Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Erdem’den özel okul sahiplerine: Yurtdışında da okul açın
Güncelleme Tarihi:
Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, özel okul sahiplerinden Maarif Vakfı desteği ile yurtdışında da okul açmasını isteyerek, “Türk sistemini dünyaya tanıtın, hep beraber yapalım, çok ihtiyaç var” dedi.
Türkiye Özel Okullar Derneği’nin Antalya’da düzenlediği “Eğitimde Öngörüler” başlıklı Geleneksel Eğitim Sempozyumu başladı. Bu yıl 16’ncı kez düzenlenen etkinlikte üç gün boyunca 1.200’e yakın katılımcı 12 konferans ve 15 eş zamanlı çalıştayda eğitimde geleceği konuşacak. Sempozyumun açılışına katılan Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, özel okul sahiplerinden yurtdışında da Maarif Vakfı desteği ile okul açmalarını istedi. Erdem, “İyi niyetle bir zaman baktığımız hain terör örgütü başımıza neler getirdi gördük. Dikkatli davranmanız gerekiyor. Yurtdışında da boşluk doldurdu, bu heyecanı gelin yurtdışında paylaşın. Maarif Vakfı ile işbirliği yapın, yurtdışında istediğiniz ülkelerde devletle ortak olun ya da kendiniz açın. Türk sistemini dünyaya tanıtın, hep beraber yapalım, çok ihtiyaç var. Gittiğiniz her yerde, bu yapının yayıldığı ülkelerde bu okullara çocuklarını gönderenler çaresiz oluyor. Devlet yetişmeye çalışıyor ama yeterli değil. Ben Afganistan’a gittim, oradaki okulların devri için 18 okul yapılmış. Devlet okulların elektrik, su gibi ihtiyaçlarıyla birlikte öğretmen maaşlarını karşılıyor. Türk öğretmenlerin ücretini hain örgüt ödüyor. Öğrenci başı 5 bin dolar alıyor. Bunu yaparken, gücünü o günlerde göremediğimiz yapının Türkiye’yi kullanarak açtığı alanlar olduğunu hepimiz biliyoruz. Bunu sizinle yapalım” dedi.
315 BİN 586 ÖĞRENCİYE EĞİTİM ÖĞRETİM DESTEĞİ VERİLİYOR
Orhan Erdem, özel okulların işleyişi ile ilgili birçok mevzuat düzenlemeleri yaptıklarını belirterek, “Ülkemizde özel okulculuk güçlü bir yapıya sahip. Son yıllarda sizleri destekleyerek bazı sorunları aşmak için mevzuat düzenlemeleri yaptık” diye konuştu. Bakan Yardımcısı Erdem, ülkemizde 2 bin 747 anaokulu, 1.229 ilkokul, 1.383 ortaokul, 2 bin 533 özel, 19 milletlerarası, 60 azınlık okulu olmak üzere toplam 8 bin 18 özel okul bulunduğunu söyledi. Bu eğitim kurumlarında toplam 1 milyon 153 bin öğrencinin eğitim gördüğünün altını çizdi.
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile terör örgütü ile irtibatı tespit edilen 1.069 okulun kapatıldığını buna rağmen sektörün büyümesine devam ettiğini açıklayan Erdem şöyle devam etti:
“Ülkemizde özel okulculuğun sağlam yer edindiğinin göstergesi olması açısından bu sayılar önemli bir veri olarak önümüze çıkıyor. Ayrıca bu yıl içinde 1.021 yeni özel okulun açılmasıyla ilgili siz değerli müteşebbislere teşekkür etmemiz gerekiyor. Bakanlığımız özel sektör payını arttırmak önündeki mevzuat sorunlarını aşmak için büyük ciddi düzenlemelere yaptı, yapmaya devam ediyor. Dönüşüm döneminde yaptığımız teşvikler, öğretmen maaşlarındaki serbestlik, kitapların devlet okulları gibi dağıtılması birçok söyleyebileceğimiz yeni katkı dışında son üç yıldır öğrencilere vermeye başladığımız eğitim ve öğretim desteği, herhalde bu konudaki niyetimizin göstergesidir. Eğitim öğretim desteğinin özel okulculuğun büyümesinin yanı sıra, resmi okulların yükünü hafifletmeyi amaçlayan uygulama olduğunu göreceksiniz.”
2014’ten itibaren uygulanan eğitime destek teşviki için şu ana kadar 2 milyar 103 milyon ödeme yapıldığını vurgulayan Erdem, 315 bin 586 öğrencinin bu desteği aldığını belirtti.
‘GELECEKTE EĞİTİM NASIL OLABİLİR?’
“Teknolojinin baş döndürücü hızla hayatımızda yer almasıyla birlikte önce bilgisayarlarla, ardından internetle ve son dönemde sosyal medya ile tanıştık. Dünya eskisinden çok farklı. Bilgi, paylaşılarak artan ortak bir hazine. Ülkeler arasındaki sınırlar kalktı, dünya küreselleşiyor, uzaklar yakın olmaya başladı. Hiç şüphesiz bu gelişmelerden en büyük payı eğitim aldı. 60’lardan 70’lerden günümüze birçok şey değişti. Evet yine okullar, yine öğrenci ve öğretmenler var ve yine topluca eğitim yapılıyor. Ancak eğitimde teknoloji kullanımı, uzaktan öğretim gibi pek çok avantaj eğitimi destekleyen unsurlar haline geldi. Birçok insan gelinen noktanın son nokta olmadığını, hatta bundan sonraki gelişmelerin daha şaşırtıcı daha büyük olacağını düşünüyor. Önümüzdeki on yıllar içinde belki göze takılacak küçük bir çip veya beyine zarar vermeden eklenecek minik bir işlemci, öğrenme, ezberleme, depolama gibi yeteneklerimizi ve işlem yapma kapasitemizi sınırsız haline getirebilir ya da engellerimizi ortadan kaldırarak dünyayı çok daha kolaylaştırabilir. Gelecekte eğitim nasıl olabilir, yine sınıflar öğretmenler öğrenciler olacak mı, eğitimin ekonomisi ne şekilde değişecek, piyasa bizden nasıl öğrenciler yetiştirmemizi bekliyor? Bu ve benzeri yüzlerce soruya cevap aramak, birlikte gelecek için öngörülerde bulunmak ve burada edineceğimiz kazanımları tüm dünyanın hizmetine sunmak amacıyla sizleri davet ettik.”