Oluşturulma Tarihi: Eylül 26, 2025 07:00
Öğrencilerine 38 yıl boyunca temel sanat eğitimi veren emekli resim öğretmeni Birsen Karaosman, emekliliğin ardından bambaşka bir yolculuğa çıktı. Fırça yerine iğneyi, boya yerine ipliği eline aldı. Anadolu’nun üretken, dirayetli ve unutulmuş kadınlarını nakışla kumaşlara taşıdı. “Sanatın yaşı yoktur” diyerek üretmeye devam eden Karaosman, “İkonik Kadın Portreleri” adını verdiği ilk kişisel sergisiyle izleyiciyi kadın emeğinin, bereketin ve direncin ipliklerle örülmüş hikâyesini anlatıyor.
Topraktan geçimini sağlayan, tarlada çalışan, üretken ve dirayetli Anadolu kadınları; 78 yaşındaki emekli öğretmen Birsen Karaosman’nın portrelerinde nakış ipliğiyle hayat buluyor. Fırça ve boya yerine iğne ve iplikle eserler üreten Karaosman, kadınların emeğini, gücünü ve görünmez hikâyelerini sanat yoluyla anlatıyor. Tarlada çalışan, toprağı işleyen, geçimini emeğiyle sağlayan kadınların yüzleri, ipliklerle günlerce kumaşa işleyerek sanat eserine dönüştürüyor.
ÖĞRETMENLİKTEN SANATA DÖNÜŞÜMBirsen Karaosman, 38 yıl boyunca öğrencilere temel sanat eğitimi dersi verdi. 2010 yılında emekli oldu ve bu tarihten sonra kendi özgün sanatsal çalışmalara yöneldi. Kariyeri boyunca birçok karma sergiye katılan Karaosmanoğlu, kişisel bir sergi açma hayalini de 78 yaşında gerçekleştirdi. “İkonik Kadın Portreleri” adını verdiği ilk sergisinde 30’dan fazla eser bulunuyor. Sanat anlayışında sürekli yeni yollar aradığını söyleyen Karaosman, ilk denemelerinde geleneksel malzemelerden uzaklaşarak farklı bir yol buldu. Fırça ve boya yerine iğne ve iplikle resim yapabildiğini fark etti. Bu keşif, onun sanat yolculuğunun dönüm noktası oldu. Kumaş üzerine işlediği portreler, klasik resim anlayışının dışında bir ifade biçimi sundu. Böylece nakış, onun için bir hobi olmaktan çıktı.
İLK ÖNCE GÖZLERİ ÇİZİYORUMYaklaşık 15 yıldır Seferihisar’ın Ulamış Köyü’nde yaşayan Karaosmanoğlu, çevresinde gözlemlediği kadınlardan ilham alıyor. Çalışmalarında yer alan kadın figürleri, köy yaşamının, toprağın ve üretimin de sembolü. Diğer bir ifadeyle bu portreler günlük yaşamında belgesi niteliğinde.
Birsen Karaosman, üretmenin yaşı olmadığını söyleyerek şöyle devam etti:
“Farklı teknik ve malzemelerle sürekli arayış içindeydim, fırça ve boya yerine iğne iplikle resim yapabildiğimi gördüm. Çalışma alanım topraktan geçimini sağlayan, üreten, dirayetli, unutulmuş kadın figürünü özellikle portre olarak ön plana çıkarmak. İlk önce gözlerini yapıyorum kadınların. Sonrasında beni duygu ve düşüncelerim yönlendiriyor. Pastoral ve düşsel anlatımı aynı zeminde buluşturuyorum. Bazen mistik öğelerle bezeli, kimi zaman gerçek, kimi zaman masalsı bir anlatım ortaya çıkarıyorum. Anadolu efsanelerinin, ana tanrıça Kibele kültünün, toprağın bereketinin işlendiği, folklorik öğelerle bezeli kadın portrelerimde insana dair durumları yansıtıyorum. İzleyen, kendinden ya da çevresinden bir şeyler bulsun istedim.
YAŞA HİÇ TAKILMIYORUMYaşa hiç takılmıyorum. İnsan yaşı ne olursa olsun üretebilir diye düşünüyorum. Gençlere de mutlaka okumalarını, kariyer yapmalarını, çalışkan ve güçlü olmalarını öneririm. Hiçbir şey için geç değil. Çünkü sanat iyileştirir. Unutmamak lazım. Mustafa Kemal
Atatürk’ün de dediği gibi sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.”