Muhtesip Nedir Ve Ne İş Yapar? Osmanlı'da Muhtesibin Görevleri

Güncelleme Tarihi:

Muhtesip Nedir Ve Ne İş Yapar Osmanlıda Muhtesibin Görevleri
Oluşturulma Tarihi: Haziran 09, 2021 23:21

Arapçadan dilimize geçmiş olan Muhtesip kelimesi ''hisbe'' kelimesinden türetilmiştir. Hisbe kelimesi ise hem tedbir hem de hesap anlamına gelmektedir. Sizin için Muhtesip nedir ve ne iş yapar? Osmanlı'da muhtesibin görevleri konu başlıklarını detayları ile derledik.

Haberin Devamı

Osmanlı Devletinde görevli konumunda olan muhtesipler hem belli başlı konularla ilgili olarak tedbir almak hem de vergi toplamakla görevliydi. Özellikle de 15. yüzyıldan sonra Osmanlı Devletinin sınırlarının genişlemesiyle beraber muhtesiplerin önemi da daha da artmıştır. Muhtesibin günümüzdeki karşılığı ise zabıta ve belediye memurudur. Fakat bu alanda görev yapan memurların günümüzde görev yapan zabıtalardan belli başlı farkları bulunmaktaydı. Muhtesipler yalnızca mali işlerden sorumlu olmayıp ayrıca Osmanlı Devletinin güvenliğinden de sorumlu durumdaydı.

Muhtesip Nedir ve Ne İş Yapar?

Muhtesipler, Osmanlı İmparatorluğunun varlık gösterdiği dönemde kaza merkezi olan şehirlerde, kadıların belediye hizmetleri görmelerine yardım etmeleri gayesi doğrultusunda hükûmet (divan) tarafından atanan görevlilerdi.

Haberin Devamı

Muhtesiplik, Osmanlı döneminde devletin kaza ve şehirlerindeki iktisadi ve ticari faaliyetlerden elde edecek olduğu vergi hasılatını mümkün olduğu kadar eksiksiz bir şekilde ve adalete uygun biçimde toplama çabası içinde olan iltizam memurluğu gibiydi. Kadı tarafından tespit olunmuş durumdaki narha, esnafın riayet edip etmediklerini kontrol için çarşı ve pazarların denetlemesini yapan her daim hep muhtesipti. Günümüzdeki belediye zabıta memurlarının görevlerini Osmanlı Devleti döneminde muhtesipler yapmaktaydı.

Muhtesip, Osmanlı Devletinin mali politikalarını uygulamakla yükümlü olmakla birlikte vergi alan yetkili kişilerdir. Hüküm verme yetkisine sahip olan muhtesipler hüküm verme ve vermiş oldukları hükmü anında hayata geçirme yetkisine sahipti. Bunun anlamı; muhtesiplerin kararını vermiş durumda olduğu davalar kadıya danışılmaz ve hemen uygulanırdı.

Üst düzey devlet memurlarından biri niteliğine sahip durumda olan muhtesipler, çoğu zaman devletin silahlı güçleriyle beraber teftişe çıkardı. İlk muhtesip ataması ise Hz. Ebu Bekir'den sonra halife konumuna gelmiş olan Hz. Ömer zamanında atanmıştır.

Osmanlı'da Muhtesibin Görevleri

Osmanlı Devleti döneminde devlet memuru statüsüne sahip olan muhtesibin belli başlı yerine getirmekle yükümlü olduğu görevleri bulunmaktaydı. Bu görevler ise şunlardır:

Haberin Devamı

- Fiyat Kontrolü Yapmak: Osmanlı devleti döneminde devlet tarafından belirlenmiş durumda olan bir ürün için belirlediği fiyata ''narh'' denilmekteydi. Narhı konmuş olan ürünlere zam yapmak veya daha düşük bir fiyatta satışını yapmak yasaktı. Muhtesiplerin bu konudaki ilk görevi, devletin belirlemiş olduğu fiyat politikasına uymayan esnafları belirlemek ve belirlemiş oldukları kişileri saraydaki yetkililere bildirmekti.

 - Güvenliği ve Adaleti sağlamak: Osmanlı Devletin memur olarak faaliyet gösteren muhtesipler haksız rekabetin önüne geçmek amacı doğrultusunda çok çeşitli tedbirler alır ve yaptırımlar uygulardı.

- Vergi Toplamak: Yıllık ve aylık vergileri toplamak ve sarayın hazinesine aktarma işlemini gerçekleştirmek de muhtesiplerin görevleri arasında bulunmakta idi. Osmanlı döneminde ruzname olarak adlandırılan gelir gider defterinden de muhtesipler sorumlu durumdaydı.

Haberin Devamı

- Muhtesip, kadınında izni doğrultusunda narh (fiyat) belirler ve esnafın belirlenen fiyata uymasını sağlar,

- Esnaf ve zanaatkarların narhlara uyup uymadıklarını, kullanmakta oldukları ölçü araçlarını denetler,

- Allah’ın hakkı olan emirlere teşvik etmek,

- Haram olan ve şüpheli işlerden kişileri menetme,

- İnsanların haklarına ait iyilikleri teşvik,

- Allah hakkı ile kul hakkı arasında müşterek iyilikleri teşvik etmek,

- Kötülüklerden uzaklaştırma,

- Harama götürücü niteliğe sahip durumdaki hileli işleri kontrol etmek ve yasaklamak,

- Sadece insanların haklarından doğmuş durumda olan kötülükleri engellemek,

- Allah hakları ile kul hakları arasında müşterek durumdaki kötü hareketleri önlemek,

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!