Cinsiyete dayalı ücret farkı yüzde 15.6

Güncelleme Tarihi:

Cinsiyete dayalı ücret farkı yüzde 15.6
Oluşturulma Tarihi: Ekim 01, 2020 07:00

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Türkiye İstatistik Kurumu ile Türkiye’nin en geniş kapsamlı cinsiyete dayalı ücret farkı araştırmasını yaptı.

Haberin Devamı

ILO Türkiye Direktörü Numan Özcan çalışmanın sonuçlarını “Cinsiyete dayalı ücret farkı, 2018 yılı verileriyle, yüzde 15.6 düzeyinde hesaplandı. Ücret farkı yaşa göre artış gösteriyor. Çocuğu olanla, olmayan kadın arasında bile ücret farkı var” diyerek anlattı.

6 AYLIK ÇALIŞMA

TÜİK’le yapılan 6 aylık bir çalışmanın sonucu olan ve “Cinsiyete dayalı ücret farkının ölçümü: “Türkiye uygulaması” başlığını taşıyan rapor, 10’dan az çalışanı olan işletmeleri, farklı sektör ve istihdam biçimlerini de içeriyor. Bu kadar geniş kapsamlı bir çalışma Türkiye’de ilk kez yapılırken, Özcan hazırlanan raporun sonuçlarını Hürriyet’e özetle şöyle aktardı: “Ücret farkı, çalışma yaşamının başlarında yüzde 3.8 gibi düşük seyrederken 40’lı yaşlarda kadınların aleyhine dikkat çekici düzeyde artıyor ve yüzde 25.9’a çıkıyor, ilerleyen yaşlarda da bu düzeyini koruyor. İlkokul ve altı eğitim düzeyine sahip ücretli çalışanlar arasında cinsiyete dayalı ücret farkı yüzde 38.6 ile en yüksek düzeyde iken, yüksekokul ve üzeri eğitim düzeyine sahip çalışanlarda yüzde 15.8’le en düşük düzeyde. Kayıtdışı çalışanlarda yüzde 24.2 fark var. Çocuğu olan ve olmayan kadınlar arasında ücret farkı anneler aleyhine yüzde 11, annelerle babalar kıyaslandığında ise ücret farkı, annelerin aleyhine yüzde 19 düzeyinde. Bir anlamda anneler cezalandırılıyor.”

Haberin Devamı

YÜZDE 70’İ KADIN

Raporun Türkiye’deki ücret farklarıyla ilgili büyük resmin görülmesini sağlayacağını belirten Özcan, “Bir de yaşadığımız salgın gerçeği var. Salgın döneminde, ev ve aile içi bakım yükleri daha da artan kadınlar, yönetici pozisyonları için mücadele etmeyi bırakın, evlerine daha fazla vakit ve emek harcayabilmek için kısa süreli güvencesiz çalışma biçimlerine geçmek, hatta işlerinden ayrılmayı durumunda kalabiliyorlar. Ayrıca sağlık krizinde önsaflarda çarpışan sağlık emekçilerinin, bakım kurumlarındakiler de dahil olmak üzere, yüzde 70’ini kadınların oluşturmasının ve bu kadınların artan iş yükleriyle paralel biçimde çalışma sürelerinin uzamasının, bu ekonomik koşullarda ücretlerine büyük bir katkısı olması da çok mümkün gözükmüyor” ifadelerini kullandı.

BAKMADAN GEÇME!