AB için kimseye sen ’çatı’sın diyemeyiz

Güncelleme Tarihi:

AB için kimseye sen ’çatı’sın diyemeyiz
Oluşturulma Tarihi: Nisan 12, 2006 00:00

Avrupa Birliği (AB) müzakere sürecinde sivil toplum kuruluşları ile ilişkilerini katı bir organizasyon yapısı içinde götürmeyeceklerini belirten Devlet Bakanı Ali Babacan, bu yöndeki beklentilere yanıt verdi. Kendilerinin çatı örgüt belirleyemeyeceğini, ayrıcalıklı bir liste hazırlayamayacağını belirten Babacan, çatı örgüt önerilerine sıcak bakmadıklarını açıkladı.

TOPLANTIYI TÜSİAD’A YAPTIRDI:

Doha Ekonomik Forumu’na katılacağı Katar’a gitmeden önce Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından düzenlenen "AB ile Müzakere Süreci: Orta Vadeli Perspektif" konulu toplantıda konuşan Bakan Babacan, 3 Ekim 2005’den bu yana yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Müzakere sürecinde iş dünyasında ’çatı örgüt’ talebi ve tartışması sürerken, Babacan’ın Odalar Birliği’nin ’çatı örgüt benim’ çıkışlarına, ’hiyerarşik çatının altına girmeyiz’ çıkışlarıyla yanıt veren TÜSİAD’ı tercih etmesi dikkat çekti. Müzakere İzleme ve Yönlendirme Komitesi üyeleri Oğuz Demiralp, Volkan Bozkır, Mehmet Emin Zararsız ve Lütfi Elvan’ın bilgi verdiği toplantının TÜSİAD tarafından yapılması talebinin Bakan Babacan’dan geldiği öğrenildi. TÜSİAD da katılımı sadece üyeleriyle sınırlı tutmayarak Türkiye İhracatçı Meclisi’nden işçi sendikalarına kadar çok sayıda sivil toplum örgütünü toplantıya davet etti.

KATI ORGANİZASYON YOK:

Babacan "Müzakere Heyeti Modeli"ni reddederek, ilgili her kurumu tarama sürecine dahil ettiklerini anlatırken, sivil toplum örgütlerinin bu sürece katılımında da hiç bir zaman katı bir organizasyon yapmayacaklarını açıkladı. Taraması biten her fasılda çeşitli sivil toplum kuruluşlarını bilgilendirdiklerini ve görüş aldıklarını belirten Babacan, buradaki organizasyona ilişkin beklentilere, "Dendi ki, ’şöyle bir çatı olsun, bu çatı içine sınırlı sayıda sivil toplum kuruluşu koyalım. Sizin muhatabınız o çatı olsun. Hani sizin için de daha kolay. Böyle bir mekanizma üzerinden gidelim.’ Biz bunu yapmayacağız. Devletin tanımladığı bir sivil toplum örgütü seti ile devletin adeta ayrıcalıklı bir liste hazırlayıp, ’bu liste ile ben muhatabım’ demesi suretiyle bu işin sıhhatli bir şekilde yapılacağını kesinlikle düşünmüyoruz. Bu konuda esnek olmak zorundayız" yanıtı verdi. "Kendi aranızda gönüllü olarak böyle bir yapı oluşturursanız, onu muhatap alırız. Bizim de işimizi gelir ama sivil toplum 10-15 kuruluştan itibaret değil" diyen Babacan, bunun ancak 3-4 milyon nüfuslu ülkelerde yapılabileceğini savundu.

Sabancı: Milli gelir yeni hesapla yüzde 25 artacak

TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı, Türkiye’nin mevcut siyasi istikrarını ve makro ekonomi yönetimini 2014 yılına kadar sürdürmesi halinde AB’ye yeni üye olan 10 ülkenin ortalama makro büyüklüklerini yakalayabileceğini belirtti. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TUİK) 2006 yılı içerisinde ulusal muhasebe sistemine oturtacağını hatırlatan Sabancı, "Bu çerçevede, milli gelir, şimdiye kadar dikkate alınmayan bazı hizmet sektörleri ve istatistiksel metodoloji düzeltmeleri sonucunda yüzde 25 dolayında bir artış gösterecek" dedi. Bu düzeltme sonucunda, 2005 yılı itibariyle milli gelirin 365 milyar Euro, kişi başına gelirin de 5 bin Euro olarak hesaplanabileceğini belirten Sabancı, 10 yıllık süreyle yıllık yüzde 6 kalkınma sağlandığı takdirde, 2014 yılında milli gelirde 560 milyar Euro’ya ve kişi başına gelirde ise 7 bin 200 Euro’ya ulaşacağını söyledi. Kişi başına 7 bin 200 Euro’nun AB’ye giren 10 ülkenin gelir ortalaması olduğuna dikkat çeken Sabancı, "Ancak bu rakamlara ulaşılmasını otomatik bir süreç olarak görmemek gerekiyor. Bu rakamlara, kapsamlı, bütüncül ve akılcı bir büyüme stratejisi ile ulaşılabilir" dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!