Eğitimde teknoloji nerede?

Teknoloji hızla ilerliyor, cep telefonlarımız bile neredeyse bir yılda eskiyor. Peki ama okullarımızda, sınıflarımızda ne oluyor? Teknoloji ile doğan ve anne babalarından, hatta öğretmelerinden bile bu konuda ileride olan çocuk ve gençler bu değişim karşısında nasıl eğitim alıyor?

Haberin Devamı

İşte bu soruların yanıtları 7-9 Şubat tarihleri arasında Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği’nin Antalya’da düzenlediği ‘Değişen Sistem İçinde Dijital Çağda Okul Öncesi Eğitimi’ sempozyumunda arandı. Sempozyumda dijital çağda yeni neslin hızla değişen değer yargıları ve ileride yaşanabilecek olası riskler sorgulandı.

 

Sempozyumda dijital çağa ayak uydurmak için eğitimcilerin birbirinden farklı görüşleri vardı. Hepsinin ortak noktası öğretmenlerin de, sistemin de gençlere ayak uydurması yönündeydi.

 

Bugünün çocuklarına gelecekte emeklilik yok

 

Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV) Başkanı Kayhan Karlı, eğitimde dijital teknoloji ve inovasyonun önemli faktörler olduğunun altını çizerek, şunları söyledi:

Haberin Devamı

“Eğitime olan talep artıyor, yeni işlere ihtiyacımız olduğunu görüyoruz. Dünya ekonomik büyümesi insanlığın sürdürebilirliğini sağlamak için inovatif fikirlere ihtiyaç duyuyor. Eğitim kurumlarının neresinde inovasyon yapıyoruz? Bugün çocukların aldıkları diploma ile bütün ömürleri geçmiyor. Onların geleceğinde emeklilik bile yok. Ne yapacağız? Okulları değiştirmemiz gerekiyor. Bugünün müfredatının tamamı kağıt kalem çağı için tasarlanmış. Çocukların kas becerileri gelişecek mi? Zamanla kalemi kimse kullanmayacak. Bambaşka dünya kuruluyor. İlk kez sosyolojik olarak insanlık tarihinde bir çağın açılıp kapandığının farkına varan bir kuşak geliyor. Bu çocuklar yeni dünya inşa edecekler, biz olsak da olmasak da. Yeni anlayış, düzen getirecekler. Biz aradaki uçurumu kapatmak için geçmişteki iyi şeylerle köprü kurmak zorundayız. 21.yy eğitimcilerinin hızlı değişim çağında en önemli becerisi uyarlayan olabilmek, hızla değişen dünyayı ve öğrenme ortamlarını tasarlayan öğrenme mühendisi olabilmektir.”

 

ABD’de mesleğe başlayan iki öğretmenden biri 5 yıl içinde ayrılıyor

 

Haberin Devamı

Kürsüye her çıkan konuşmacı dijital çağa özellikle öğretmenlerin ayak uydurması için yapılması gerekenleri sıralarken, öğretmenlerin hiçbir zaman sınıftaki rolünü kaybetmeyeceği üzerinde duruldu. Kuşkusuz en çarpıcı örneklerden biri de SETA Eğitim Vakfı’ndan Yrd. Doç. Dr. Bekir Gür’den geldi. Gür, ABD’de öğretmenlerin mesleğe başladığı ilk 5 yıl içinde yüzde 50’sinin yani iki kişiden birinin mesleği bıraktığını söyledi. Bekir Gür, öğretmenlerin dijital çağdan etkilendiğini bu konuda becerisini arttırması gerektiğini belirterek, “Öğretmenlerin zaman içinde yetkileri azaltılıyor. Kendi işleri, emekleri üzerindeki kontrolü kaybediyorlar. Başkaları tarafından hazırlanan eğitim programlarını uyguluyorlar” dedi.

 

Haberin Devamı

İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü İnovasyon Merkezi Direktörü Gökhan Yücel ise, gerçek öğretmenliğin bir sanat dalı olduğunu, nakil aracı olmadığının altını çizerek, “En önemli sorunumuz eğitim sisteminin bir ruhu yok. Bizim ruhumuz yok. Yaratıcılığa, girişimciliğe daha fazla kafa yormalıyız” diye konuştu.

 

Eğitim Reformu Girişimi (ERG) Koordinatörü Batuhan Aydagül de, öğretmenliğin yapılış şeklinin artık değiştiğini, herkesin formasyonla öğretmen olmak yerine, öğretmenlik mesleğinin alternatif fikirleri araştırıp yeteri kadar denendikten sonra yeni bir anlayışla sorgulanması gerektiğini söyledi.

 

Özel okulların istedikleri

 

- Dijital çağdaki teknolojik gelişmelerden yararlanmak ve ilgili materyalleri eğitim programında uygulamalı olarak kullanmak üzere öğretmenlerimizin bilgi dağarcığının arttırılıp teknolojiyi kullanabilir hale getirilmesi önemli. Bu konuda gerek Milli Eğitim Bakanlığı gerek STK’ların bilgi teknolojilerini sağlayan kurumlardan da destek alınması yararlı olacak.

 

Haberin Devamı

- Dijital çağda okul öncesi eğitimi öğrencilerini teknolojik gelişmelerden ayrı düşünmek mümkün değil. Öğrenme süreçlerine yardımcı olacak, sosyalleşmelerine, algısal ve devinimsel süreçlerine ket vurmayacak düzeyde, kontrollü bir biçimde teknolojinin kullanılması çocukların gelişimine olumlu katkı sağlayacak. Gerek eğitim materyallerinin gerekse bilgiye ulaşabilmenin zengin bir kaynağı olan dijital eğitim süreçleri okul öncesi dönemde de dijital eğitim materyalleri ve kitaplar, okul öncesi eğitimi alan öğrenciler kadar, değişik düzeylerde engeli olan çocuklara da bilgiye erişimde zengin bir alternatif yaratacak.

 

- Gerek aile içinde gerekse sosyal ortamlarda ya da okul programlarında bu dijital olanaklardan yararlanma süreleri yaş grubuna göre doğru ve kontrollü olarak yapılandırılmadığı zaman dil gelişimi, algısal–devinimsel gelişim, sosyal beceriler, problem çözme yeteneği, ilgi-dikkat eksikliği gibi temel gelişimsel süreçlerinde problemlere neden olabiliyor, ileri yaşlarda tedavi gerektirecek problemlerin alt yapısını oluşturabiliyor. Bu konuda sorumluluk ve farkındalık yaratma konusunda aileler ve eğitimciler işbirliği içinde çalışmalı.

 

Haberin Devamı

- Teknolojik gelişmeyi reddetmeden, yasaklamadan, bireyin yararına kullanılabilecek program ve modeller üzerinde durulması kuşaklar arası çatışmayı da çözümleyecektir. Yeni nesil çocuklar teknolojik gelişmelerin sürekli olacağı bir dünyaya doğdular ve bu dijital çağda giderek gelişen teknolojinin bir parçası olacaklar. Bu gerçekler doğrultusunda doğru iletişim biçimini bulmak ve uygulamak en doğru orta yoldur.

 

- İnternet ortamında bilgiye erişebilme, dünyadaki gelişmelerden haberdar olabilme süreçlerinde yaratıcı düşünebilme, sezgisel okuma-yazma öğretimi, edebiyat okur ve yazarlığında, çocuk kitapları yazar ve çizerlerinin işbirliğine de gereksinim var. Hem kitapla, kağıt-kalemle deneyimlerinin devam etmesi, hem de bahsedilen özellikleri dijital ortamda da pekiştirmeleri çocukların kendilerini ifade etmeleri, bilgiyi analiz etmeleri ve yorumlamaları, kullandıkları kelime hazinesinin zenginliği açısından çocuğu aktif kılmak için önemli yaklaşımlardır.

 

- Gerek nörolojik gerekse psikolojik olarak 3 yaşından önce teknolojiyle tanışan çocukların gelişimlerine ket vurulduğu her türlü gelişim alanlarına hitap eden bir deneyim süreçleri yerine çoğunlukla dijital olarak düzenlenmiş materyallerle karşılaşmaları onların gelişimlerini olumsuz yönde etkiliyor, beyin gelişimlerine zarar veriyor.

 

- Her çağda ilişki açısından sorunlar yaşayan, ilişki kurmakta zorlanan çocuklar vardır. Bu çocuklar çevrelerinden kendi ihtiyaçlarını almak için uygun olmayan ilişki kurma biçimleri öğrenirler. Eğitmenler ileriki yıllarda ilişki açısından sorunlar yaşayabilecek çocukları erken yıllarda tanıyabilir. Uygun olmayan zamanlarda, işlevsiz ve katılaşmış şekilde tekrarlanan bu davranışlar okul öncesi zamanlarda tanınıp farklı davranış seçenekleri konusunda çocuğun farkındalığı geliştirilebilir.

Yazarın Tüm Yazıları