Egzamadan korunma önlemleri

Güncelleme Tarihi:

Egzamadan korunma önlemleri
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 28, 2018 10:30

Egzamadan korunma önlemleri

Haberin Devamı

 

ANTALYA, (DHA) - MEMORİAL Bahçelievler Hastanesi Dermatoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Gökhan Okan, egzama ve tedavisi hakkında bilgi verdi.

Egzamanın ilk etapta içi su dolu kabarcıklar olarak kendini gösterdiğini söyleyen Doç. Dr. Gökhan Okan, daha sonra bu kabarcıkların yerini kepeklenmeler, kabukların aldığını, son aşamada ciltte kalınlaşma gözlendiğini kaydetti. Her hastada aynı belirtilerin görülmediğini belirten Doç. Dr. Okan, "Egzama, kalıtsal olabileceği gibi, harici nedenlere bağlı olarak da gelişebilir. Çok sık karşılaşılan bir hastalık olmasına rağmen ne yazık ki egzamanın kesin tedavisi bulunmamaktadır. Burada esas tedavi, korunmadır" dedi.

KUAFÖRLER VE TEMİZLİK İŞÇİLERİ RİSK ALTINDA

Günlük yaşamda kullanılan deterjanlar ya da mesleki nedenlerle kullanılan yapıştırıcılar ve kimyasal çözeltilerin egzamaya zemin hazırladığını aktaran Doç. Dr. Okan, "Bu nedenle egzamanın en sık görüldüğü grupta ev kadınları, temizlik sektöründe çalışanlar ve kuaförler yer alır. Değişik tipleri bulunan egzamanın en çok etkilediği organlardan biri ellerdir. Ellerdeki egzama çoğunlukla derinin biyolojik savunma kapasitesinin azalması veya yok olması sonucunda ortaya çıkar. Su, sabun, deterjan ve tozlu ortam gibi faktörler deriyi yıpratır. Çok sık el yıkamakla ve temizlik işlerinde kullanılan çamaşır suyu gibi maddeler de egzamanın gelişmesine zemin oluşturur. Egzama en fazla el sırtı ve ön kolda görülür. Kuru tipte olan lezyonlar tek elden asimetrik olarak başlar, diğer ele yayılma gösterir" diye konuştu.

EGZAMANIN NEDENİ ALERJİK DE OLABİLİR

Egzamanın alerjik nedenlere bağlı olarak da gelişebileceğini sözlerine ekleyen Doç. Dr. Okan, "Alerjik kökenli olan egzama alerjen maddelerle temas devam ettiği sürece düzelme göstermez. Sadece alerjenlere daha önce duyarlanmış kişilerde meydana gelir. Bir maddeye karşı alerjik reaksiyonun oluşması kalıcı bir sorundur. Duyarlılık bir kez oluştuktan sonra alerjen maddenin çok az miktarı bile egzamaya neden olur" dedi.

YAMA TESTİ TANI İÇİN ÖNEMLİ

Alerjik kökenli egzamalarda alerjeni tespit etmek amacıyla 'patch' yani yama testi uygulandığını belirten Doç. Dr. Okan, "Hastanın sırtına alerjen maddelerin düşük konsantrasyonları yapıştırılır. Yapıştırılan maddeler 48 ve 72'nci saatte açılarak değerlendirilir. Hangi maddeye karşı alerji varsa o maddenin olduğu bölgede kızarıklık, kabarıklık ve sulantı görülür. Test süresince hastanın duş almaması, spor yapmaması ve test sonucunu etkileyebilecek ilaç kullanmaması gerekir. Egzama tanısı hastanın öyküsü, fiziki muayene ve yama testi ile konulur. Yama testinde saptanan alerjenin değerlendirmesi en doğru şekilde yapılmalıdır" diye konuştu.

CİLDİNİZİ GÜÇLENDİRİN

Egzama tedavisinde başlangıçta ıslak pansumanlar, lokal kortikosteroidli pomadlar ve kortizon dışı bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar kullanıldığını belirten Doç. Dr. Okan, "Atak sıklığını azaltmak, deriyi güçlendirmek amacıyla nötral sabunlar, bariyer kremler, nemlendiriciler ve eldivenler önerilir" dedi.

SAÇLARINIZDA KABUKLANMA GÖRÜLÜYORSA

Doç. Dr. Okan, şöyle devam etti:

"Saçlı deri egzamanın görüldüğü diğer bir bölgedir. Saçlı deride pul pul dökülme ve kabuklanma ile kendini belli eden ve seboreik egzama olarak isimlendirilen egzama kronik seyir gösteren bir hastalıktır. Yaz aylarında daha hafifleme göstermekle birlikte kışın artıcı özelliktedir. Sedef hastalığı ile karıştırılmaktadır. Saçlı deri dışında kaşlar, burun yanları, kulak arkası, kulak içi ve göğüs ön yüzü seboreik egzamanın görüldüğü diğer bölgelerdir. Hastalığın atak yapmasında stresin etkisi büyüktür. Genetik faktörler hastalığın gelişmesinde etkiye sahiptir. Hastalığın tedavisinde medikal şampuanlar, steroid içeren losyonlar, kaşıntı giderici tabletler verilir."

KORUNMA ÖNLEMLERİ

Doç. Dr. Gökhan Okan, egzamadan korunmak için alınması gereken önlemleri ise şöyle sıraladı:

"Bulunduğunuz ortamlarda ısının dengeli ve yeterli nem oranına sahip olmasını sağlayın. Nötr sabunları kullanın. Banyo sıklığını mevsime göre ayarlayın, gün aşırı banyo yapmaya özen gösterin. Çok sıcak suyla banyo yapmayın, kese ve sert lifler kullanmayın. Banyodan sonra tüm vücudunuza nemlendirici sürün. Evinizi sık sık havalandırın. Evde yünlü ya da polar battaniye, yorgan, tüylü halı ve oyuncak gibi toz çeken eşyaları özellikle yatak odasından uzak tutun. Elinizi sık sık nemlendirin. Temizlik yaparken eldiven kullanın. Deterjan, çamaşır suyu gibi temizlik maddelerinin elinize temas etmemesini sağlayın. Soğuk havalarda yünlü giysilerden mümkün olduğunca kaçının ya da giyecekseniz penye ya da pamuklu içlik üzerine giyinin. Çiğ sebze, meyve, soğan, et ve balık gibi yiyeceklere çıplak elle temas etmeyin. El temizliğini ılık suyla yapın, kağıt havluyla kurulanın. Stresten uzak kalmaya çalışın."

FOTOĞRAFLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!