Öğrenci kendi başarısını neden sabote eder?

Güncelleme Tarihi:

Öğrenci kendi başarısını neden sabote eder
Oluşturulma Tarihi: Aralık 11, 2017 09:02

Hiç kendi kendinizi sabote ettiğiniz aklınıza geldi mi? Misafirlere en özenli sofraları kurup sonra yaptığınız yemeği henüz hiçkimse tatmadan eksiklerini saymaya başladığınız oldu mu? Ya da kendinizi gecelerce hazırladığınız iş raporunu teslim ederken daha iyisini yapmamanıza engel olan ufak tefek nedenleri sıralarken buldunuz mu?

Haberin Devamı

Sınıfın en başarılı öğrencisiyken üzerinizde hissettiğiniz baskıdan dolayı sınava girmeden önce neden tam puan alamayacağınızı sınıf arkadaşlarınıza sıralıyor musunuz? Hatta sonrasında, genelde yüksek not aldığınız için artık size kimse inanmıyor mu? Peki neden henüz performansı gerçekleştirmeden önce “en iyisini” yapamadığınız/yapamayacağınıza dair başkalarını uyarıyorsunuz?

Kendini sabotaj; bir görev yapılırken, potansiyel başarısızlığa veya beklenilen düşük performansa bahane olarak kullanılan, kendine zarar veren davranışlar olarak tanımlanıyor. Yani kendini sabotaj stratejisini kullanan kişi daha olay yaşanmadan, performans sergilemeden önce bahaneleri hazırlıyor. Böylece birey, istediği performansı sergileyemezse başarısızlığı dışsallaştırabilecek ve hayal kırıklığına karşı kendini koruyabilecektir. Yani öğrenci sınavda, “hasta olduğum için/ çok stresli olduğum için“ başarısız oldum diyebiliyor. Ama eğer birey hedefine ulaşırsa, “olumsuz koşullara” rağmen (örn. uykusuz olmasına rağmen) başardığı için kendini daha da kazançlı hissediyor. 

Haberin Devamı

BAHANELER MOTİVASYONU AZALTIYOR

Kendini sabote etmek için kullanılan bahanelerle duruma ilişkin açıklama yapmak birbirine çok benzemesine rağmen, ikisi arasındaki temel fark; bahanelerin motivasyonu azaltmasıdır. Çünkü bahaneler genellikle başkalarını suçlama, kötü sonuçları iyi gibi gösterme ve geleceğe dair düşük beklentiler içeriyor. Oysa o anda gerçekleşen bazı aksaklıklar nedeniyle performans kaybı yaşadığını düşünen kişinin, açıklama yaparken hâlâ görevle (sınavla) ilgili motivasyonu yüksektir.

Akademik anlamdaki “kendini sabotaj” ise, “başarısızlık korkusu nedeniyle kişinin algılanmış yeterliliğini korumak veya artırmak için akademik alandaki performansın önüne engeller yaratmak” olarak tanımlanıyor. Akademik sabotajı, göreve (örn: sınava, ödeve, sunuma vb.) karşı duyulan kaygı ve özgüven eksiliği tetikliyor. Ayrıca, mükemmeliyetçi beklentiler de akademik sabotajı yükseltiyor.

AKADEMİK BAŞARIYI BALTALIYOR

Aslında insanlar kendini sabotaj stratejilerini, kendileriyle ilgili algıyı manipüle etmek ve başarısızlık ihtimaline karşı benlik saygısını korumak için kullanıyor. Akademik sabotaj yöntemleri arasında erteleme, çabalamama, vazgeçme, sınav kaygısı ve hastalık olarak sayılabilir. Kısa dönemde de bu stratejiyi kullanmak benlik saygısını korumak için işlevsel ve cazip görünüyordur. Ama uzun süre bu strateji kullanıldığında kişide sorumluluk, emek harcama, öz farkındalık gibi eksiklikleri teşvik ettiği için zarar veriyor.

Haberin Devamı

Araştırmalar uzun dönemde kendini sabotajın içsel motivasyonu azalttığını, olumsuz ruh halini, depresyonu, uyuşturucu kullanımını ve sağlık sorunlarını artırdığını gösteriyor. Özellikle, öğrenciler tarafından akademik kaygılarla kullanılan bu strateji aslında akademik başarıyı baltalıyor. Akademik başarısı hem düşük hem de yüksek öğrenciler bu stratejileri kullanmasına rağmen düşük olan öğrencilerin başarıları daha çok zarar görüyor. Bunun nedeni kullanılan stratejilerdeki farklılıktır. Başarısı düşük öğrenciler erteleme, ilgisi olmayan aktivitelerle aşırı ilgilenme; madde, ilaç ve alkol kullanma, yeterli pratik ve alıştırma yapmama gibi stratejileri daha sık kullandıkları için akademik başarılarının daha çok zedelendiği görülüyor. Landers (2011) kendini sabotajın etkilerini azaltmak için öğretmenlerin kullanabilecekleri pek çok strateji öneriyor:

Haberin Devamı

1- Bilgilendirin: Öğrencileri kendini sabotajla ilgili bilgilendirin. Kendini sabote etmeyi engellemede ilk adım kendinin farkında olmak ve “ertelemek, vazgeçmek ve çabalamamak” gibi en belirgini kendini engelleyici davranışları terk etmektir. Bunun için kendinize sorun, “Orada ne yaptım?” “Buna neden olan neydi?” Kontrol edilmesi gereken korku mu, endişe mi yoksa kin duygusu mu?

2 - Okulda kendini sabotajı caydıracak bir ortam yaratın: Bunun için;

  • Öğrencileri hem akademik hem de sosyal açıdan destekleyin, 
  • Görevde kalmanın neden önemli olduğunu ve ders hedeflerinin görevde kalmakla olan ilgisini açıklayın,
  • Adil bir öğrenme ortamı yaratın ve başarıya giden gücün öğrenci ve öğretmen tarafından paylaşıldığını vurgulayın.

3 - Öğrencileri yarıştırmayın: Öğrencileri birbirleriyle yarıştıracak sözlerden kaçının. Rekabeti motive etmek için kullanmayın. Not için katı rekabetler kesinlikle iyi bir fikir değil, fakat notlardaki farklılıkları açıklamak (en yüksek en düşük notları ve ortalamayı vermek) diğerlerine nazaran ne kadar başarılı olduklarını hissettirmek işe yarayabilir. Bu durum, “Bu ders çok zor, herkes başarısız” gibi iddiaları geçersiz kılar, öğrencilere daha iyi bir perspektif vermek ve yapılabilir olduğunu göstermek için etkili araç olabilir.

Haberin Devamı

4 - Öğrencilere öğrenme stratejilerini öğretin: Öğrenme stratejilerinden dikkat stratejileri, tekrar stratejileri, anlamlandırmayı artıran stratejiler, yürütücü biliş stratejileri, duyuşsal ve güdüsel stratejiler hakkında öğrencilerle velileri bilgilendirin ve somut örneklerle bu konuda farkındalıklarının gelişmesine öncü olun.

5 - Motive edin: Öğrencilerin neden performans sergilemek için motive olmaları ve bu hedefler için çalışmaları gerektiğini düşündürücü aktiviteler yapın. Örneğin, “gelecekte nasıl bir hayat istiyorsunuz?”, “o hayata ulaşmak için yapılması gerekenler neler olabilir?” ve “ bu hayale ulaşmak için bu dersin katkısı ne olabilir?” sorularını temel alan, yaratıcı dramadan da faydalanarak aktif katılımlı aktiviteler kullanılabilir.

Haberin Devamı

OLUMSUZ İÇ SESİNİZİ KISIN VE HEDEFE ODAKLANIN

Önerilen bu stratejilerin yanı sıra kendini sabote etmekle mücadele etmek için otomatik düşünce hatalarından “ya hep ya hiç” düşüncesini fark edip durdurmak da çok önemli. Buna göre, başarının ya siyah ya beyaz olduğu düşüncesini rafa kaldırıp, göreceli olduğunu görmek faydalı olur. Somut bir örnekle özetlemek gerekirse, araştırmalar kilo vermek için çok katı kurallı diyet yapan kişilerin aşırı yemek yemeye daha yatkın olduklarını gösteriyor. Çünkü bu otomatik düşünceye sahip kişiler diyetlerini çok az bozsalar bile, tamamen bozulduğu düşüncesine kapılıyorlar ve diyeti sürdüremiyorlar. Benzer olarak bu düşünce hatasını kullanan bireyler, küçük bir yenilgi veya başarısızlıkta da, her şeyin mahvolduğu düşüncesine saplanıyorlar. ‘Kendini sabote etmek’ davranışının esiri olmamak için bu düşünceleri önce fark etmeli sonra da işlevsel olmadıkları için kafanızdan atmalısınız.

Son olarak, içsel konuşmanızın kendinizi sabote etmenize neden olduğunu fark etmelisiniz. İçsel konuşmayı büyük oranda küçükken annemizin bize ya da olaylara verdiği tepkileri zamanla model alarak öğreniriz. Öfkeli ya da karamsar bir anneniz varsa ve her davranışınıza bu duyguları içeren ifadelerle tepki veriyorsa siz de benzer konuşmaları içinizden tekrarlayarak aklınıza yerleştirirsiniz ve bir görevden (sınav, sunum vb.) önce bu bahaneleri daha çok kullanabilirsiniz. Bu nedenle olumsuz iç sesinizi tamamen yok edemeseniz bile, herhangi bir performans sergileyeceğiniz görevden önce sonuna kadar kısın ve hedefe tekrar odaklanın.

 

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!