Okul seçerken tek kriteriniz ‘sınav başarısı’ olmasın

Özel okul temsilcilerinin önerileri şöyle:

Hedeflerin büyük tutulmasında sakınca yok ancak...

Cem Gülan (Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Yönetim Kurulu Eş Başkanı): Son yıllarda veliler okul seçimlerini ne yazık ki sadece başarı odaklı yapıyorlar. Tabii ki çocuğunun başarılı ve iyi bir geleceğe sahip olmasını istemek herkesin hakkı ancak tek kriter bu mu olmalı? Veliler anaokuluna çocuğunu kaydederken bile öğrencilerinin ortaöğretime, üniversiteye geçiş oranını soruyor. Yine neredeyse her veli Galatasaray Lisesi’ni ya da bir adım ilerisinde ilk 1000’den öğrenci alan üniversiteleri hedef alıyor. Hedeflerin büyük tutulmasında sakınca yok ancak bu okullara 1 ya da 2 milyon öğrenciden sadece ilk 1000 aday girebiliyor. O zaman öncelikle velinin kendisine şu iki soruyu sorması gerekiyor:
- Çocuğum bu hedeflere ulaşacak kapasiteye sahip mi?
- Bu hedeflere ulaşmak için neleri feda edeceğim?
Diğer yapılması gereken ise
o okulun öğrencileri, velileri
ve mezunlarından bilgi almak.
En azından 3-4 mezun kurum hakkında iyi konuşuyorsa, kendi çocuğunu da oraya gönderiyor veya göndermeyi düşünüyorsa olumlu bakılabilir. Okulun bu kalitesini devam ettirip ettirmediğini görmek için mevcut veli ve öğrencisiyle de görüşmek gerekiyor.

Liselere kayıt takvimine dikkat!

Bu yıl ayrıca çocuğu TEOG ortak sınavlarına giren velilerin, kısa süre sonra kesin şekli açıklanacak olan taslak kılavuzdaki kayıt takvimini çok iyi anlaması gerekiyor. Çünkü hedeflerine ulaşmakta kesin kararlı olmaları lazım. Taslakta özel okul kayıtlarının24 Haziran-10 Temmuz tarihleri arasında yapılacağı açıklandı. Eğer bir veli kayıt hakkını kesin olarak özel okuldan yana kullanmışsa daha sonraki süreçte devlet liseleri için tercih yapamayacak. Nakil döneminde resmi okullarda boşluk varsa başvuru yapabilecek.

Bu durum değişmezse veli açısından kısıtlayıcı olduğundan bazı aileler öncelikle devlet okulu için tercih yapmak isteyebilir. Ailelerin konuya iyi hakim olması ve doğru strateji belirlemesi kendi çocukları için önemli imkanlar yaratabilir.

Eğitimin “pardon”u yok
İbrahim Taşel (Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği Başkanı): Okul seçimi, yaşam başarısı için atılacak en önemli adımdır. Velilerimizin okul tercih ederken sadece bugünü değil, çocuklarının yarınlarını da dikkate almaları gerekiyor. Eğitimin “pardon”u yok. Bu nedenle okul tercihi yaşamdaki diğer seçimlerden daha fazla titizlik gerektiriyor. Okul araştırmasının çok yönlü yapılması şart. Sadece fiziki mekânların ya da dışa yansıyan tanınmışlığın tek ölçü kabul kabul edilmesi doğru değil. Ayrıca okul ücretleri de kaliteyle eşdeğer olmuyor. Kurumun temel felsefesinden, yardımcı hizmetlerine kadar kaliteyi etkileyen her unsurun araştırılması lazım.

İşe kuruculardan başlayın

Araştırma yaparken işe okulun kurucularının geçmişi, kurumun tarihçesi, kuruluş felsefesi ile başlamak gerekiyor. Yıllar içerisinde başarısını istikrarla sürdürenler öncelikli tercih edilmeli. başarı derken, sadece merkezi sınavlarda elde edilen başarıları kast etmiyoruz. Öğrencinin kişisel gelişimine kattıkları, çocuğun duygularını ve değerlerini yaşamına aktarabilme becerisi, sanat, spor, kendini ifade edebilme gibi temel yaşam becerilerinde gösterdiği başarıdan söz ediyoruz. Bir okuldan sadece akademik alanda başarılı insanlar çıkmıyor. İyi bir sporcu, tiyatrocu, usta bir yazar, iş ve siyaset hayatında etkin insanlar çıkıyor. Bunlar da o kurumun başarı grafiği içinde değerlendirilmeli.

Geçmişin izlerini görmek istersiniz

okul öyle bir şey ki, 30 yıl sonra dönüp geldiğinizde çocukluğunuza, gençliğinize ait izleri orada görmek istiyorsunuz. Bu nedenle değişimlere ayak uydururken, geleneksel yapısını ve felsefesini koruyan kurumlar olması da çok önemli bence.

Diğer önemli unsur ise akran ilişkileri. Özellikle öğrencinin kötü alışkanlıklar kazanmayacağı, toplumun kültürel yapısından kopmayacağı ve farklı gelir düzeylerinin, dillerin, dinlerin, ırkların varlığına saygılı birortamın oluşup oluşmadığının da incelenmesi gerekiyor. Hoşgörüyü ve birbirine saygıyı sindirmiş bir öğrenci grubunun oluştuğu okullar yaşam başarısı için önemli bir adımın başlangıcı demektir.

Kendinize bunları sorun!

- Çocuğum bu okuldan sağlıklı bir şekilde mezun olur mu?
- Burada mutlu olacak mı?
- Bu okul benim çocuğumun kapasitesini ortaya çıkarıp kendisine ve bana gösterebilecek mi, bu kapasiteyi sağlıklı bir şekilde yükseltebilecek mi, onu kapasitesinin maksimum noktasına ulaştırabilecek mi?
- Gerçek yeteneklerini ve yönelimlerini tespit edebilecek mi?
- Yeterli derecede sanat ve sporla ilgilenebilecek, kendisini bu alanlarda geliştirebilecek mi?
- Öğrencilerini hayata uyum sağlayabilecek şekilde mi yetiştiriyor?
- Çocuklar yeteri kadar sosyalleşip insan ilişkilerini geliştirebilecek mi?
- Okul ortamı güvenli mi, öğrenciler tehlikelerden korunabilecek mi?
- Onun gelecekte en büyük ihtiyacı olan yabancı dilleri öğretebilecek mi?
- Okul bilgi teknolojilerini kullanmayı öğretiyor mu, bunu öğretirken çocukların sosyalleşmesi ve kitap okumayı sevmesi gibi konularda tedbir alıyor mu?
- Öğrenciye özgüven, kararlılık, kendini ifade edebilme, yazma, okuma ve araştırma, analiz ve sentez yapabilme, iletişim kurabilme gibi temel yaşam becerileri kazandırılıyor mu?
- Değerler ve duygu eğitimi ile ilgili hangi çalışmalar yapılıyor?
- Yeterli ve etkin rehberlik hizmetleri sunuluyor mu?
- Okula ulaşım imkanları yeterli ve güvenli mi?
- Köklü bir geçmişe ve geleneklere sahip mi?
- Toplumda kabul gören ve diploması değerli bir okul mu?
- Mezunları okuldan memnun mu, iyi yerlere gelmişler mi ve mutlular mı?
- Mezunları yurtdışında eğitim hayatlarına devam etmek istediğinde kabul görüyorlar mı?
- Okul uluslararası programları uyguluyor mu, öğrencilerine çeşitli alanlarda geçerli sertifikalar veriyor mu?
- Yeterli ve sağlıklı beslenme imkanları var mı?
- Öğrencilerine, eksikleri konusunda takviye imkanı sunuyor mu?