Öğrencileri kitabını çıkardı

Güncelleme Tarihi:

Öğrencileri kitabını çıkardı
Oluşturulma Tarihi: Haziran 04, 2018 21:11

Oktay Tuncer, 40 yıllık eğitimci. Üstelik bunun 27 yılını Kabataş Erkek Lisesi’nde öğretmenlik yaparak geçirdi. Okulun duayen hocalarından biri oldu. Yaşarken okula büstü dikildi. 10 yıl önce emekli olsa da öğrencileri onu hiç unutmadı. Eski öğrencilerinin basıma hazırladığı şiir kitabı raflarda yerini aldı.

Haberin Devamı

Eğitime adanmış bir yaşamın kahramanı o. 40 yıllık öğretmenlik hayatının 27 yılı en köklü okullardan birinde, Kabataş Erkek Lisesi’nde geçti. Türk dili ve edebiyatı öğretmeni Oktay Tuncer, lisenin ‘efsane’ hocaları arasında yerini aldı. Öyle ki okula 4 Haziran 2006’da büstü dikildi. Emekli olmasının üzerinden 10 yıl geçse de öğrencileri tarafından hiç unutulmadı. Sadece Öğretmenler Günü’nde aramakla yetinmeyip, öğrencileri Tuncer’in şiirlerini kitapta toplayarak yayıma hazırladı. ‘Dönüş’, Mühür Kitaplığı etiketiyle raflarda. Bugün 82 yaşında olan Tuncer ile Ortaköy’deki evinde buluştuk. Hikâyenin en başından başlayarak, lise sıralarına 40 yıl uzaktan baktık.

YAŞANMIŞ ŞİİRLER
Oktay hoca, öğretmen olmaya lisedeyken karar veriyor. Ancak babası oğlunun Almanya’ya gidip tekstil üzerine bir meslek sahibi olmasını istediği için karşı çıkıyor. “Çok mücadele ettim. Babamı ikna ettim” diyerek anlatıyor. Meslek seçiminde kendi öğretmenleri de etkili. O yılları hatırlayarak, “Beni etkileyen öğretmenlerim oldu. Onlardan çok şey öğrendim. Mesela felsefe öğretmenim, Fransa’dan mezun, muazzam bir kadındı. Edebiyat öğretmenimiz, harkuladeydi” diyor. Sonunda istediği mesleği yapmaya başlayınca önce Kırklareli’ne atanıyor, sonra Kabataş Erkek Lisesi’ne. “En genç iki öğretmenden biriydim. Diğerleri çok yaşlıydı” diyor.

Haberin Devamı

Tuncer, sadece öğretmekle kalmayıp üretiyor da. İlk şiir kitabını 1961’de yayınlıyor. Yeni kitabı ise öğrencilerinin girişimiyle Mart 2018’de basılıyor. Dönüş’ü eline alıp sayfalarını çevirirken, “Bunlar hep yaşanmış” diyor ve ekliyor: “Bu şiirler, önemli dergilerde yayınlandı. Devamlı yazdım. Öğrencilerim bir araya gelerek çıkarmak istedi. Ben malzemeyi verdim, onlar hazırladı. Şiirler yazar, dergilere verirdim. Behçet Necatigil hocam olmadı ama arkadaşım oldu. Yayınevine şiir götürürken rastlaşır, sohbet ederdik.”

ÖĞRENCİLERİM HÂLÂ GELİR
Öğrencileriyle hâlâ görüştüğünü, ziyaretine geldiklerini söylüyor. “24 Kasım’da dolar burası” diyor: “Evlenmişler. Hepsi yaşlanmış. 25 yaşında kızı olan var. Çocuklarıyla geliyorlar ziyarete. İkinci okulum Şişli Terakki Lisesi’ydi. Oradan da geldiler. Sohbet ettik, muazzam bir şey. Öğrenci seviyor beni. Okuldaki büstümü yapan heykeltraş çocuk öğrencimmiş. Bana haber verdiler, ‘Öldükten sonra yapılır böyle şeyler’ dedim. Hayattayken büstü yapılan hocayım. Bu çok güzel.”
Öğrencileri arasında şair Küçük İskender, müzisyen İskender Paydaş da var. Küçük İskender’i sorduğumuzda “İki sene okuttum” diyor, “Dergi çıkarırdık. Gelir bana bilgi verirdi. Aramızda iyi iletişim vardı. Çok iyi öğrenciydi.” Oktay Tuncer, öğrencilerinin kendisini neden bu kadar sevdiğini sorduğumuzda ise omuzlarını kaldırarak, “Bilmiyorum” diyor. Hayatının 40 yılını eğitime adayan Oktay hocanın büstü Ömer Seyfettin, Galip Vardar, Behçet Necatigil, Kemal Gürsan’ın büstlerinin arasında okul bahçesinde yeni Kabataşlılara ışık saçmaya devam ediyor.

Haberin Devamı

SAİT FAİK SINIFTA CANLANIR
TUNCER’in öğretmenlere de tavsiyeleri var: “Öğretmenlik zor, herkesin yapacağı iş değil. Dersten önce hazırlık yapardım. Diyelim Sait Faik anlatılacak, kitapta metni var, okurum. Sorular varsa, beğenmediklerimi kullanmam, yenilerini eklerim. O sınıfta Sait Faik canlı bir örnek olarak ortaya çıkar. Fen sınıfları da dersimi çok önemser, fen dersi gibi çalışırdı. Nasıl oluyordu, bilmiyorum. Hata yapan mutlaka hesabını verecek. 2-3 ders sonra hatasının farkına varacak. Öğretmenler, beceriyorsa, üretmeli de. Dersi anlatıp, bitirmemeli. Öğrencileri tiyatroya götürürdüm. 5’er, 10’ar kişilik gruplar halinde Taksim’e tiyatroya giderdik. İzlerdik, sonra üzerine konuşurduk. Eğitim sadece sınıfta değildi.”

BAKMADAN GEÇME!