Okuma alışkanlığı e-kitapla sağlanabilir mi?

Güncelleme Tarihi:

Okuma alışkanlığı e-kitapla sağlanabilir mi
Oluşturulma Tarihi: Ocak 31, 2022 10:02

E-kitap bilgisayarlar ya da taşınabilir elektronik kitap okuyucuları ile okunmak için tasarlanmış, kâğıda basılmayan ancak basılı kitapların bütün özelliklerini barındıran, ek olarak okuyucuya yeni kolaylıklar sağlayan kitap biçimidir. E-kitap, bilgisayarların da ticari olarak üretilmeye başlandığı 1960’lardan itibaren düşünülmeye başlandı. 1971 yılında Michael Hart’ın Illinois Üniversitesi’nde 10 bin kitaptan meydana gelen bir elektronik halk kütüphanesi oluşturma hedefi olan “Project Gutenberg” ile geniş kitlelere ulaşmayı amaçlayan e-kitap, temelde üç ana bileşenden oluşur: Donanım, Yazılım, Standartlar/Konsorsiyum.

Haberin Devamı

ABD’li bilgisayar programcısı ve yazar Alan Curtis Kay 1968 yılında dizüstü ve tablet bilgisayar ile e-kitap okuyucu cihazların atası olarak kabul edilen DynaBook adını verdiği bir cihaz tasarladı. 1972’de bu cihazın özelliklerini tanıttığı “A Personal Computer for Children of All Ages” başlıklı makaleyi kaleme aldı. 1998 yılında ABD’de kurulan netLibrary Inc. altı aylık bir deneme için 100 halk kütüphanesine 1500 e-kitap önererek, ilk e-kitap satış denemelerinde halk kütüphanelerini hedefledi. Sonraki yıllarda okullarda bazı klasik eserlerin ve ders kitaplarının yanı sıra ünlü korku romanı yazarı Stephen King’in “The Plant” ve “Riding the Bullet” adlı romanlarının, e-kitap olarak yayımlanarak, hizmete sunulması bu kitapların kullanımını ve bilinirliğini arttırdı.

Haberin Devamı

OKUMAK İÇİN MAZERET KALMADI
2000’lerin başından günümüze, bir sektör haline gelen e-kitap hakkında çeşitli akademik çalışmaların yapıldığı, gazete ve dergilere konu olma niteliği de kazandı. Bu bağlamda e-kitap yazılım ve donanımı üreticileri tasarladıkları ürünlerini ardı ardına piyasa sürdüler. Ancak bu yeni teknoloji ardında sosyal hayat, kütüphaneler, eğitim, hukuki düzenlemeler, okuma alışkanlığı gibi yeni sorun, tartışma, kural ve düzenlemeleri de beraberinde getirdi. Farklı değişken ve argümanlar süzgecinden e-kitapların okuma alışkanlığına etki edebilecek avantajlarına bir göz atalım: Bu noktada açıklanması gereken konulardan biri de elektronik ortamda erişilen içeriklerin kitap özelliği/niteliği taşıdığı takdirde e-kitap olarak adlandırılması gerekliliğidir. Zira kitap, oluşturulduğu ortam her ne olursa olsun teknik olarak 49 sayfadan az olmayan ve bir konuyu belirli bir düzen içinde sunan yapıt olarak tanımlandı. Diğer tarafta ise hem yazarların hem de yayıncıların hedef kitlesi olan kullanıcı (bazen müşteri) ya da okuyucu yer alır ve tüm kurgu, dizayn/strateji onlar için yapılır. E-kitap teknolojisi ile okumak için mazeret kalmadığı söylenir; ışığını ayarla, yazı karakteri ve puntolarını değiştir, istediğin sayfaya git, üstüne yaz, çiz, sil, kıvır, çevir, işaretle, sözlük kullan, istediğin yere istediğin miktarda rahatlıkla taşı, gözlerin yoruldu ise bas dinle, “kitap almak” yerine “kitap indirmek” herhalde daha cazip, eğlenceli ve hızlı. “Pilini doldur, şarj cihazını unutma yeter…” Öyle ki bazı bilgisayar oyunu firmaları, sadece oyun konsollarında okunabilen/çalışan çocuk-genç romanları ve çizgi romanlar bile üretti. Günümüz teknolojisi ile e- kitaplara eklenecek animasyon, film, ses kaydı, bilmece/bulmaca ve faydalı linkler okumayı ve araştırmayı daha keyifli hale getirebilir.

Haberin Devamı

Dijital kitaplar/süreli yayınlar, ülkemizde de çok sayıda örneği olan dijital/elektronik kütüphanelerin oluşturulmasında belirleyici oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü, Üniversiteler özellikle pandemi sürecinde dijital kütüphane hizmeti ile okuyucularını bilgi kaynakları ile buluşturdu. Mekansız ve zamana uyum sağlayan birçok yenilik ve kolaylık sürekli gelişim halinde okuyucuları beklerken her yıl dünyada e-kitap sayısı belirgin biçimde artış gösteriyor. Örneğin dünyada e-kitapların yüzdesi 2013’te yüzde 13 iken 2018’de bu oran yüzde 26’ya ulaşarak 5 yılda yüzde 100 lük bir üretim artışı göstermiştir, bu da e-kitaplara olan talebin en belirgin göstergesidir.

Haberin Devamı

DEZAVANTAJLARI DA VAR
E-kitapların maddi ve hukuki açıdan dezavantajları da bulunmaktadır. Bu bir teknolojidir erişim ve dağıtım sorununu çözer, ancak okuma alışkanlığı, kendini yetiştirme, geliştirme bilinci, kitap sevgisi ve okuma hazzı ile ilgilidir. Zevk alınan, bilinçli olarak yaşam biçimi haline getirilen davranışlar, teknoloji ile etkileşime girdiğinde eski ve yeni arasında insanları bir tercihe sürükler. Burada sorulması gereken temel soru kişinin okuma kültürü edinip edinmediğidir. Özne teknoloji değil insan olduğu için teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin insanların (hangi yaşta olursa olsun) kitaplara bakış açısı, kitabın iyileştirici etkisi (bibliyoterapi) konusundaki deneyimleri belirleyici olacaktır. Eğer ülkemizde okuma alışkanlığını yaşam biçimi haline getirmek istiyorsak bu konuda gerçekçi stratejilere ihtiyaç vardır. Bu bağlamda eğer e-kitapların bunu kolaylaştıracağını düşünüyorsak e-kitapların kullanımını toplumun tüm katmanı için erişilebilir kılmak makul bir yöntemdir. Bunun ötesinde tabiri caizse elinin altındaki basılı kitaplar ile ilgilenmeyen, onun yaşamındaki yeri ve faydası konusunda bir inanca sahip olmayan bireyler teknolojiyi kitap okumak için kullanmayacaktır. Örneğin daha kolay para kazanmak, statü elde etmek, insanların dikkatini çekmek bireye daha cazip gelecektir. Okuma alışkanlığı, okuma tutkusu, kitap sevgisi toplumun tümü tarafından onaylanan, takdir edilen bir eylem olmadıkça ve bireylerin temel ihtiyaçlarını karşılamanın bu gibi entelektüel faaliyetlerin gelişiminde ön koşul olduğu bilinmediği sürece teknolojinin getirdiği yenilik ve kolaylıklar bir moda rüzgarı gibi gelir geçer. Günümüz teknolojisi kitap okuma alışkanlığını olumlu yönde etkiler ancak kitap okuma kültürünü değiştirmesini/pekiştirmesini beklemek oldukça iyimser bir yaklaşım olacaktır.

Haberin Devamı

PROF. DR. FATİH RUKANCI KİMDİR?
1974 yılının Haziran ayında Kastamonu’da dünyaya gelen Fatih Rukancı’nın çocukluk yılları memleketi olan Kastamonu’da geçti. İlk ve orta öğrenimini sırasıyla Gazipaşa İlkokulu, Merkez Ortaokulu ve tarihi Abdurrahmanpaşa Lisesi’nde tamamlayan Rukancı, 1991 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Kütüphanecilik Bölümü Arşivcilik Anabilim Dalı’nda lisans eğitimine başladı. 1995 yılında mezun olduğu bölümde 1996-1999 yılları arasında yüksek lisans eğitimini tamamladı. 1999-2003 yılları arasındaki doktora eğitimiyle Bilgi ve Belge Yönetimi alanının ilk Doktora mezunu oldu. 2008 yılında Yardımcı Doçent, Haziran 2009’da Doçent unvanı alan Rukancı 2013-2015 yılları arasında Bölüm Başkan Yardımcılığı yapmış, 2015 Şubat ayından bu yana Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü’nde profesör unvanıyla görevine devam ediyor. Akademik çalışmalarını Arşivcilik, Osmanlıca, E-kitaplar, Hukuk Kaynaklarına Erişim, Kitap dışı Materyaller, Kütüphanecilik Tarihimiz, Yazma ve Nadir Eserler konuları üzerinde yoğunlaştıran Rukancı, 2002 yılından itibaren Bilgi ve Belge Yönetimi adını alan bölümde bu konularda dersler veriyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!