Tatil bitti, okul açıldı

Güncelleme Tarihi:

Tatil bitti, okul açıldı
Oluşturulma Tarihi: Şubat 07, 2022 08:25

Her öğrenci başarılı olmak ister. Derslerimde ve eğitimlerimde hep söylediğim bir söz vardır: Hiçbir öğrenci, “Ben okulda başarısız olacağım” diyerek okula başlamaz. Böyle bir şey dünyada görülmemiştir. Onları başarısız olmaya iten şartlar, durumlar ve kişiler vardır. Bu olumsuzlukları yenmek biraz da biz ailelerin, eğitimcilerin ve eğitim bilimcilerin elinde. Öğrencilere başarıya giden yolu açmamız gerek; onlara etkin bir öğrenme nasıl olur göstermemiz gerek.

Haberin Devamı

ETKİN ÖĞRENMENİN ÖNEMİ
Öğrenme Becerileri’, 21’inci yüzyıl becerileri arasında. 20’inci yüzyılda başarı ve refah için gereken beceriler, maalesef 21’inci yüzyılda artık çok geçerli değil. Özel hayatta ve çalışma hayatında başarılı paydaşlar olabilmek için, mutlaka 21’inci yüzyıl becerilerine de sahip olmamız gerekiyor. Buna ek olarak, araştırmalar gösteriyor ki öğrenci eğer etkin bir şekilde öğrenemiyorsa, etkin öğrenen kişiye oranla bu öğrencinin edim düzeyi daha düşük ve sınav kaygısı da daha yüksek oluyor. Etkin öğrenmenin önemi bununla da kalmıyor. Öğrenme, gelişim süresince kişiyi şekillendiriyor aslında. Beyin elde ettiği deneyimlerle, ki buna doğal olarak öğrenme deneyimleri de dahildir, sürekli büyür, değişir ve gelişir. Beynin bu özelliği, çok farklı becerilerin gelişimi için büyük önem taşır. Onun için öğrencilerimiz doğru becerileri ne kadar erken elde ederse hem okulda hem de hayatta başarılı olma olasılıklarını yükseltmiş olurlar.

Haberin Devamı

ETKİN DERS ÇALIŞMA ALIŞKANLIKLARI
Gelgelelim, başarıya götüren etkin ders çalışma alışkanlıklarını - öğrenme becerilerini - böyle bir kısa yazıyla anlatmak pek mümkün değil. Eğitim bilimciler ve psikologlar bu konuyla ilgili on yıllardır çalışmalar yapıyorlar. Çalışmalarda yaş, önceki alan bilgisi, hafıza, ilgi alanları, zeka, öğrenme stilleri, motivasyon ve öz yeterlik gibi birçok kişisel özellikler de öne çıkmakta. Tüm bunları içeren bir yazı elbette çok daha ayrıntılı ve dolayısıyla uzun olacaktır. Ancak, yine de genel olarak bir şeyler söylemek mümkün.

Öncelikle, etkin öğrenmeyi içeren popüler tekniklerden bahsedelim. Bunlar; yeniden okuma, okurken altını çizme veya önemli yerlere işaret koyma ve özetlemedir. Yeniden okurken yüksek sesle okumak oldukça faydalı çünkü görmenin yanı sıra duyma özelliğini de çalışmanın içine katıyoruz. Özet çıkarmak konuyu anlayıp anlamadığımızı bize gösterir, ezberden arınmış öğrenmeyi sağlar. Eğer özetini çıkaramıyorsak, anlamamışız demektir-tekrar geri dönmek gerek. Özeti tam cümlelerle yapmak da gerekmiyor aslında, anahtar kelimeleri yazmak da iş görür. Öğrenilen bilgileri karmaşık anlatmak aslında tahmin edildiği gibi anlamayı göstermez. Anlatılanı basit bir şekilde de anlatabilirsiniz; hatta daha iyi bile olur. Grafikler, tablolar ya da çeşitli görsellerle çalışmak da son derece etkilidir.

Haberin Devamı

BUNU NEDEN ÖĞRENİYORUZ?
Bir üst bilişsel seviyeye çıkarsak, öğrencilerimizin sınıflarda hep sorduğu bir soruya geliriz: “Bunu neden öğreniyoruz?” Bu soru son derece geçerli bir soru. Çalışılan metin ya da parça her neyse onu neden öğrendiğimize dair bir açıklama getirmek, ona bir anlam yüklemek gerek. Yoksa öğrenmek ve akılda tutmak zorlaşıyor; iş yine ezbere dönüyor. Neden öğrendiğini bilmezse öğrenci, o bilgiyi hayatın içinde kullanamıyor. Kullanamazsa da bilgi kopuk oluyor; adeta havada asılı kalıyor ve öğrenci sonrasında hiçbir şekilde hatırlamıyor. Onun için öğrenirken sebep-sonuç ilişkileri, tümevarım-tümdengelim gibi yöntemler oldukça etkili.

Haberin Devamı

Bir üst bilişsel seviyeye daha çıkarsak, bu seviyede sorgulamayı buluruz. Başka bir deyişle, “Bu niçin böyle?” deyip araştırmaya yönelmek. 21’inci yüzyıl becerilerinden olan eleştirel düşünmenin bir parçasıdır sorgulamak ve araştırmak. Sorgulamak deyince, farklı kaynaklara başvurmayı kastediyoruz. Bu kaynaklardan aklımıza takılanları araştırmak ve öğrendiklerimize daha da anlam katmak.

Son söz olarak şunu diyebiliriz: Etkin öğrenme ve gelişme için çocuklarımızı ve öğrencilerimizi iyi gözlemlememiz gerekir. Her çocuk kendi özellikleri içinde gelişir ve özgün, bireysel potansiyel taşır. Aileler ve eğitimciler onlarla, destekleyici ve duyarlı ilişkiler kurarak onlar için en uygun öğrenme ve gelişme yöntemleri sağlama yoluna gitmeli. Çocuklar, düşük tehdit ve yüksek destek koşulları altında yüksek edim sergilerler. Onun için yetişkinler, çocukların deneyimlerini ve ihtiyaçlarını olumlu tutum ve davranışlarıyla teşvik etmeli ve etkin öğrenmeyi desteklemeliler.

Haberin Devamı

Okulların açıldığı ve ikinci dönemin başladığı şu sıralarda tüm öğrencilerimize zihin açıklığı ve başarılar diliyoruz.

PROF. DR. ZEYNEP KIZILTEPE KİMDİR?
1978’de Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olan Prof. Dr. Zeynep Kızıltepe, yüksek lisansını da burada tamamladı. Doktorasını ise Exeter Üniversitesi’nde yaptı. Halen Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görevini sürdüren Kızıltepe’nin, çalışma alanları arasında; gelişim, öğrenme, motivasyon, öğretmen yetiştirme bulunuyor.

BAKMADAN GEÇME!