Güncelleme Tarihi:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Ankara’da İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü’nce düzenlenen ‘Uzaktan Çalışmada İş Sağlığı ve Güvenliği Çerçevesi: Sağlıklı ve Üretken Uzaktan Çalışma’ konulu panele katıldı. Bakan Bilgin, burada yaptığı konuşmada çalışma hayatındaki yeni düzen ve çalışma hayatının geleceğine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Sanayi devriminden itibaren işçilerin çalışma saatlerinin aşağı çekilmesi konusunda birçok girişimde bulunulduğunu hatırlatan Bilgin şöyle konuştu:
“Çalışma biçimi başlangıçta daha da kötüydü; 10 saat. 1 Mayıs’ın arkasında o var. 10 saat kuralını yerleştirmek için Chicago’da işçiler eylem yapmışlardı. Sonra eylemler yükselip 8 saat kabul edildikten sonra 8 saati biz normal diye algılamaya başladık. Oysa yeni teknolojiler yani insanın emeğini ikame eden yeni bilgiler üretim sürecine girdikten sonra artık bu 8 saat eski alışkanlığımızın bir parçası olarak duruyor.”
25 YILDA DEĞİŞECEK
“Bugün birçok ülkede bu 8 saatin aşağıya çekilmesine yönelik çalışmalar var. Geçtiğimiz günlerde İngiltere’de bu konuda pilot uygulama başlatıldı. Bunlar yaygınlaşacak. Önümüzdeki 25 yıl sonra 6 saat ya da daha az fiili çalışma; bunlar devreye girecek. Bunlar kaçınılmaz. Teknoloji fiziki emeği ikame ettikçe teknoloji üretim sürecini mekandan bağını kopardıkça bu değişmeler kaçınılmaz olacak. O halde bu değişimler meydana geliyor; ama yeni sorunlar ortaya çıkıyor. Nedir bu sorunlar? Bir defa çalışanların güvencesini sağlamak. Yani adam uzaktan çalışıyor, iş yerine gelmiyor ama bu adamın sosyal güvenliği ne olacak, sağlık sigortası ne olacak? Bunların yeniden düzenlenmesi lazım.”
‘TEKNOLOJİDE TEORİK BİLGİDEN YARARLANMALIYIZ’
Bakan Bilgin, 20’nci yüzyılın 2’nci yarısından itibaren teknolojide baş döndürücü değişim ortaya çıktığını belirterek, “İnsanın kol gücünün yerine beyin gücü bilgisinin ikame olduğu bir çalışma ilişkileri biçimi, hızlı bir şekilde gelişmeye başladı. Bu konuyu ele alan iktisatçılar, sosyologlar, akademisyen arkadaşlarımızın araştırmaları; bütün bunları dikkate aldığımız zaman bu olayların bilimsel olarak nereye gittiğine dair yeterli bir bilgimiz var ama uygulamada sorunlar var. Uygulamadaki sorunlar, ülkelerin toplumsal ilişkileri düzeyiyle ilgili devletin sosyal devlet niteliğine ne kadar sahip olup olmadığıyla ilgili problemlerden kaynaklanıyor. Dolayısıyla bizim bu problemleri çözmek konusunda teorik bilgiden istifade etmemiz gerekiyor” dedi.