Büyümenin hafif bir aşağı gitme eğilimi gösterdiğine dikkat çeken
Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, ‘‘Şu anda bize anketlerimiz alarmları veriyor, şu anda büyüme bekleyişleri belli bir noktada, kötü bir noktada değil ama maalesef yukarı doğru gitmiyor’’ dedi.Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, büyümenin hafif bir aşağı gitme eğilimi gösterdiğini belirterek, ‘‘Şu anda bize anketlerimiz alarmları veriyor, şu anda büyüme bekleyişleri belli bir noktada, kötü bir noktada değil ama maalesef yukarı doğru gitmiyor’’ dedi.İstanbul Sanayi Odası (İSO) Şubat Ayı Olağan Meclis Toplantısı'na konuk olarak katılan Serdengeçti, 2003 yılı için büyüme öngörüsünü yüzde 5 olarak açıkladıklarını hatırlatarak, büyüme bekleyişlerinin ise yüzde 4.2 seviyelerinde olduğunu ifade etti.Büyümenin şu sıralar yukarı gitme eğilimi göstermediğini, hatta hafif bir aşağı gitme eğilimi gösterdiğini kaydeden Serdengeçti, şunları söyledi:‘‘2003'de büyümeyi destekleyecek faktörler nelerdir? Bunlar ihracatın kazandığı ivme, bankacılık sektörünün yeniden sermayelendirme sürecinin tamamlanması ve kredi kanalının etkin çalışması, başta kamu olmak üzere tüm ekonomide verimliliği artırıcı politikalara, reformlara ve sıkı mali politikalara önem ve öncelik verilmesi, bekleyişlerin olumlu etkilenmesi, olumlu bekleyişlerin sonucu faizlerin daha düşük seviyelerde istikrar kazanması,
döviz kurlarındaki hareketliliğin daha da azalması. Bunların getireceği yatırım ve tüketim harcamalarındaki artış pekala yüzde 5'lik büyümeyi getirebilir. Bizim yapmamız gereken şeylervar. Şu anda bize anketlerimiz alarmları veriyor. Şu anda büyüme bekleyişleri belli bir noktada, kötü bir noktada değil ama maalesef yukarı doğru gitmiyor.’’ Serdengeçti, programda öngörülen yapısal reformların hayata geçirilmesi, kamu maliyesindeki görülen gevşemenin düzeltilmesiyle Irak benzeri dışsal şoklara rağmen güven unsuru ile beraber büyümenin olacağını vurguladı.KURDA OYNAKLIK AZALDISerdengeçti, ‘‘Kamu maliyesinde disiplin sağlanması, yapısal reformların aksamadan sürmesi ve bunların enflasyon öngörülerini etkilemesi halinde, uygulanan istikrar programının en başından beri öngördüğü gibi faizlerin ilerleyen dönemlerde daha da düşmesi söz konusudur’’ diyerek, hedeflere ulaşılmasını engelleyecek veya geciktirecek 11 unsur olduğunu açıkladı.Serdengeçtki, dalgalı kura geçilmesi ve sistemin piyasalar tarafından algılanmasından sonra Merkez Bankası'nın piyasalara müdahalesinin azaldığını, kurdaki oynaklığın azaldığını ve dalgalı kur rejimine uyumun arttığını belirterek, ‘‘Piyasadaki döviz likidite fazlasının bir kısmı, şeffaf ve kurala bağlı mekanizmalarla çekilebilir’’ hatırlatmasını yaptı.2002 yılındaki yüzde 3'lük büyüme hedefi ile ilgili o tarihlerde ciddi kuşkular olduğunu da hatırlatan Serdengeçti, ‘‘Ancak, Merkez Bankası olarak, büyümeyi olumlu etkileyecek unsurları açıklamıştık. Bugün geriye dönüp baktığımızda, halen devam eden bankacılık reformu hariç, büyümenin geçmişte vurguladığımız unsurlar çerçevesinde olduğunu görmekteyiz’’ dedi.Irak dengeleri bozduSüreyya Serdengeçti, Irak ile ilgili beklentilerin olumsuz etkilerinin görüldüğünü belirterek, ‘‘Son dönemde gerek Irak operasyonuna, gerekse programın sürdürüleceğine dair kuşkular nedeniyle, beklentilerde bir miktar bozulma görünmektedir. Belirsizlik algılamalarının ortadan kalkması ile yılsonu enflyasyon hedefimizin etkilenmeyeceğine inancımız sürüyor’’ dedi.Enflasyon lobisini biliyoruzMerkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, Türkiye'nin uyguladığı ekonomik programın enflasyonu yenecek güçte olmasının bazı kesimleri rahatsız ettiğini söyledi. Serdengeçti, ‘‘Basına ‘Bu programda büyüme olmaz, büyüme olmadan da program yürümez', yorumları yansıdı. Biz, bu bilgilerin hangi bilgilere dayandığını merak ettik. Ama elimizde ipuçları var’’ dedi.Serdengeçti'ye göre büyüme ve enflasyonun önündeki engellerYanlış düşünce ve saplantılar.Rehavet.Gevşemiş olan kamu maliyesinin düzeltilememesi.Fiyatlama ve vergi politikalarının kamu finansman ihtiyaçları doğrultusunda oluşturulamaması.Yapısal reformların sürmemesi ve kırılganlığın azalmaması.Güven ortamının sağlanamaması.Geçmiş enflasyona dayalı fiyatlama alışkanlıklarının devamı.Gıda ve tarım fiyatlarının yaz aylarında yüksek seyretmesi.Talep artışının, kárı yükseltme fırsatı olarak görülüp, fiyat artırılması.Gelirler politikasında verimlilik dışı faktörlerin ağırlık kazanması.Irak gibi belirsizliklerin petrol ve enerji fiyatlarını artırması.Enflasyon hedefi zor İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, enflasyon hedefinin yakalanmasının zora girdiğini savundu. Küçük, enflasyonla mücadele için mali disiplinin korunması gerektiğini vugrulayan Küçük, aksi takdirde çok büyük bunalımlar olabileceği uyarısında bulundu.İSO Meclis toplatısanda konuşan Küçük, 2003'te TEFE için öngörülen yıllık fiyat artış oranının yüzde 17.4 olduğunu, bunun yüzde 5.6'sının daha ilk ayda gerçekleştiğini belirterek, ‘‘Geriye kalan 11 ayda, ortalama yüzde 1.1'lik fiyat artış hedefini yakalamanın zorluğu ise ortadadır’’ dedi. Türkiye'de enflasyonun en büyük darbeyi imalat sanayisine vurduğunu söyleyen Küçük, ekonomide meydana gelen fiyat artışlarından en az payı alan sektörün, imalat sanayi olduğunu ifade etti. Eğilmez: Dövize dikkatHazine eski Müsteşarı, Garanti Bankası Murahhas Üyesi Mahfi Eğilmez, Irak Savaşı öncesi Türkiye ekonomisinin göstergelerinin genel olarak iyi olduğunu, ancak dövizde meydana gelebilecek hareketlenmeler konusunda dikkatli olunması gerektiğini söyledi. Garanti Bankası Bonus Kart tarafından kurulan Bonus Akademi'nin ‘‘Makrodan mikroya 2003 yılı piyasa beklentileri’’ panelinde konuşan Eğilmez, Türkiye'nin 2001 yılı Şubat ayında döviz merkezli olarak yaşanan krize 27 milyar
dolar döviz rezerviyle girdiÄŸini hatırlatarak, şöyle devam etti: ‘‘Şu anda 28.5 milyar dolar döviz rezervi var, ancak bu Türkiye açısından hiçbir ÅŸey demek deÄŸildir. 2001 yılında 27 milyar dolar yani o dönemki GSMH'nin yüzde 12.5'i oranında döviz rezervi vardı. Ancak bu rezervle Türkiye döviz merkezli bir krize girdi.’’Â
button