PISA’nın patronundan kaliteli eğitimin sırları: Para her şey değil

Güncelleme Tarihi:

PISA’nın patronundan kaliteli eğitimin sırları: Para her şey değil
Oluşturulma Tarihi: Eylül 04, 2017 21:48

OECD’nin 3 yılda bir 15 yaş düzeyinde öğrencilere uyguladığı Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı’nın (PISA) direktörü Andreas Schleicher, kaliteli eğitim için gerekenleri anlattı. Eğitime ayrılan paranın her şey olmadığını vurgulayan direktör, “Önemli olan ne kadar değil, nasıl harcadığınız” dedi.

Haberin Devamı

EKONOMİK İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Eğitim ve Beceriler Başkanlığı Direktörü Andreas Schleicher, fikir paylaşım platfromu TED’in radyo saatlerine konuk oldu. Başarılı eğitim sistemlerinin özelliklerine değinen Schleicher, yüksek gelir grubundaki ülkelerin eğitimde başarılı olmayabildiğini söyledi.

VİETNAM ÖRNEĞİ

Vietnam’ı örnek gösteren tecrübeli direktörün konuşmasından öne çıkanlar şöyle: “Eğitime yatırım, ülkelerin geleceğini güven altına almaları için ümit vadeden yollardan biri. Aslında eğitim için harcanan parayla son PISA 2015 sonuçları arasında sürpriz bir ilişki var. İyi eğitim sistemleri dünyanın her köşesinde. Asya’da Japonya, Çin-Şangay, Singapur; Avrupa’da Finlandiya, Estonya; Kuzey Amerika’da Kanada. Örneğin Güney Kore, OECD ülkeleri içerisinde PISA 2015’te en iyi performansa sahip ülkelerden. Fakat öğrenci başına harcaması, OECD ortalamasının altında. Polonya’da 6’dan 15 yaşına kadar bir öğrenci için 68 bin dolarlık harcama yapılıyorken, ABD’de bu 115 bin dolara çıkıyor. Fakat ABD’nin bu ek harcamasının PISA’da beklendiği gibi bir avantaj sağlamadığını gördük. Vietnam düşük gelir grubunda ama eğitim sistemi mükemmel. ABD’den çok daha iyi sonuçlara sahip.
Dünya artık zengin-iyi eğitimli ile yoksul-zayıf eğitimli ülkeler olarak ayrılmayacak. Başarı sadece eğitime ne harcadığınızla ilgili değil, mesele onu nasıl kullandığınız. Yetenekli eğitimcileri nasıl yetiştiriyorsunuz? Rekabetçi sınıflarınız var mı? Bunlar kaliteyi doğrudan etkiliyor. Parçalanmış hükümet yapısına sahip ülkelerde fon akışında şeffaflık ve koordinasyon azalıyor. Eğitim sistemlerine maddi kaynak ayırırken ülkelere tavsiyemiz, daha fazla şeffaflık. Eğitimde eşitlik, kalite ve verimliliği bir araya getirmek için kaynakları nasıl dağıttıklarına da dikkat etmeliler.

Haberin Devamı

ALGILAR BELİRLEYİCİ

Kültürel çeşitlilik, eğitim için bir meydan okuma. Bazı ülkeler sosyal çeşitliliği çok iyi yönetebiliyor. Göçmen öğrencilerle yerliler arasında PISA 2015’te benzer sonuçlar alan Kanada, bunun için iyi örnek.

Haberin Devamı

Öğrencilerin algıları da eğitimin nasıl olduğuyla ilgili önemli ipuçları veriyor. Örneğin ABD’de öğrencilerin çoğu matematikte başarıyı yakalamak için doğuştan gelen bir yetenek olması gerektiğine inanıyor. Ama Asya’da durum başka. Çin’de 10 öğrenciden 9’u gerçekten iyi hazırlanır ve öğretmenlerinin verdiği görevleri doğru yaparsa başarılı olacağını dile getiriyor.
Başarılı eğitim sistemlerinin en güçlü yönlerinden biri de, ülkenin gerçekten başarılı ve yetenekli insanlarının dikkatini eğitimci olmaları için çekebilmeleri. Özellikle Finlandiya bunu iyi yapıyor. Bu ülkeler öğretmenleri için iyi kariyer yolları sunuyor, işbirliklerini destekliyor ve eğitimcilerine özerklik veriyor. 

Haberin Devamı

KALABALIK SINIF BAŞARIYI ENGELLEMEZ

ABD ve Çin’de öğretmen-öğrenci oranı neredeyse aynı. Çin’de sınıflardaki öğrenci sayısı neredeyse ABD’dekinin iki katı. Ancak Çinli öğretmenler, derslere daha çok hazırlanıyor. Öğretmen işbirliği ve ailelerle ortak çalışmalar teşvik ediliyor. ABD’de ise sınıfta daha az öğrenci olsa da düşük maaş, eğitimcilerin dersleri için daha az hazırlık yapabilmesi ve yetersiz işbirliği yaşanıyor. PISA 2015 sonuçlarına baktığımızda ABD, Çin’in oldukça gerisinde. Yani sınıfların kalabalık olması başarının önünde engel değil. Bu, eğitim politikalarını üretenlerin yaklaşımlarıyla ilgili.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!