmadığını, bu olmadan ayrıntı vermenin sakıncalı olduğunu vurgulayan Derviş şöyle konuştu:

‘‘Enflasyonu yıl sonuna kadar kabul edilebilir ölçülere çekmek zorundayız. Fakat rakamları tartışıyoruz arkadaşlarımızla. Biliyorsunuz önümüzdeki iki ayda enflasyon rakamları çok yüksek çıkacak. Eğer bu program oluşursa ve yeniden güven ortaya çıkarsa enflasyonun hızla düşmemesi için bir neden yok

Derviş'in diğer mesajları şöyle:

ULUSAL PROGRAM:

Oluşturulan program Türkiye'nin ulusal bir programı olacaktır. IMF'den, Dünya Bankası'ndan, Avrupa'dan, birçok başka yerden destek arayacağız. IMF ile anlaşmaya çalışıyoruz. Fakat program bizim proramımızdır. Türkiye'nin çok değerli, yetişmiş, dünyada herhangi bir kuruluşta saygınlıkla çalışabilecek uzmanları var. Bundan sevinç duyuyorum.

POLİTİK DESTEK ZORUNLU:

Politik destek zorunlu. Sadece teknik kadroların desteklediği bir program başarıya ulaşamaz. Politik düzeyde tam destek sağlanmazsa ve toplum tarafından benimsenmezse, program Türkiye'yi düze çıkaramaz, başarıya ulaşamaz. Program oluştuğunda, Türk insanına güzel bir şekilde anlatmamız lazım. Kapalı kapılar ardında sadece teknik kadrolar tarafından hazırlanmış bir program başarılı olamaz.

SEVİNDİRİCİ HABERLER:

Programın güçlü bir boyutunu ödemeler dengesi teşkil edecek ve bu konuda da sevindirici haberler var. İhracat hızla artıyor. İyi bir turizm sezonuna gireceğimizi tahmin ediyorum. Dolayısıyla ödemeler dengesiyle bu programı desteklemek mümkün. Bu da programın başarısında önemli bir rol oynayacak.

DANIŞMADAN OLMAZ:

Meclis'ten geçmesi gereken bir takım kanunlar olacaktır. Meclis'e danışmadan bu program oluşmayacak. Dolayısıyla Meclis'e götürmemiz gereken bir takım boyutlar olacak. Bunda büyük bir zorluk da görmüyoruz. Meclis'ten anlayış ve destekle ilerleyeceğiz.

ÖNCE GÜVEN :

Yabancılardan önce Türklerin programa inanmasının sağlanması gerekiyor. Çok açık, çok dürüst şekilde gerçekleri herkesin anlayacağı biçimde anlatmamız gerekiyor. Eğer bunu yapabilirsek sanıyorum Türk toplumu bu desteği verecektir. Türk toplumu olayları çok iyi seziyor, açıklık istiyor.

PATRON DEĞİLİM:

Ne kadar dış yardıma ihtiylaç olduğu konusu, yumurta-tavuk hikayesine benziyor. Uluslararası kuruluşlar ve bankaları ikna etmek için çok çalışılması gerekiyor. Derviş, ‘‘Ben ekonominin patronu değilim. Bu bir ekip işidir. Müzakerelerimizde, Siyasal konular gündeme gelmeyecek. Gelecek olursa, bunu görüşecek olan kişiler Sayın Başbakan ve Başbakan yardımcılarıdır’’ dedi.