19 maddeyle IMF'nin yakın takibine girdik

Güncelleme Tarihi:

19 maddeyle IMFnin yakın takibine girdik
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 01, 1998 00:00

Haberin Devamı

Devlet Bakanı Güneş Taner ile Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel'in 26 Haziran'da Washington'da IMF'ye verdikleri 19 maddelik mektubu dün Başbakan Mesut Yılmaz açıkladı. Yılmaz'ın açıklamasının ardından IMF anlaşmayı tüm dünyaya duyurdu. Böylece, Türkiye IMF'yle 17'nci kez anlaşmış oldu. IMF, Türkiye'ye üç ayda bir sınava gelecek.

Türkiye'nin Uluslararası Para Fonu (IMF) ile 18 aylık ‘‘Yakın İzleme Anlaşması’’, hem Türkiye, hem de dünya kamuoyuna dün akşam saat 17.00'de duyuruldu. Başbakan Mesut Yılmaz, dün saat 17.00'de TBMM'de düzenlediği basın toplantısıyla Devlet Bakanı Güneş Taner ile Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel'in imzasını taşıyan ve 19 maddeden oluşan 7 sayfalık mektubu açıkladı. Mektupta, 7 ana sayfanın dışında bazı ek tablolar yer alıyor.

Başbakan Yılmaz'ın basın toplantısının ardından daha önce sözleşildiği gibi IMF de Washington'dan yayınladığı basın bildirisiyle Türkiye'yle 18 aylık ‘‘Yakın İzleme Anlaşması’’ yaptığını açıkladı. IMF, bu açıklamasıyla Türkiye'ye ‘‘yeşil ışık yaktığını’’ ilan etmiş oldu.

Başbakan Yılmaz'ın basın toplantısında, Maliye Bakanı Zekeriya Temizel, Hazine Müsteşarı Yener Dinçmen ve Merkez Bankası Başkanı

Gazi Erçel de hazır bulundu.

Türkiye'nin IMF'ye verdiği mektup, ‘‘Ekonomik Politikalar Bildirgesi’’ ana başlığını taşıyor. Mektup, Yılmaz ve IMF'nin açıklamalarının hemen ardından Hazine Müsteşarlığı'nın İnternet'teki web sayfasına da girdi.

17'NCİ ANLAŞMA

Türkiye, IMF ile ilk anlaşmasını 1 Ocak 1961 yılında yaptı. Geçen 37 yılda Türkiye, IMF ile 16 kez anlaşma imzaladı. Türkiye, 17'nci anlaşmayla IMF'den ilk kez para değil, sadece ‘‘yeşil ışık’’ istedi.

Bu anlaşmanın ana çerçevesi IMF Birinci Başkan Yardımcısı Stanley Fischer'in haziran ayı başında yaptığı iki günlük Türkiye ziyareti sırasında çıkarılmıştı. Fischer'den sonra da IMF Türkiye Masası Şefi Martin Hardy gelip, anlaşma taslağını hazırlamıştı.

Daha sonra Washington'a giden Taner ve bürokrat ekibi, IMF Başkanı Michel Camdessus ile görüşüp, imzaladıkları mektubu vermişti.

ÜÇ AYDA BİR SINAV

Hazine Müsteşarlığı, IMF uzmanlarının, 18 ay süreli Yakın İzleme Programı (Staff Monitoring Program) kapsamında, her üç ayda bir Türkiye ekonomisinin temel göstergeleriyle ilgili tespit edilen hedeflere ilişkin gelişmeleri gözden geçireceklerini bildirdi. Hazine, IMF ile 1999 yılı hedeflerine ilişkin ayrıntılı görüşmelerin de bu yılın son üç ayında yapılacağını açıkladı.

Ekonomik Politikalar Bildirgesi'nin, hükümetin geçen yıl işbaşına gelmesiyle birlikte hazırladığı ‘‘3 yıllık eknomik program ve bu programın bugüne kadar gerçekleştirilen başarılı uygulaması’’ dikkate alınarak düzenlendiği ifade edilen Hazine açıklamasında, şöyle denildi:

‘‘IMF yetkilileriyle yapılan görüşmelerde, söz konusu 3 yıllık programın güvenilirliği ve hali hazırdaki başarılı uygulaması kendileri tarafından dile getirilmiştir. 18 ay süreli ‘Yakın İzleme Programı' kapsamında IMF uzmanları her üç ayda bir ülkemiz ekonomisinin temel gösergeleriyle ilgili olarak tespit edilen hedeflere ilişkin gelişmeleri gözden geçireceklerdir. IMF uzmanlarının program hakkındaki bu değerlendirmeleri kamuoyuna açıklanacaktır.’’

Ekonomik hedefler

Gösterge19981999
Büyüme4.54.4
Enflasyon (Tüketici)5520
Enflasyon (Toptan)5020
İhracat artışı (%)7.612.9
İthalat artışı (%)4.99.6
Döviz rez. (milyar $)27.533.1

Yılmaz: Taahhüt halka

BaşbakanMesut Yılmaz, IMF ile yapılan ‘‘Yakın İzleme Programı’’nın ekonomiye ve Türkiye'nin uzun vadeli dış borç bulmasına büyük katkı sağlayacağını söyledi. Yılmaz, ‘‘Bu Türk kamuoyuna verdiğimiz bir taahhüttür, IMF'ye verilmiş bir taahhüt değildir’’ dedi. Yılmaz, programda IMF'in herhangi bir diktesinin söz konusu olmadığını bildirdi.

PROGRAM BAĞIMSIZ

IMF'den herhangi bir maddi desteğin söz konusu olmadığını kaydeden Yılmaz, anlaşma ile dış piyasalardan olumlu sinyaller alınacağını vurguladı. Yılmaz, ‘‘Program 18 aylık, oysa siz 6 ay sonra istifa edeceksiniz’’ hatırlatması üzerine de, ‘‘Program Türkiye'deki iktidar değişikliklerinden bağımsız olarak, hükümetimizin açıkladığı 3 yıllık istikrar hedefi doğrultusunda hazırlanmıştır’’ karşılığını verdi. Yılmaz, yapılan anlaşmanın devletle ilişkili olmadığını, hükümeti bağladığını da bir başka soru üzerine vurguladı.

Yılmaz, sosyal güvenlik reformu konusunda koalisyon ortakları olarak anlaştıklarını bildirdi. Yılmaz, program anlaşması ile IMF'in dünya piyasalarında Türkiye'ye kefil olduğunu tescil ettiğini söyledi.

Başbakan, IMF'in yılbaşında önerdiği şok programı uygulamak yerine, böyle bir yola gitmeyi tercih ettiklerini söyledi. Yılmaz, ‘‘IMF desteği olmaksızın bu programı uygulamaya koyduk. Şimdi altı aylık bir devrede bu programımızın şok program uygulayan ülkelerden daha başarılı sonuç verdiği bizzat IMF'nin kendi tesbitidir. Bundan sonra daha avantajlı olacağız’’ dedi.

Hazine Müsteşarı Dinçmen, Hazine'nin para nakit politikasının bugün altı aylık olarak açıklanacağını bildirdi. Gazi Erçel de bir soru üzerine özellikle iç borç faizleri ve kur politikasında anlaşmanın etkili olacağını vurguladı.

IMF: Enflasyonla savaşta arkanızdayız

IMF, ‘‘Ekonomik Politikalar Bildirgesi’’ni ve Türkiye'nin izleyeceği, ‘‘enflasyonu aşağı çekmeye yönelik politikalarını’’ memnunlukla karşıladığını bildirdi. IMF'den yapılan açıklamada, Türkiye'de enlasyonun aşağı çekilmesi ve makro ekonomik istikrarı korumak üzere dizayn edilen politikaların uygulanmasında, Türk ekonomi yetkilileri ile IMF yönetiminin yakın diyalog içinde bulundukları kaydedildi. Açıklamada, ‘‘Hükümet, 1.5 yıl içinde enflasyonu önemli ölçüde aşağı çekme amacı içindedir. Bu amaca ulaşmak için aralarında özelleştirmenin hız kazandırılması da bulunan, sıkı mali politika, destekleyici ve birbirine yakın bir biçimde koordine edilmiş para politikası ve yapısal reforma ihtiyaç duyulmaktadır’’ denildi. IMF yönetiminin, Türkiye'nin enflasyonla mücadele çabalarına destek vereceği ifade edilen açıklamada, bu programın tümüyle yerine getirilmesi halinde enflasyonun düşeceği vurgulandı.

Neler olacak?

IMF, Türkiye'nin 18 ay için belirlediği bu ekonomik hedeflere uyup uymadığını üç ayda bir denetleyecek.

Bu denetlemelerin sonuçları olumlu çıkarsa, uluslararası rating (derecelendirme) ve finans kuruluşlarına bildirecek.

Böylece Türkiye kredi itibarının yükselmesiyle, dış piyasalardan uygun kredi bulabilecek.

Türkiye ekonomik taahhütlerini yerine getirmezse, IMF verdiği desteği çekecek.

İşte IMF'ye verilen mektup

GELİR DAĞILIMI BOZULDU

1- Kronik yüksek enflasyon, son 20 yıldır Türkiye'nin gündeminde yer almaktadır. Enflasyon ekonomi ve toplum üzerine büyük bir yük getirdi, gelir dağılımını bozdu, sosyal gerilimi artırdı. Sonuç olarak, sürekli istikrarsızlık tehdidi altında işleyen ekonomi yerli ve yabancı yatırımları caydırmıştır. Daha da kötüsü, enflasyonun erittiği vergi tabanından kaynaklanan kamu finansmanındaki kronik zayıflık, temel eğitim, sağlık ve altyapı harcamalarını sınırlandırmıştır.

ENFLASYONUN NEDENLERİ

2- Yüksek bütçe açıkları, enflasyonist sürecin en büyük nedenidir. Bu açıkların finansmanı para arzının büyümesini hızlandırmakta ve yüksek reel faiz oranlarını gerektirmektedir. Hazine'nin borçlanma baskısı, yüksek enflasyon beklentilerine ve bunun yüksek faiz oranları şeklinde yansımasına neden olmaktadır. Kamu sektöründeki ücret artışları ve tarımsal destekleme fiyatlarının geçmiş enflasyonlara dayandırılması enflasyonun kalıcı olmasına katkıda bulunmaktadır. Reel döviz kurunu koruma politikası ve para arzının genişletilmesi enflasyon sürecini güçlendirmektedir.

PİYASAYA BAĞLIYIZ

3- Hükümet işbaşına geldikten sonra ekonomik dengeleri yeniden kurmak, enflasyonu azaltmak için tedbirler almış ve enflasyonu kalıcı bir şekilde aşağıya çekmek için 3 yıllık bir programı uygulamaya koymuştur. 1998 programının açıklanması ve ilk iki çeyrekteki sonuçlarının alınmasıyla programın tasarlandığı şekilde sürdüğü güvencesi sağlanmıştır. Merkez Bankası'nın özerkliği konusunda tam bir görüş birliği mevcuttur. Özel sektör, işçi ve işveren sendikalarının bugüne kadar devam eden diyalog çerçevesinde programa desteği sürmektedir. Hükümet, şeffaflığın sağlanacağını ve piyasa kurallarına bağlı kalınacağını kesinlikle taahhüt etmektedir.

YÜZDE 20 ENFLASYON

4. Hükümetin 3 yıllık programı, 1997 sonunda yüzde 90 olan toptan eşya fiyat enflasyonunu 1998 sonunda yüzde 50'ye, 1999 sonunda yüzde 20'ye ve 2000 yılı sonunda tek rakamlı bir orana düşürülecektir. Programımız şimdiden sonuçlarını vermeye başlamıştır: Ocak-mayıs döneminde kümülatif toptan eşya fiyat enflasyonu yüzde 24.4'e, 12 aylık oran ise yüzde 80'e düşürülmüştür.

ENFLASYON KADAR ÜCRET

5- Enflasyonu düşürmek amacıyla aşağıdaki politikalar uygulanacaktır:

Bütçenin faiz dışı fazlası artırılacak.

Kamu ücretleri ve tarımsal destekleme fiyatlarının belirlenmesinde geçmiş enflasyon yerine hedeflenen enflasyon esas alınacaktır.

Para politikası enflasyondaki düşüşü destekleyici bir biçimde ve sıkı bir koordinasyon içinde uygulanacaktır.

Kamu finansmanını daha da güçlendirecek yapısal reformlar gerçekleştirilecektir.

Borçlanmayı düşürmek amacıyla özelleştirme hızlandırılacaktır.

BORÇLANMADA YENİ YOL

6- Hazine kağıtlarından talep edilen getiri, enflasyon beklentisini yansıtmakta ve enflasyonun yükselmesi riskinden yatırımcıları korumak için yüksek prim içermektedir. Bu nedenle, enflasyon beklentilerini hızla azaltmak için alternatif iç borçlanma yollarını kullanmak ve ilave olarak bütçenin faiz dışı daha fazla arttırmak ihtiyacını azaltmak gerekmektedir.

FAİZ DIŞI FAZLASI

7- Maliye politikası alanında, 1997'de hemen hemen dengede olan bütçe faiz dışı fazlası, GSMH'nın yüzde 4'ünün üzerine çıkartılacaktır. Bütçenin faiz dışı dengesinin güçlendirilmesine rağmen, faiz ödemelerindeki şişkinlik nedeniyle, toplam kamu açığının GSMH içindeki payı hemen hemen 1997'deki seviyesinde kalacaktır.

BANKADA VERGİ NUMARASI

8- 1998'in ilk beş ayında, vergi toplama, reel vergi gelirlerinin yüzde 18 artmasıyla (Mayıs itibariyle 3.2 katrilyon liraya ulaşmıştır) başarılı olmuştur. Bütün yıl için vergi gelirlerinin en az 9.3 katrilyon liraya (GSMH'nin yüzde 17.7'si) artırılması hedeflenmektedir. Vergi kaçağını azaltmak için motorlu taşıt ve emlak alım-satımlarında vergi kimlik numarası uygulaması getirilmiştir. 98 sonunda vergi kimlik numarası uygulaması tüm banka hesapları için getirilecektir.

VERGİ REFORMU ÇIKIYOR

9- Bu yılın başında, bir Vergi Reformu kanun tasarısı Meclis'e sunulmuştur. Vergi reformunun 1999 yılı başından itibaren uygulamaya konulması nedeniyle vergi gelirlerinin artması beklenmektedir. Vergi idaresinde iyileştirme sağlanmadıkça, vergi oranlarını düşürmek program hedeflerinin gerçekleştirilememesi tehlikesini taşımaktadır. Hükümet programlanan gelir düzeyini etkileyecek geriye yönelik hiçbir vergi oranı indirimini kabul etmeyecek, vergi kesintisi oranını 1999 yılı ve sonrası için geciktirecektir.

EK BÜTÇE YAPILMAYACAK

10- Bütçe uygulamasında, hükümet bütçe faiz dışı fazlasında hedeflenen iyileşmeyi sağlamak için harcamaları sınırlamaya devam edecektir. Faiz harcamaları 1998 yılında 9.2 katrilyon lirayı aşmayacaktır (GSMH'nın yüzde 17.5'i). Uzun yıllardan bu yana ilk defa 1998'de ek bütçe yapılmayacaktır.

MEMURA YÜZDE 20

11- Kamu sektörü ücretleri Ocak ayında yüzde 30 artırılmış olup, Temmuz ayında ise yüzde 20'den fazla artış olmayacaktır. 1998 yılında tahmin edilen ortalama enflasyon oranıyla uyumlu olarak tarımsal destekleme fiyatları buğday için yüzde 60, çay için yüzde 64 ve tütün için yüzde 71 olarak artırılmıştır. Bu politikalar 1998 yılının geri kalanı, 1999 yılı ve sonrası için de uygulanacaktır.

DÖVİZE ENDEKSLİ KAĞIT

12- 1999 yılı ve sonrası için faiz yükünün azaltılması amacıyla, piyasa koşulları elverdiği ölçüde 1998 yılının geri kalan bölümü için Hazine, enflasyona endeksli ve dövize endeksli Hazine kağıtlarını iç borçlanma miktarının yaklaşık üçte biri oranına çıkarmayı planlamaktadır.

İDDİALI ÖZELLEŞTİRME

13- Bu yıl sonundan önce POAŞ, THY, Erdemir ve diğer bazı şirketlerdeki hisselerin satışı planlanmıştır. 1999 yılında da önemli ek satışlar yapılması düşünülmektedir. Bakanlar Kurulu Türk Telekom'un yüzde 49 hissesinin 1999 yılı içinde satılmasına onay vermiştir. Danıştay'ın onayının alınmasını müteakiben 9 enerji santrali (tahmini gelir 1.2 milyar dolar) ve 20 dağıtım bölgesinin ilk 15'ini (tahmini gelir 1.7 milyar dolar) kapsayan elektrik enerjisi üretim ve dağıtım haklarının transferi işleminin büyük bir hızla tamamlanması mümkün olacaktır. İlave enerji santralinin işletme hakları ile kalan 5 bölgedeki dağıtım haklarının devri gelecek yıl içerisinde gerçekleştirilecektir. Bu suretle, bu yıl içerisinde en az 3 milyar dolar ve 1999 yılı için en az 3.6 milyar dolar (büyük bir ihtimalle 5 milyar doların üzerinde) gelir yaratılması amaçlanmaktadır.

EMEKLİLİK YAŞI 57-60

14- Hükümet öncelikle, mevcut çalışanlar için emeklilik yaşını kadınlarda 50'ye, erkeklerde 55'e ve işe yeni girenler için kadınlarda 57'ye, erkeklerde 60'a çıkartan ve emeklilik haklarının tam olarak alınabilmesi için işe yeni girenlerde kadınların 7200 gün, erkeklerin ise 9000 gün prim ödeme esasınıgetiren yasa değişikliğini, TBMM'nin onayına sunacaktır. Ayrıca, 1999 yılı sonundan önce sağlık sisteminde geliştirilmiş maliyet kontrolleri ve daha geniş kapsamlı katılım payları uygulamasına geçecektir.

KAMUYA KREDİ YOK

15- Para politikası, enflasyonla mücadele çabalarını sürdürmeye yönlendirilecek, kur politikası 1998'in ikinci yarısında, yıl sonundaki yüzde 50'lik enflasyon hedefi ile tutarlı bir şekilde yürütülecektir. Merkez Bankası'nın kamu sektörüne kredi açmamasını sürdürmeyi de içerecek şekilde bu büyüklük sıkı bir kontrol altında tutulacaktır.

BANKALARA TAKİP

16- Hükümet, bankacılık sektörünün ve denetiminin güçlendirilmesi için sermaye yeterliliği rasyosu ve bankaların net açık döviz pozisyonlarına uygulanan tavan ile ilgili düzenlemelere sıkı bir şekilde uyulmasını temin edecek önlemler alacaktır. Buna ilaveten, hükümet, net döviz pozisyon açığının kademeli olarak Aralık 1998 sonu itibariyle sermaye tabanının yüzde 50'si oranından, yüzde 30'u oranına indirilmesi niyetindedir. Sistemdeki çarpıklığın azaltılması için hükümet yıl sonuna kadar repoları mevduat munzam karşılıkları uygulamasına dahil etmeyi ve mevduat faizlerine uygulanan vergi oranları ile repo faizlerine uygulanan vergi oranlarını birbirine eşitlemeyi planlamaktadır. Ziraat Bankası'nın tarımsal kredilere uyguladığı faiz 5 puan düşürülecektir.

MALİ PİYASAYA YENİ DÜZEN

17- Mali Piyasaların Düzenlenmesi ve Gözetimi'ne ilişkin kanun tasarısı, 18 Haziran 1998 tarihinde Bakanlar Kurulu'na sunulmuştur. Kanun tasarısı Avrupa Birliği'nin kanunları ve düzenlemeleri ve diğer uluslararası kabul görmüş uygulamalar dikkate alınarak hazırlanmıştır. Hükümet kanun tasarısını bir an önce yasalaştırma niyetindedir.

BÜYÜME 4.4 OLACAK

18- 1999 yılında büyümenin yüzde 4.4-4.5 civarında kalması ve enflasyonun hızlı düşüşünün sürmesi beklenmektedir. 1999'da ödemeler dengesi cari işlemler hesabı açığının makul bir seviyede kalması, uluslararası rezervlerin ise yeterli düzeyde kalması beklenmektedir.

DÜNYAYA BUNU ANLATIN

19- Bizim politikalarımızın Türkiye'de ve yurtdışında tümüyle anlaşılması çok önemlidir, böylece herkes programımızın tutarlı ve hedeflenen sonuçları üreteceğini görecektir. Bu program IMF uzmanları tarafından 18 ay boyunca her 3 ayda bir izlenecektir. IMF uzmanları, her 3 ayda bir, programın uygulanmasını, tablolarda ayrıntılandırılan tedbirler ve hedefler ve aynı zamanda enflasyonun düşürülmesinde kaydedilen gelişmelerin de ışığında, hedefler ve enflasyonun indirilmesindeki gelişmeler yönünden izleyeceklerdir. IMF uzmanlarının değerlendirmeleri kamuoyuna açıklanacaktır.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!