Güncelleme Tarihi:
ÖSYM’nin kuruluş ateşini yakan üniversite sınavlarına akademik yolculuğun bir aracı olduğundan her yıl daha da fazla ilgi duyulmaya başlandı. Bazı özel yıllar hariç yıldan yıla kademeli olarak katılımların arttığını hep izledik. Üniversite sınavlarına katılma yolculuğuna 1980 yılında 466 bin 963 aday çıkmıştı. 1990 yılında başvuru sayısı 892 bin 975’e yükseldi. 2000 yılında ise 1 milyon 407 bin 920 aday sınavlara başvuru işlemlerini gerçekleştirdi. Lise mezuniyetinin toplumsal hayatta ve istihdamda önemini yitirmesi ile birlikte akademik hayata geçiş daha da ilgi çeken bir süreç olmaya evrildi. 2000’li yıllardan sonra artış hızı biraz yavaşlasa da sınav başvurusu ve akademik eğitim talebi hep artarak devam etti. 2010’da 1 milyon 587 bin 866 olan başvuru sayısı 2020’de 2 milyon 436 bine kadar yükseldi.
2022’DE 3 MİLYONU GEÇTİ
Sınava başvuru sayısındaki en dinamik artışın ise 2022’de olduğunu görüyoruz. 2021 yılında 2 milyon 607 bin 715 olan başvuru sayısı puan barajlarının kaldırılması ile birlikte 2022’de bir anda 3 milyon 243 bin 334’e yükseldi. 2023 ise üniversite sınavları tarihinin en yüksek başvuru alan yılı oldu. Hem barajların olmayışı hem de Kahramanmaraş merkezli depremin etkisi ile birlikte o bölgedeki illerden sınav ücretinin alınmamış olması başvuruları 3 milyon 527 bin 443’e yükseltti. Sınavın uygulandığı son yıl olan 2024’te ise başvurular 3 milyon 120 bin 870 olarak noktalandı. Bu azalmada hem sınav ücretlerindeki artışın hem de barajların kaldırılmasından umduğunu bulamayan kitlenin yeniden sınava girme fikrinden vazgeçmesinin etkili olduğunu söyleyebiliriz.
DÜŞÜŞ DEVAM EDEBİLİR
Tam da sınav başvurularının devam ettiği şu günlerde bu yazıyı kaleme alıyor olduğumuzu belirtip 2025 yılı için bir öngörüde bulunmak istersek başvuruda düşüş trendinin yine devam edebileceğine ilişkin beklentilerimizin olduğunu belirtmek isterim. Bu yıl yeniden 3 milyonun altına inebileceğimiz bir yıl olabilir. Geçen yıl 3 milyonun biraz üzerinde çıkmasında 60 aylık olarak ilkokula başlayanların lise son sınıf düzeyinde olduğu ilk yıldı ve ilkokula başlayan öğrenci sayısında 400 binin üzerinde bir artış yaşanmıştı o yıl. Geçen yıl bu yüzden lise son sınıf düzeyindeki 890-900 bin bandında gerçekleşen katılımlar 1 milyon 100 bine ulaşmıştı. Bu yıl lise son sınıf düzeyindeki aday sayısının yeniden 850-900 bin bandına gerileyecek olması başvurunun ateşinin yükselmeyeceğine dair beklentimizi destekleyen bir durum. Mezun sayılarında da önemli bir farklılık beklemiyoruz.
4 ADAYDAN 1’İ SINAVA İLK KEZ GİRDİ
Üniversite sınavlarının diğer bazı sınavlardan en önemli farkı sınava birden çok kez girilebilmesi ve bir yaş ya da süre sınırının olmaması. Aşağıdaki grafikte 2024 yılında sınava girenlerin sınava kaçıncı kez girdiklerine ilişkin oranları görebilirsiniz. 2024 yılında lise son sınıf düzeyinde sınava başvuran adayların yüzde 46’ye ulaşması sizi yanıltmasın. Son yıllarda bu oranlar yüzde 25-30 arasında gidip geliyor. Diğer bir ifade ile sınava giren her 4 adaydan 1’i ilk kez bu sınava girerken kalan 3 adayın daha önce bu deneyimi en az bir veya birden çok kez denediğini söylersek yanlış olmaz.
PUAN BARAJI ETKİLEDİ
Üniversite sınavları hep test tekniğine uygun olarak yapılsa da çeşitli yıllarda farklı isim ve soru standartları ile öğrencilere sunuldu. ÖSS, ÖYS, YGS, LYS derken 2018 yılından itibaren TYT ve AYT testlerinden oluşan 2 oturumlu YKS sistemi uygulanmaya başlandı ve hala aynı sistem devam ediyor. TYT her adayın girdiği ortak sınavlardan biri ama özellikle lisans programları dediğimiz 4, 5 ya da 6 yıllık programlar için adayların AYT’ye de girmeleri gerekiyor. İşte ilk uygulamadan son uygulamaya kadar adayların sadece TYT veya hem TYT hem de AYT’ye katılım sayılarını aşağıda bilginize sunduk. Özellikle puan barajının olmadığı 2022 ve sonrasındaki artışlar dikkat çekici.
TERCİH REKABETİ
Üniversite sınavlarına başvuru talebinin bu kadar yüksek olmasına rağmen kitlesel öğrenci profilinin zayıflığı nedeniyle daha başlamadan yarışı bırakan çok sayıda öğrencinin de olduğuna şahit oluyoruz. Başvuran her 100 öğrenciden 9’u sınava girmiyor, 2’si puan hesaplanacak sayıda net elde edemiyor. 34’ünün puanı hesaplansa da tercih yapma motivasyonunu sağlayacak başarı elde edemediğini düşünerek tercih yapmıyor. Özetle tercih rekabeti her 100 öğrenciden 55’i arasında yaşanıyor. Bazen bu oran 45’e kadar gerileyebiliyor. Örneğin geçen yıl başvuru yaparak yola çıkan 3 milyon 120 bin adayın 1 milyon 670 bini ÖSYM’nin Aday İşlemleri Sistemi’ne tercih bildiriminde bulundu. Bunlardan de 1 milyona yakını yerleşmeyi başararak üniversiteli oldu.
Aday performansının düşüklüğünü sınav ortalamaları da destekliyor. Hemen hiçbir testte yüzde 50’nin üzerine genelde çıkamıyoruz. Bazı testlerde soruların ancak yüzde 20’sini doğru yapabiliyoruz. Puanların, yanlışların doğruyu götürdükten sonra hesaplandığını düşündüğümüzde tüm sınavda aday başarı performansımızın ortalama yüzde 25-30 arasında olduğunu söyleyebiliriz.
BAZI KONTENJANLAR AZALIYOR
Rekabetin yüksek olması ve üniversite kapısındaki yığılmayı azaltabilmek adına 2010 yılından sonra hızlı bir kontenjan artırma ve üniversite açma çabasına girdiğimizi de söyleyebiliriz. Ancak artık bunun da sınırına geldiğimizi ve üniversite kontenjanlarını artırarak buradaki niteliği artıramadığımızı gözlemlemeye başladık. Üniversiteye yerleşen ve mezun olan sayısı arttıkça mezuniyetin ve diploma niteliğinin düştüğünü de üzüntüyle izliyoruz. 2023 Yılında 1 milyon 89 bine kadar yükselen üniversite kontenjanları 2024’te ikinci öğretim programların kapatılması ile birlikte 1 milyon 20 binlere kadar geriledi. İtibar kaybına uğrayan ve güncelliğini yitiren bazı programların bu yıl da kontenjanlarının azaltılmasını bekliyoruz. Bu yıl üniversitelerin 950 bin ile 1 milyon arasında bir kontenjan sunacağını tahmin ediyoruz.
Başvurular ne olursa olsun, sınava iyi hazırlanan aday için rekabet milyonlar arasında değil 50-100 bin aday arasında yaşanıyor. Ben bir kişiyim ve geçmem gereken 3 milyon kişi var penceresinden baktığınızda bu ağır bir stres yaratıyor olabilir ama işin aslı hiç de öyle değil. Tek bir doğruyla yüz bine yakın adayı geçtiğinizi düşündüğünüzde ufacık başarılar da sizin sınavda iyi bir yerde olmanıza imkan sunuyor.
O halde başvurunuzu eğer yapmadıysanız hemen yapın ve çalışmalarınıza hiç ara vermeden devam edin. Hazirana kadar alacağınız çok yol cebinize koyacağınız çok puan var. Başarının öznesi de sizsiniz sevgili gençler…
SALİM ÜNSAL KİMDİR?
1968 Yılında Sivas’ta doğdu. İlk ve ortaöğrenimini aynı şehirde tamamlayıp 1988 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümünde lisans eğitimine başladı. 1992 Yılında Psikoloji bölümünü başarıyla tamamlayarak psikolog unvanı aldı. Askerlik hizmetinden sonra 1995 Yılında Kültür Eğitim Kurumları’nda rehber öğretmenlik görevine başladı. 2002 Yılından itibaren yine aynı kurumun rehberlik bölüm başkanlığı görevini yürüttü. 2007 Yılında kurum bünyesinde kurulan Kültür Rehberlik ve Ölçme Değerlendirme Akademisinin Genel koordinatörü oldu. 2015-2019 Yılları arasında da kurumun eğitim ve rehberlik hizmetlerinden sorumlu genel müdür yardımcılığını görevini yürüttü. Halen Nişantaşı Üniversitesi bünyesinde Üniversite Tercih Merkezi adlı web sitesinin editörlüğünü ve yayın danışmanlığını sürdürüyor. Evli ve üç kız babasıdır.