Bizim moralimiz iyi ama seviyesiz tartışmalar Türkiye’ye yakışmıyor

Güncelleme Tarihi:

Bizim moralimiz iyi ama seviyesiz tartışmalar Türkiye’ye yakışmıyor
Oluşturulma Tarihi: Şubat 16, 2010 00:00

TÜSİAD’ Başkanı Ümit Boyner, Genelkurmay Başkanı Başbuğ ve Başbakan Erdoğan’ın ‘moralimiz bozuk’ söylemlerine karşın, “Bizim moralimiz iyi” dedi. Ancak ‘kalitesiz siyasi gündem maddeleri’nden yakınan Boyner, “Meclis’te seviyesiz tartışmalar, siyasi polemik, ‘Bildiklerimizi anlatırız’ tehditleri, yargı sürecinde vicdan hesaplaşmaları, gerçekten bize yakışmıyor” diye konuştu.

Haberin Devamı

TÜRK Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) yeni Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, ‘askerin morali bozuk’, Başbakan’ın morali bozuk’ söylemlerine karşılık, “Bizim moralimiz iyi” dedi. Yönetim kurulu üyeleri birlikte başkan olarak ilk kez gazetecilerin karşısına çıkan Boyner, imam hatip liselerinden yüzde 10 seçim barajına kadar, TÜSİAD’ın önem verdiği pek çok konuya bir kez daha vurgu yaparken, mevcut gündeme ilişkin duyulan rahatsızlığı da dile getirdi. Son günlerde kutuplaşma, seviyesiz tartışmalar, ‘bildiğim anlatırım tehditleri’ gibi ‘kalitesiz siyasi gündem maddeleri’ bulunduğuna dikkat çeken Boyner, “Gerçekten bize yakışmıyor” dedi.
Bozulması için neden yok
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve Başbakan Tayyip Erdoğan’dan gelen “Moralimiz bozuk” açıklamaları hatırlatılarak yöneltilen, “Sizin moraliniz de bozuluyor mu” sorusuna Boyner, “Bizim moralimiz iyi. Bozulması için sebep yok. Yeter ki sorunları ortaya koyalım ve çözüm için çalışalım” yanıtı verdi. Ancak konuşmasında siyasi dalgalanmaya değinen Boyner, “Siyasi başarının tek ölçütü var, huzurlu, mutlu, umutlu bir toplum yaratabilmek” vurgusu yaptı.
Böyle bir arka plan
Boyner, şunları söyledi: “Bugün içinden geçtiğimiz kutuplaşma, diyalogsuzluk, Meclis’te canlı olarak izlediğimiz seviyesiz tartışmalar, rahatsız edici bir siyasi polemik, siyasal sisteme müdahale iddiaları, ‘bildiklerimizi anlatırız’ tehditleri, adil yargılanma sürecinde yaşadığımız vicdan hesaplaşmaları. Bu gerçekten bize yakışmıyor. Böyle bir arka plan önünde sanayi politikasından bahsetmek, sürdürülebilir büyümeden bahsetmek, yapısal işsizlikle mücadeleden bahsetmek biraz zor oluyor.”
Huzur yoksa refah da yok
“Buraya biz ileriye umutla ve inanarak bakmak için geldik” diyen Boyner, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’nin geleceğine inanıyoruz, potansiyeline ve kendimize güveniyoruz. İstihdam yaratan biziz, sorumluluk kamunun olduğu kadar bizim de. Gündemin gerçek önceliklere dönmesi lazım. Huzur olmayan bir ortamda refahtan bahsetmek çok mümkün değil. Bu tür kavgaları 1990’lı yıllara gömdük diye düşünüyorduk. Ama problem dönemsel değil daha çok yapısal nitelikte.”
Siyaset gölge etmesin
Bu dönemde bir yıl sonra seçim olacak gibi görünse de en önemli konunun kısa dönemde cari açığın nasıl finanse edileceği olduğunu belirten Boyner, “Siyaset ekonomiye gölge etmemelidir. Çok hareketli siyasi gündem yaşıyoruz. Aslında bunlar suni gündem yaratan ve çok da yapıcı olmayan düzeyde gelişiyor. Ekonomi bu tip şeylerden rahatsız olur” dedi.

Haberin Devamı

IMF konusu içi boşaltılmış siyasi bir tartışma oldu

Haberin Devamı

TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, IMF konusunun içi boşaltılmış siyasi tartışma haline geldiğini söylerken, bu konuda şunları söyledi: “Yaptığımız iyimser senaryoda aslında IMF düşünmedik ama bu açığı gidermek için bir kaynak bulunabileceğini varsayıyoruz. Hükümetten bu konuda biz de çok karışık sinyaller alıyoruz. Çok açık olduklarını söyleyemeyeceğim. Ayrıca zaman zaman hükümetin farklı üyelerinden farklı mesajlar gelebiliyor. Aslında ekonomi yönetiminin çok önemli bir boyutu da iletişim. Çünkü ekonomi biraz da beklentilerin yönetilmesidir. İnşallah sayın Bakan ile ay sonunda görüşeceğiz. Bu konuda hükümetten biraz daha tutarlı söylem duymak istiyoruz. Bu bir itibar veya siyasi nokta olmaktan çıkmalı. Gerçekten kısa vadede dış açığın finansmanı önemli konudur.”

Haberin Devamı

Demokraside askerin de sivilin de rolü belli

ÜMİT Boyner, “Çoğulcu parlamenter demokrasilerde askeri bürokrasi de siyasi denetimin altında olmak durumundadır” derken, asker-sivil ilişkilerinin Kopenhag Siyasi Kriterleri çerçevesinde ilerleme gösterdiğini, ancak 2005 sonrası demokratikleşme sürecinde bütünlüğün kaybedilmeye başlandığını hatırlattı. Boyner, şu değerlendirmeyi yaptı: “Gelişmiş demokratik standartlarda eksikliğimiz var. Demokrasilerde silahlı kuvvetlerin rolü belli. Sivil hükümetlerin ve kamu kurumlarının rolleri de belli. Bu rolün dışında bir tutum ve tavır, çoğulcu parlamenter demokrasilerde anlayış ile karşılanmaz.”

İmam hatip okulları meslek lisesi midir

Haberin Devamı

TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, imam hatip liselerine ilişkin yürütülen tartışmaları ‘son derece sığ’ bulduklarını söylerken, ‘imam hatipler meslek lisesi tanımına giriyor mu’, ‘kızlar imam olamadığına göre aileler neden bu okullara yolluyor’ sorularını gündeme getirdi. Türkiye’nin en önemli sosyal probleminin eğitim olduğunu savunan Boyner, bu konuda şu değerlendirmeleri yaptı:
Teknik bir konu
Eğitimin her alt başlığı ile yakından ilgilenmiş, çalışmış ve kaynak ayırmış bir kurum olarak, bugünkü katsayı problemi tartışmasını son derece sığ bir tartışma olarak görüyoruz. Siyasi kamplara ayrılmış taraflar arasında sığ bir tartışma var. Meslek okullarına katsayı uygulaması Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK’ün ortak çözmesi gereken bir konu. Son derece teknik bir konu.
Eğitimciler tartışsın
İmam hatip okulları, meslek lisesi tanımına giriyor mu? İmam hatip liselerini çocukları için tercih eden ailelere örgün eğitim içinde bir düzenleme yapılabilir mi? Biz son noktayı koyma durumunda değiliz. Zira bu konunun ciddi sosyolojik nedenleri olduğunu, siyasi ve toplumsal anlamsız bir kamplaşma yarattığını, o nedenle eğitimciler, eğitim STK’ları hatta veliler tarafından tartışılması gerektiğine inanıyoruz.
Kızlar imam olmuyor
Bugün imam hatip okullarına giden kız öğrenciler imam olmuyor. Mezunlarının çoğu imam olmuyorsa, ailelerin çocuklarını bu okullara meslek sahibi olsunlar diye yönlendirdiklerini söylemek çok ciddi genelleme olur. Hal böyle iken imam hatip liseleri konusunu meslek eğitimi, istihdam düzenlemeleri dışında tartışmak gerekmiyor mu?
Meslek dışı bir arzu
Aileler çocuklarını niye imam-hatipe yolluyor? Belli ki meslek dışında da bir arzuları var. Bunu iyi analizlemek gerekiyor. Onun için bu tartışmanın başlaması gerekiyor.

Haberin Devamı

Devletin vatandaşına küsme hakkı yoktur

ÜMİT Boyner, “bütünlük içinde kapsayıcı ve önceliklendirilmiş bir demokrasi paketinin’ tartışmaya açılmasını isterken, devletin de vatandaşlarıyla barışması gerektiğine dikkat çekti. Boyner, şunları dile getirdi: “Demokratikleşme süreci bir siyasi fizibilite aracı değildir. Yani kısmi bir yasal düzenleme veya seçim kampanyalarında kullanılabilecek bir propaganda aracından bahsetmiyoruz. Tüm kesimlerin ve vatandaşların kazanacağı bir bekleyişten bahsediyoruz. Özünde vatandaşla devlet ilişkisini yeniden düzenleyen, vatandaşını öne koyan, vatandaşının etnik ve dini kimliği, inancı ne olursa olsun yeni bir sosyal kontrattan bahsediyoruz. Devlet kürt vatandaşları ile barışmalı, devlet alevi vatandaşları ile barışmalı. Devletin vatandaşına küsme hakkı yoktur.”

Anayasa ayağımıza takılıyor, değiştirmek için hiç geç değil

ÜMİT Boyner, “Türkiye’de 2010 yılında demokrasinin temellerinin güçlendirilmesi ve siyasi reformların yaygınlaştırılması için öncelikli konu anayasa reformudur” derken, şunları dile getirdi: “Anayasa çalışmasına başlamak için hiçbir zaman geç değil. Çünkü bu bir süreç olacak. Burada siyasi niyeti, iradeyi ortaya koymak lazım. Şunu görüyorum; ne yaparsak yapalım, ayağımıza takılan anayasa var. Herkes anayasanın aynı şekilde mi değişmesini istiyor? Burada bir uzlaşma oluşturmamız gerekir. Biz o yüzden barajı gündeme getiriyoruz. Diyoruz ki, madem uzlaşma içinde bir anayasa yapılmak durumunda, zemin ve uzlaşma ortamında yapılması için zaten çok ciddi anlamda temsili yüksek bir meclis seçmek zorundayız. Bu da barajlarla mümkün değil. Sayın Başbakanımızın bu konuda duyarlı olduğunu tahmin ediyorum. ‘Türkiye hazır değil veya istikrar sağlamıyor’ bu biraz kolaya kaçış. Bu ‘Türkiye demokrasiye hazır değil’ söylemiyle aynı yere geliyor. Biraz da halkımıza, seçmenimize güvenmeyi öğrenmek zorundayız. Niçin benim görüşüm meclisin dışında kalsın? Bunu istemek hakkımız diye düşünüyorum ve bu isteği çok doğal buluyorum.”

Yüzde 10 barajı sadece Türkiye’de var

ANAYASA reformunu da kapsayan demokrasi paketiyle beraber, hatta daha önce yapılması gereken bir işin de seçim sistemi ve siyasi partiler mevzuatında reform yapılması olduğunu vurgulayan Ümit Boyner, şöyle konuştu: “Yüzde 10’luk ülke barajı çağdaş dünyada tek örneği olmayan bir uygulamadır, bir tek Türkiye’de var. Türkiye’de temsili demokrasinin, yeni anayasanın önünde ciddi bir engel. 2011 yılında yapılacak seçim, yüzde 10 barajı yöntemiyle yapılmamalı. Bu reform 2015’e bırakılmamalı.”

Ergenekon davası yavaş ilerliyor

ÜMİT Boyner, Ergenekon davasının kamuoyunun tüm kesimlerine mal olduğunu belirtirken, sürecin uzamasının spekülasyonlara yol açabildiğine dikkat çeken Boyner, “Zaman zaman yargısız infaza kadar varabiliyor diye düşünüyorum. yargının da olağanüstü önlemler alması, sistemi çabuklaştırması gerekiyor” yanıtını verdi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!