Eğlence paketini açıyorum

Haberin Devamı

-SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİ

Tüm yeme içme ve eğlence mekanlarında dilediğiniz kadar cep telefonlarınıza gömülüp sosyal medya güncellemesi yapabilirsiniz. Twitter’a, Facebook’a, Instagram’a her şeyi, her dilde yazmak serbest.
Bir tek o an bulunduğunuz mekan hakkında olumsuz kanaat bildiremiyorsunuz, ona dikkat edelim lütfen.
Bu minik ayrıntıyı da, “misafirliğe gittiğin yerin dedikodusunu yapma” ayıbından yola çıkarak oluşturduk. Anlayış göstereceğinize, adabınızla duracağınıza eminiz.

-MÜZİK DÜZENLEMESİ

DJ’ye gidip “Şu şarkıyı da çalsana nolur” ya da “Azıcık Türkçe attır be abi!” diye bin türlü ısrar yapan müşterilere iki taraflı düzenleme yapılmıştır.
Birincisi, bu ısrarlar gece boyunca sadece iki kez değerlendirilecektir.
İkincisi, müşteri fazlaca coşup yüz tane şarkı istemeye başladığında sorgusuz sualsiz kapı dışarı edilebilecektir.

-KAPI DÜZENLEMESİ

Mekan kapısındaki güvenlik görevlileri bundan böyle karşısındaki kişiyi stiline, ayakkabı markasına, yanında kimle gelmiş olduğuna bakmaksızın içeri alacaktır.
Ayrıca Ferrari’siyle gelmiş olan da taksi/ belediye otobüsü gibi solo/toplu taşıma araçlarıyla mekan önüne gelen de aynı nezakette karşılanıp içeri alınacaktır.
Lakin içerideki oturma sistemi başka türlüdür.
Ferrari’li vatandaşlar üstteki localara, taksiyle gelen vatandaş stantta durmaya mahkumdur.

-İÇKİ DÜZENLEMESİ


Bara gidip içki sipariş ederken “içecek” denilmesi, olmadı “Sıvı var mı?” diye sorulması, marka adı katiyen telaffuz edilmemesi uygundur. Çünkü hemen yan tarafınızdaki müşterinin aklını çelmeniz ve “Aa iyi ki aklıma geldi. Ben de ondan içeyim” demesine yol açmanız, istem dışı sarhoşluklara sebebiyet vermeniz mümkün olabilir.

-MENÜ DÜZENLEMESİ


Menüler her dilde/lehçede yazılmalıdır ama servis elemanlarının o dilleri/lehçeleri ortalık yerde kullanmalarına, her kafadan bir ses çıkmasına gerek yoktur...
Servis elemanları mutfakta ve tuvalette, yani özel alanlarda kendi kendilerine bir başka dilde konuşabilir.

NOT: Paketten memnun kalmayanlar hiç dışarı çıkmayıp evde oturabilir, menemen yapıp kendi müzikleriyle coşabilir.
Bunu anlayışla karşılamamız pekala mümkün.

Haberin Devamı

‘Blue Jasmine’den geriye kalan düşünceler

Haberin Devamı

Woody Allen’ın son filmi ‘Blue Jasmine’, bir adet Cate Blanchett şov. Bundan asla şikayetçi olmuyorsunuz tabii. Peki filmden çıkınca geriye kalanlar neler? Benim kendi listem şöyle oldu:
-Süper konforlu ve standardı yüksek zengin bir yaşam için her şeyi görmezden gelme oyunu oynanmalıdır. Yoksa işin içinden çıkamazsın.
-Fazla konfor insanı esir alabilir, hatta hasta edebilir. Geri dönüşü yoktur.
-Ne olursa olsun orta sınıf kendisiyle barışıktır. En gerçek aşkları da onlar yaşar.
-Genlerin niteliği hayatın gidişatı konusunda en az seçimleriniz kadar belirleyici olabilir.
-Her sosyal tırmanıcı günün sonunda başladığı yere döner. Şık giyinir, stilden anlar, alımlıdır, ağzı iyi laf yapar ama işte içi boştur. Bu yüzden sık sık yalan söyler, -mış gibi yapar, oyun oynar, çevresindeki herkesi kullanmakta sakınca görmez. Çünkü hep kendi istediği olsun ister.
Tıpkı filmdeki Jasmine’in bir sinir krizi anında itiraf ettiği gibi: “İyi bir Martini içmem için hanginizle yatmam gerekiyor?”
-Jasmine’in bu cümlesi aslında günümüzün de bir özeti. Bizdeki popüler mekanlara gidin, bazı kadın ve erkeklerin ruh hali direkt bu cümleden besleniyor. Nevrotikliği uzaklarda, Woody dünyasında arama yani...

Yazarın Tüm Yazıları