Borsadan, dolardan hiç anlamam, yatırım yapana gıptayla bakarım

GÜLBEN Ergen ile 2009 yılının son gecesi, ailesiyle kutlayacağı yılbaşı için hazırlanmaya gittiği Ulus’taki Bahçecik Kuaförü’nde buluştuk. Bugünkü kariyerine sahip olmasa en çok sevdiği alan iletişimde başarıyı yakalayacağını düşünen Gülben Ergen, “Halka yakın olmayı seviyorum. Televizyonu, radyoyu, dergileri, ve tabii ki interneti çok kullanıyorum. Hep halkla, gençlerle iç içe olacağım bir meslekte başarılı olurdum” diye konuşuyor. Gülben Ergen ile kendi kariyerinden başarının sırlarına, ekonomi gündeminden yatırımlarına pek çok konuyu konuştuk.
Tesadüf değil çok çalıştım
*   Kariyerinizde planladığınız yönde mi ilerlediniz yoksa sizi hayat mı bu kariyere yönlendirdi?
-  Hayat seçimlerden ibaret bence. Seçimlerini yapmayanlar seçilen olarak kalırlar. Ben hep seçtim. Beni buralara hayat getirmedi yani. Kariyerimi planlamayı, kendimi doğru ifade edebilmeyi başardıktan sonra uygulamaya koyabildim. Araştırmalar yaptırdım, bu araştırmaların sonuçlarını ciddiye aldım. Sosyal sorumluluk projelerinde yer aldım. Albümlerimde, sahnemde, şarkılarımda hep fark yarattım. Krediden yemedim hiç, hep üzerine koyarak çalıştım. İki hamilelik dönemi geçirdim. Bir sene ortalarda yoktum ama bir şekilde ismim vardı.
 Özgür ve ışıklı bir kadın
*   Küçük bir çocukken ne olmak istiyordunuz?
-  Elimde deodorant şişesi her şarkıyı söylerdim konu komşuya. Tiyatro kolu başkanıydım, ama bir yandan öğretmen, bir yandan iş kadını gibi rollerim de vardı. Başarmayı seviyordum. Lise ve üniversite başarıya kilitlendiğim yıllardır. Kariyer planlaması kavramında düşünemesem de o zamanlar, Ajda şarkılarının verdiği tuhaf güçle hep ayaklarının üzerinde duran sağlam, güçlü kadın tarifim vardı. Başaran, seçimlerinde özgür ve ışıklı bir kadın...
*   Hayatınızın kırılma noktası nedir? Hayatınızı bütünüyle değiştiren gelişme?
-  Atlas’ın doğumu; hayatımın, beynimin, kalbimin, ruhumun tüm varlığımın değiştiği andır. Atlas’ın annesiyim gerisi teferruat demiştim. Tanrı duydu bu sözümü, çift lütufla ödüllendirdi beni ve iki oğlum daha oldu...
Ekonomiden zevk almıyorum
*   Ekonomiyle ne kadar ilgilisiniz?
-  Ülkemizde ekonomiyi takip etmemek imkansız. Ama zevk aldığımı ve merakla takip ettiğimi söyleyemeyeceğim. İşin rakamsal yönünden hiç hoşlanmıyorum ama ekonominin sosyal yaşamı belirleyen tarafları, sosyal sonuçları elbette hepimizi ilgilendiriyor.

Projeleri iç sesimle seçerim

*   Projeleri neye göre seçiyorsunuz?
-  Önce iç sesim ve kendimi rahat hissetmem çok önemli. Ben rahatsam ve inanırsam projeyi sırtlayabiliyorum. Diğer şıkkı yapamıyorum, yani ben profesyonelim, işim bu, şu
kadar para kazanacağım diyemiyorum. İnanmam, sevmem, benimsemem şart. Tarifim kadın erkek ilişkisi gibi oldu biraz ama durum gerçekten bu. Aldığım reklam kampanyaları tekliflerinde de aynı titizlikleri yapıyorum.

Şahane yakıştırma ama taksi plakam yok

*   60-70 tane taksi plakanız olduğu söyleniyor...
- Yıllardır kurtulamadım bu taksi plakaları lafından. Bana bu denli akıllı bir girişimin yakıştırılması şahane ama benim aklımın ucundan geçmezdi bu gazetede yazılana kadar. Böyle büyük bir birikimim de yok zaten. Hep magazinde cevaplamıştım bu soruyu, bakalım bir ekonomi röportajında “Taksi plakam yok” demek insanların algısını değiştirecek mi? Yok benim taksi plakalarım.

Aynı sıradakilerden biri yıldız olur öbürü olamaz

*  Başarıyı getiren özellikler nedir?
-  Başarılı insan amacı olan insandır, hayalleri olan ve kendine inanan insandır... Hedefine kilitlenen insanlar konsantre olduklarında yerden yükselebiliyorlar. İki doktor düşünün, aynı tıp fakültesi mezunu, aynı yıl, aynı branş. Birisine aylar öncesinden randevu alamıyorsunuz, diğeri hasta gelsin diye beklemede. Konservatuarda aynı sırada tüm öğrenciler. Birisi star olur, diğeri kadere küsmüş, şans yolu gözleyen bir güzel ses olarak kalır. Başarı, inanmak ve amacına kilitlenmektir.
*  Başarıda şans ne kadar etkili?
-  Şansı biz çağırırız demek isterim
ama emin de olamıyorum bazen. İnançlarım ve gördüklerim beni durdurabiliyor son yıllarda.

Albümden para kazanmak zorlaştı

*  Hangisi daha kazançlı müzik, televizyon, konserler, ekstralar?
-  Elbette TV kazançlı. Albümden para kazanmak artık zor.  “Uçacaksın” albümüyle 600 bin satışı yakaladım. 2006’dan buyana üzerine çıkan bir satış rakam olmadı sanırım. Konserler, özel konserler fazlaca masraflı. 20 kişilik orkestra, ses, ışık, ayrıca tonmaister, kostüm, kuaför, makyöz, ulaşım, konaklama vs. kalabalık bir ekiple çıkarız yola ve ben sahnem için orkestra, kostüm, saç, makyaj hiçbir masraftan kaçınmam.

Müzikte kumanda elimde

*  Son yıllarda çalışmalarınız TV dizisi ya da TV programından ziyade müzik ağırlıklı. Neden?
-  Müzikte kumanda benim elimde. Yapımcı da benim, prodüktör de. Albümümü tamamen kendi irademle oluşturuyorum. Bütçesi, rengi, kalitesi, şarkılar, söz-müzik her türlü seçim benim. Reyting kaygım sıfır. Bu yüzden en iyiler arasındayım.
*  Müzik, TV dizisi, TV programı,  vs. hangisi daha zor?
-  Müzik yaşamım. Dizi hariç hiçbiri zor değil. Bana en uygunu halk konserleridir. Dizi konusu ise Dadı ile şimdilik noktalandı. Daha iyi bir senaryo ile karşılaşmadım daha.

Ailem en iyi yatırımım

*   Başka alanlarda
yatırımlarınız var mı? Gayrimenkul, borsa vs?
-  Ne borsa bilirim, ne Euro çıkmış, dolar düşmüş... Hiç anlamak istemem. Yatırım yapanlara şaşkınlıkla ve gıptayla bakarım. Bravo derim. Yok Bodrum’da arsa almış, bilmem hangi alışveriş merkezinin rezidanslarına daha topraktayken girmiş. 300’e almış şimdi 900 olmuş, ağzım açık şaşkınlıkla dinlerim. Ben yatırımı müziğime ve sahneme yapmışım. En iyi yatırımım ailemdir.