Asıl Avrupa Türkiye'nin arka bahçesi

Güncelleme Tarihi:

Asıl Avrupa Türkiyenin arka bahçesi
Oluşturulma Tarihi: Mart 24, 2001 00:00


Haberin Devamı

Dünya Bankası Türkiye Temsilcisi Ajay Chhibber, ‘‘Türkiye Avrupa'nın değil, Avrupa Türkiye'nin arka bahçesi’’ dedi. Türkiye'ye verilecek kredinin boyutlarının ele alınacağı Dünya Bankası toplantısı için bugün Washington'a gidecek olan Chhibber'e göre, ‘‘Türkiye'ye mali destek gelmeli.’’

Yabancı sermaye açısından Türkiye'nin bir eksiği bulunmadığını söyleyen Dünya Bankası Türkiye Temsilcisi Ajay Chhibber, Avrupa'nın Türkiye'nin arka bahçesi olduğunu savundu.

Hazine Müsteşarlığı ile Dünya Bankası ve Yabancı Yatırımcılar Danışmanlık Hizmetleri (FIAS) tarafından düzenlenen ‘‘Türkiye'de yatırımlarda karşılaşılan idari engeller’’ projesinin tanıtım toplantısında konuşan Chhibber, Türkiye'nin doğrudan yabancı yatırımlardan aldığı payın düşüklüğüne işaret etti. ‘‘Türkiye, Avrupa'nın arka bahçesi’’ tanımlamasına karşı, ‘‘Asıl Avrupa'nın Türkiye'nin arka bahçesi olduğu’’ görüşünü savunan Chhibber, ‘‘Çünkü Türkiye hem BDT ve Türk Cumhuriyetleri, hem de Ortadoğu ülkelerine erişimi olan bir ülke’’ diye konuştu. Chhibber, Türkiye'nin mevcut konumu nedeniyle daha fazla yabancı doğrudan yatırım almaması için hiçbir neden olmadığını söyledi.

Ajay Chhibber, 7-8 milyar dolarlık kısa vadeli sermaye giriş çıkışına karşılık doğrudan yabancı yatırım tutarının 1 milyar dolarda kaldığına dikkat çekerek, bunu ‘‘çok tehlikeli’’ olarak nitelendirdi. Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu sıktıyı aşmasında yabancı sermayenin büyük rol oynayabileceğini belirten Chhibber, şunları söyledi:

‘‘Özel girişimciler yatırım yapıyorsa yabancı yatırımcılar da yatırım yapmalıdır. Ama böyle olmuyor. Bu bir bilmece... Bunun açıklığa kavuşturulması gerekir. Türk özel sektörü birkaç istisna dışında doğrudan yabancı sermayeyi teşvik etmek konusunda pek fazla istekli davranmadı. Türkiye'nin doğrudan yabancı sermaye çekmesi konusundaki düşüncesinin yavaş yavaş değişeceğine inanıyorum. Yabancı ve yerli sermaye birbirine rakip değil birbirlerinin tamamlayıcısıdır.’’

Chhibber bu arada, Dünya Bankası'nın Ülke Yardım Stratejisi (CAS) dahil olmak üzere Türkiye'ye verilecek desteğin boyutlarını gelecek hafta Washington'da ele alınacığını hatırlattı. Bu görüşmelere katılmak üzere bugün Washington'a gidecek olan Chhibber, gazetecilerin bir sorusu üzerine, ‘‘Türkiye'ye mali destek gelmelidir’’ yanıtını verdi.

YETERLİ PAYI ALAMADIK

Doğrudan yabancı sermaşe açısından ‘‘Resim pek parlak değil’’ diyen Hazine Müsteşar Yardımcısı Aydın Karaöz de, portföy yatırımlarını ‘‘gelmesi kadar gitmesi de kolay’’ sermaye akımı olarak nitelendirdi. Çeşitli nedenlerden dolayı doğrudan yabancı sermayeden Türkiye'nin gerekli ve yeterli payı alamadığını belirten Karaöz, şöyle dedi:

‘‘Amacımız, Türkiye'deki yatırım ortamanın daha iyi bir hale getirilmesi bu amaçla mevzuat ve uygulamada gerekli değişikliklerini yaparak, hem yerli hem de yabancı yatırımcının kolaylıkla faaliyet gösterebildiği platform zemin oluşturmaktır.’’

FIAS: Programın başarısı cazibenizi artıracak

Dünya Bankası ve Uluslararası Finans Kuruluşu'nun (IFC) ortak bir kuruluşu olan Yabancı Yatırımlar Danışmanlık Hizmetleri (FIAS) tarafından hazırlanan ‘‘Türkiye, Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları Ortamının Teşhis Çalışması’’ isimli raporu yayımlandı. Raporda, Türkiye'de yaşanan son mali krizler ve siyasi ve makro ekonomik istikrarsızlığın birbirini etkilemesi, reform ve makro politikaların başarılı bir şekilde yerine getirilmesinin önemini arttırdığını belirtildi ve şöyle denildi: ‘‘Devam eden reform programların yerine getirilmesi doğrudan yabancı sermaye için daha cazip bir konuma getirecek.’’

Türkiye'nin, Orta Avrupa'daki rakiplerine oranla yetişmiş çalışma gücü bulunduğu ifade edilen raporda, Türkiye'nin avantajları ve dezavantajlarına yer verildi.

Yabancı karşısında dezavantajlarımız

Güvenilmeyen ve tamamlanmayan reformlar ile yetersiz hukuki düzenlemeler doğrudan yabancı sermaye için handikap oluşturdu.

Türkiye'de doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ulusal ekonomik kalkınma stratejisinin, önemli bir elementi olduğu konusunda bir yeterli bilinç yok.

İstikrarsız makro ekonomik performans, potansiyel yatırımcılar arasında ciddi endişeler doğuruyor.

Özelleştirme yatırımcıların beklentilerini yükseltmesine karşın bu süreç çok yavaş ilerliyor. Bazı hayal kırıklıklarına neden oluyor.

Tüm bu unsurlar doğrudan yabancı sermaye projelerinde risklerin artmasına neden oluyor.''

Yabancı karşısında avantajlarımız

Coğrafi açıdan Avrupa, Ortadoğu ve Orta Asya arasında yer alan Türkiye'nin, sahip olduğu ‘‘mükemmel konumu’’ itibarıyla, bu bölgeler için ekonomik çıkış yolu oluşturuyor.

Türkiye'nin, sahip olduğu geniş iç pazar, yetişmiş insan gücü ve güçlü, rekabetçi yerli firmalarıyla yabancı sermaye yatırımı açısından cazip bir ülke olarak görünüyor.

Türk firmaları diğer ülkelerin birçok firmalarına oranla daha yüksek kalite ürünler sunuyor.

Sahip olduğu 60 milyon nüfus, yaklaşık 200 milyon dolar tutarındaki milli hasılası ile Türkiye'nin gelişmekte ve geçiş sürecindeki 10 çekici ülke arasında yer alıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!