Abdülkadir Küşin: ‘Nereden buldun’ TÜSİAD'ı değil, küçükleri vuruyor

Güncelleme Tarihi:

Abdülkadir Küşin: ‘Nereden buldun’ TÜSİADı değil, küçükleri vuruyor
Oluşturulma Tarihi: Haziran 27, 1999 00:00

Abdülkadir KÜŞİN
Haberin Devamı

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Temizel'in vergi yasasına sürpriz bir destekte bulundu ve ‘‘Nereden buldun sorusundan asla vazgeçilmemeli’’ dedi. Çok ilginç! 1968 kuşağından ve kendi deyimiyle ‘‘sol eğilimli’’ bir Maliyeci'nin çıkardığı vergi yasasına, ülkenin en büyük ‘‘Patronlar Kulübü’’nden destek geliyor. Hem de ülkenin Cumhurbaşkanı'ndan, Başbakanı'na, yeni Maliye Bakanı'na kadar herkesin yasada revizyonu savunduğu bir dönemde!

Bu durum, vergi kanunlarının ‘‘orta sınıf tüccar, sanayici, esnaf ile emekli, memur gibi vatandaşlarımızın çıkarlarına aykırı olduğu yolunda’’ aylardır yaptığımız iddiaların bir göstergesidir. Çünkü, TÜSİAD'a üye işadamlarının şirketleri, belli bir büyüklüğe ulaşmış işletmelerdir. Kendi iç denetim mekanizmalarını, muhasebe sistemlerini kurmuşlardır. Bu sermaye birikimlerini de, ithal ikamesine dayalı sanayimizin, gümrük duvarlarıyla korunduğu, vergi yasalarıyla teşvik edildiği ve yıllarca süren ‘‘korumacı bir devir’’de yapmışlardır.

Yeni vergi yasası, sermaye birikimini, gelişimi ve küçük firmaların yatırımlarını önler niteliktedir. Ülkenin ekonomisi, sosyal ve kültürel gelişimi, işsizlik, enflasyon gibi sorunların çözülmesi, TÜSİAD'ın 400 değil, 40 bin üyeli olmasından geçmektedir. TÜSİAD'çılar gelişimlerini tamamlamışlardır. Ayrıca yeni yasada yatırım indirimi ile yeni teşvikler almışlardır. Hatta öyle teşvikler almışlardır ki, eskiden yatırım indirimi için, yatırımın yapılıp bedelinin fiilen ödenmiş olması gerekirken, yeni yasada gelecek yıl yapılması düşünülen yatırım tutarının dahi, bir yıl önceden vergi matrahından düşülmesi imkánı getirilmiştir. Yani yatırımın henüz ‘‘düşünce’’ aşamasında, indirim!

Ayrıca Mali Milat nedeniyle bazı kişiler, yurt dışındaki kendi paralarını, kendi şirketlerine banka kredisi olarak getirmekte ve bu kredilere ödenen faizler, gider olarak, vergiden düşülmektedir. Halbuki bu paralar, öz sermaye olarak konulsa faizi gider olmayacak, üstelik enflasyonla erozyona uğrayacaktır. Ayrıca kişiler, bu paranın gelirinin de vergisini vermek zorunda kalacaklardır.

KARA PARA AYRI

Türkiye'de bir ‘‘Kara Para Yasası’’ var. ‘‘Kara Para Kurulu’’ var, tebliğleri bile var. Yaptırımları da ağır. Uyuşturucu, silah, kumar parası demek olan kara paranın hesabı, bu yasa ile rahatlıkla sorulur. Bugüne kadar hiç kimseye bu nedenle hesap sorulduğunu görmedik.

Vergi yasaları ağırlaştırılırken, yeni yaptırımlar gelirken hep kara paracılar hedef gösterilir. Onlara gücü yetmeyenler, güçlerini ‘‘dört milyar liraya yerli araba alan, oğluna dükkán açan, kooperatiften ev sahibi olana’’ gösterir ve sorar: ‘‘Nereden buldun, 30 Eylül'de var mıydı?’’ Trilyonlar varken, ‘‘üçbuçuk milyarın’’ her tarafı kara olsa ne olur Allah aşkına?

Vergisi ödenmemiş para, ‘‘kara para’’ değildir. Enflasyona yenilmemek için, batmamak için, kayıt dışında kalmış paradır. Çünkü bu paranın vergisi, enflasyon politikası yoluyla devletçe alınmıştır. Bu kazanç, gerçek bir kazanç değil, fiktif bir kazançtır. Çünkü on yılda kümülatif yüzde binlerle ölçülen enflasyonu olan ülkemizde, enflasyon muhasebesi yoktur ve gelir vergisi adı altında gelirler değil, servetler vergilendirilmektedir. Bugün ülkemizde sadece ücretliler değil, orta sınıf iş sahipleri de çok zor durumdadırlar. Devletten iş estemeyen, memuriyet istemeyen, maaş istemeyen bu insanları, bu milyonlarca insanın ayakta kalmasının sağlanması ve bu kişilerin devletten iş ve maaş isteyen, işe alma sınavlarında stadyumlara sığmayan insan kalabalıklarına eklenmeleri önlenmelidir.

Binlerce işyeri aylardır kiralarını ödeyememişlerdir, binlerce işyerinin çalışanları aylardır maaşlarını alamamaktadırlar.

‘‘Tok’’ların halden anlamadıkları ise, atalarımızdan bize kalmış bir özdeyiştir.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!