Üniversite adayları hayal kırıklığına uğramamak için gerçekçi olmalı

Güncelleme Tarihi:

Üniversite adayları hayal kırıklığına uğramamak için gerçekçi olmalı
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 13, 2020 15:36

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sefa Bulut, Yükseköğretim Kurumları Sınavı (2020-YKS) kapsamında tercih yapacak üniversite adaylarına, puanları ve ilgi alanlarına göre tercih yapmaları gerektiğini belirterek, hedeflerini yüksek tutmaları ama hayal kırıklığına uğramamak için de tercih yaparken gerçekçi olmaları uyarısında bulundu.

Haberin Devamı

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sefa Bulut, yaptığı değerlendirmede, öğrenciler için tercih döneminin geri dönülmez bir süreç olmadığını, tekrar sınava girip tercih yapabileceklerini, 1 yılın büyük bir kayıp olmadığını söyledi.
Öğrencilerin üniversite okurken de bölüm değişikliği yapabileceğine işaret eden Bulut, aynı zamanda üniversiteye yerleştikten sonra da çift anadal ve yandal programlarıyla istedikleri başka bir bölümü okuma imkanına sahip olacaklarını kaydetti.
Üniversiteye başlamanın öğrenciler için bir keşif süreci olduğunu ifade eden Bulut, "Neye ilgi duyduklarını ve yeteneklerini keşfedecekleri bir dönem. Buna nokta koymayalım. Bu ucu açık bir süreç. Vazgeçilmez bir süreç gibi düşünmesinler. Bu gelişimin bir parçası. Yeni şeyler öğrenecekler, deneyimleyecekler. Tercih sürecine bu şekilde bakılmalı." diye konuştu.

Hayalleriniz ve hedefleriniz yüksek olsun ama gerçekçi olun

Prof. Dr. Bulut, öğrencilere hedefleri ve hayallerini yüksek tutmaları, puanları yettiğince kaliteli ve büyük üniversiteleri tercih etmeleri önerisinde bulunarak, şöyle devam etti: "Hayallerimiz ve hedeflerimiz yüksek olsun ama aynı zamanda gerçekçi de olalım. 'Aldığımız puanlar yaklaşık olarak nereyi tutuyor, nereye girebilirim?' bunu yaklaşık olarak öğrenciler bilir. Tercih yaklaşımımızda gerçekçi olalım ki 'Ben en yükseği istedim de bana en düşüğü geldi.' gibi bir hayal kırıklığı olmasın. Gerçekçi olmak bu anlamda çok önemli. 'Aldığımız puanların eş değeri nedir, hangi üniversitelere ve bölümlere girebilirim?' bunu düşünelim."

Seçeceğiniz mesleğin gereksinimlerini bilin

Öğrencilerin puanı yüksek diye belli bölümleri seçmeleri yerine sevdikleri, ilgi duydukları, hobi alanlarına yakın, doyum sağlayabilecekleri ve kişilik özelliklerine uygun mesleklere yönelmelerini tavsiye eden Prof. Dr. Bulut, tercih yaparken rehber öğretmenlerden danışmanlık almanın önemini vurguladı.

Haberin Devamı

Adayların meslekleri seçmeden önce o meslekleri tanımaları gerektiğini belirten Prof. Dr. Bulut, "Bir mesleği tanımadan sadece isminden, statüsünden ya da gelir kaynağından dolayı seçmesinler. Bu mesleğe girildiğinde nasıl bir ortamda çalışılır, ne tür işler yapılır, kendilerinden beklenti ne? Seçecekleri mesleğin gereksinimlerini mutlaka bilsinler." ifadelerini kullandı.

Girişimcilik yeteneğinizi geliştirin

Sağlık, beslenme ve gıda mühendisliği ile insanların ihtiyaçlarını karşılayan psikoloji, sosyal hizmetler, rehberlik ve psikolojik danışmanlık, öğretmenlik gibi mesleklerin sürekli popüler olduğunu ve bu bölümlerden mezun olanların iş bulmakta zorlanmadıklarını dile getiren Bulut, bilişim teknolojisi, sosyal medya uzmanlığı, bilgisayar mühendisliği, yazılım, kodlama gibi alanların da zamanla popülerliğinin artarak geleceğin meslekleri olacağını belirtti.

Haberin Devamı

Prof. Dr. Bulut, öğrencilere, "Hangi alanda, hangi meslekte olursanız olun, üniversiteye girdikten sonra kendinizi iyi geliştirmeniz gerekiyor. Girişimcilik yeteneğinizi geliştirerek, çeşitli staj imkanlarından faydalanarak, gönüllü projelere katılarak kendinizi yetiştirebilirsiniz. Her alanda kendini yetiştiren öğrenci mezun olunca iş bulabilir." önerilerinde bulundu.

Çocuğunuzun potansiyelini gözden geçirin, kararlarına saygı gösterin

Ailelere ise çocuklarının ilgilerine, yeteneklerine ve değerlerine saygı göstermelerini tavsiye eden Prof. Dr. Sefa Bulut, şu önerileri sıraladı:
"Çocuğunuzun potansiyelini gözden geçirin, kararlarına saygı gösterin. Çocuğunuz meslekler hakkında çok fazla fikir sahibi olmayabilir. Konuşarak onları aydınlatın. Soru-cevap diyaloglarıyla çocuğunuzu daha fazla yardımcı olun. Mutlaka bir yardım, yönlendirme süreci olsun ama çok fazla da müdahale olmasın. 'Bu mesleği okumasını istiyorum. Yapmak istedim, yapamadım, çocuğum yapsın.' gibi bir empoze olmasın. Karşılıklı anlaşarak gönül rızasıyla çocuk da sevdiği, ilgi duyduğu mesleğe yönelsin. Burada tatlı sert bir politika olması gerekir. Çocuğu aydınlatacağız ama çok fazla müdahil olmayacağız."



BAKMADAN GEÇME!