Matematikte öğrenci başarısı için neler yapmalı?

Güncelleme Tarihi:

Matematikte öğrenci başarısı için neler yapmalı
Oluşturulma Tarihi: Ocak 13, 2025 10:39

Hepimizin eğitim hayatında matematik ile ilgili iyi ya da kötü anıları vardır. Bu anılar ilerleyen yıllarda matematiğe olan tutumumuzu dolaylı olarak da matematik başarımızı etkiler. Matematik başarısı için öncelikli olan şeyler ‘matematiği sevmek’ ve ‘sabır’dır. Matematiği sevmek ve matematik ile uğraşırken sabırlı olmak gerekir. Ancak bilmediğimiz bir şeyi nasıl sevebiliriz ve o alanda nasıl başarılı olabiliriz? Matematik nedir?

Haberin Devamı

Gözleri görmeyen birinin bir fili dokunarak tanımlamaya çalışması gibi, her insan da matematiği kendi deneyimleri çerçevesinde tanımlar. Matematik kimine göre sayılar ve dört işlemden ibaretken kimine göre matematiksel kavramlardır. Bazıları için ise matematik, gerçek hayatta gördüğü nesnelerin modellerini içerir. Galileo’ya göre matematik ‘Tanrı’nın evreni yazdığı dildir’. Bu tanımdan hareket edersek matematiği sadece işlemler ve sayılardan ibaret görmek haksızlık olur. Matematik kendi içinde sistematiği olan bir dil, bir düşünme şeklidir. İnsan matematiksel düşünürken matematiksel kavramları kullanır. Hep göz ardı edilen taraf da budur. Matematiksel düşünme insanın hayatını kolaylaştırır. Muhakeme becerisi, tahmin becerisi, problem çözme becerisi gibi yaşamsal beceriler, hep matematiksel düşünmeyi gerektirir.

Haberin Devamı

ÇOK DEĞİŞKENLİ BİR DENKLEM
Matematiksel bir formülü ezberlemek yerine o formülün nasıl ortaya çıktığını öğrenmek, o kavramı gerçekten öğrenmek demektir ki bu da başarının ön koşullarındandır. Sınavda ya da herhangi bir zamanda o formülü unutsanız da o formülün hangi kavramlarla ilişkili olduğunu ve nasıl meydana geldiğini bilirseniz ‘sabırla’ o formülü yeniden üretebilirsiniz. Öğrencilerin matematikte başarılı olmasını etkileyen o kadar çok faktör vardır ki, matematik başarısı adeta çok değişkenli bir denklemdir. Öğrenci, öğretmen, aile, okul, arkadaşlar, toplum, ön deneyimler, motivasyon kaynakları gibi...

MATEMATİKTEN KORKUTMAYIN
Toplumda genellikle matematiğin zor olduğuna ilişkin bir algı vardır ve bu algının baskın olduğu bir çevrede yetişen çocuk, matematiğin zor olduğunu düşünerek matematik çalışmaya 1-0 geriden başlar. Evet, matematik kolay değildir ama matematiği çocuk için ‘korkulacak derecede zor’ olarak lanse etmek, onun başarılı olma potansiyelini olumsuz etkiler. Diğer taraftan öğrenci kaygı duymasın, korkmasın diye matematiği çok eğlenceli göstermeye çalışmak da uygun olmaz. Matematik yapmak keyiflidir ancak bu keyfi eğlenceye dökerek öğrencilerin eğlenmesini amaç haline getirmek öğrencinin matematiği öğrenememesi sonucunu doğurabilir. Öğretmenlerin amacı, matematiğin öğrenilmesini sağlamaktır. Bunu, eğlenceli etkinlikleri araç olarak kullanmak suretiyle gerçekleştirebilirler. Burada amaç ve aracın karıştırılması da matematik başarısını olumsuz etkiler. Derslerimde de öğretmen adaylarının hazırladığı etkinlik ve ders planlarında üzerinde durduğum hususlardan biri ‘amaç’ı ve ‘araç’ı karıştırmamaları gerektiğidir.

Haberin Devamı

MATEMATİKTE ÇOCUK EDEBİYATI
Matematik, evrensel bir dildir demiştik. Matematiksel düşünme ve iletişim için kişinin kendi ana diline de hâkim olması gerekir. Kitap okumayan ve kendi ana diline hâkim olmayan bir öğrenci, doğru önermelerde bulunamaz; ürettiği argümanlar, varsayımlar ve genellemeler kendi içinde tutarlı olmaz. Bunlar yanlış bir matematiksel akıl yürütmeye neden olur ve sonucunda düşük matematik başarısı olarak öğrenciye geri döner. Son yıllarda matematik öğretiminde çocuk edebiyatının kullanılması üzerine oldukça fazla çalışma yapılmaya başlanmıştır.

Problem çözme ve kurma çalışmaları aynı zamanda öğrencilerin yaratıcılık becerilerini destekler. Matematik başarısı yüksek olan öğrencilerin yaratıcılık ve esneklik düzeylerinin yüksek olduğunu ortaya koyan bilimsel çalışmalar vardır. Bir problemi çözdükten sonra o problem metninden ya da çözümünden yeni problemler üretebilmek, o konu ya da kavramın pekiştirilmesine yardımcı olur.

Haberin Devamı

GERÇEK HAYAT PROBLEMLERİ
PISA uygulamalarının sonuçlarına bakıldığında, liselere giriş sınavında başarısı yüksek öğrencileri kabul eden liselerin her alanda olduğu gibi matematik okuryazarlığında da daha yüksek puanlar aldığı görülür. Matematik okuryazarlığı problemleri, gerçek hayat problemleridir. Bu problemleri çözebilmek için muhakeme, temsil ile gösterme, strateji üretme gibi yeterlikler gereklidir. Öğrencilerin matematik okuryazarlığı problemleri ile uğraşması, söz konusu yeterlikleri geliştireceğinden matematik başarısını da beraberinde getirir. Ayrıca öğretmenlerin derslerinde gerçek hayat ve diğer disiplinler ile matematiği ilişkilendirmesi de öğrencilerin matematiği öğrenmesi ve matematikte başarılı olmasına yardımcı olur.

Haberin Devamı

Matematik, sarmal ilerler. Örneğin toplama işlemi tam olarak kavranmadan çarpma işlemine geçmek öğrenciyi zorlar. Aksi durumda çarpma işleminin anlamından ziyade, öğrenci sadece çarpım tablosunu ezberleyecek ve öğrenme gerçekleşmiş olmaz. Öğrencinin seviyesine ve alt yapısına uygun çalışmalar yapmak, tam öğrenmenin gerçekleşmesini sağlar. Bu sebeple öğrencilerin eksik öğrenmelerini tamamlamadan yeni kavramların öğretimine geçmek bir fayda getirmez.

ÇOCUĞUN GELİŞİMİNE UYGUN ÇALIŞMALAR YAPIN
Aileler için çocuklarının matematikte başarılı olması genellikle çok önemlidir. Çoğumuzun zihninde matematikteki başarının çocuğun zeki olduğunun bir göstergesi olduğunu kabul eden bir ön yargı bile vardır. Oysaki bu adı üstünde bir ‘ön yargı’dan ibarettir. Muhtemelen bu düşünce matematiğin ne kadar önemli olduğunu vurgulamak için zaman içinde gelişir. Bazen ailelerin çocuklarını yarıştırmak ve diğer çocuklarla karşılaştırmak gibi bir hataya düştükleri de görülür. Öncelikle bu yarış ve karşılaştırma, çocukların kaygılarının artmasına ve motivasyonlarının düşmesine neden olabilir. Aileler çocuklarının gelişim düzeylerine uygun çalışmalar yapmalıdırlar. Örneğin, henüz okul öncesi çağında olan bir çocuğa okula başladığında ‘bilsin, diğer arkadaşlarından önde olsun’ diye toplama öğretmeye çalışmak, çocuk daha o zihinsel gelişim düzeyinde olmadığı için, başaramayacağı veya zorlanacağı bir işi yüklemek olacaktır. Çocuğun gelişim düzeyi göz önünde bulundurulmadan yapılan bu işler, çocukta başarısızlık duygusu oluşturur. Benim henüz 3.5 yaşındaki oğluma aritmetik anlamında herhangi bir etkinlik yapmıyor olmam bazen garip karşılanmaktadır. Ancak ben bir matematik eğitimcisi olarak matematiksel düşünmeyi geliştirecek etkinlikleri daha faydalı buluyorum. Bu yüzden okul öncesi çocukları için matematik konusunda yapılacak en iyi yatırımın ailelerin çocukların neden ve nasıl sorularına sabırla cevap vermesi ve onlarla konuşurken neden ve nasılları açıklayabilmeleri için çocuklarını teşvik etmesi olduğunu düşünüyorum. ‘Neden’ ve ‘nasıl’ soruları mantıksal düşünme için oldukça önemlidir ve bu düşünme şekline çocukların küçük yaşlardan aşina olmaları ilerde matematikte başarılı olmalarına yardımcı olacaktır. Ailelerin küçük yaşlarda yapabilecekleri bir diğer şey ise çocukları ile beraber ‘yapboz’ yapmaktır. Yapboz hem geometrik düşünmeyi hem de problem çözme becerisini geliştirir. Çocuğun analiz ve sentez becerilerini kullanması gerekir. Bu beceriler yine çocuklar okul çağına geldiğinde matematiği daha kolay öğrenmesine imkân sağlar.

Haberin Devamı

Gauss’a göre matematik, bilimlerin kraliçesidir ve bilimin dili olarak kabul edilir. Pozitif bilimlerle, mimari ve sanatla da yakından ilişkilidir. Matematiğe bu gözle bakmaya başladığımızda onun önemini daha çok fark ederiz ve matematiğe değer vermeye başlarız. Toplum olarak matematiği aritmetiğe indirgemekten vazgeçerek işe başlamalıyız. Hayata matematik penceresinden bakmaya başladığımızda aslında ne kadar gerçek ne kadar hayatın içinde olduğunu görüp matematiği öğrenmek ve başarmak için içsel bir motivasyon oluşturmuş oluruz. İnsanoğlu gerçekten istediği ve sevdiği bir şeyi eninde sonunda başarır…

DOÇ. DR. HATİCE KÜBRA GÜLER SELEK KİMDİR?
Doç. Dr. Hatice Kübra Güler Selek 2008 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Matematik Öğretmenliği anabilim dalından mezun oldu. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü İlköğretim Matematik Öğretmenliği bilim dalında yüksek lisans eğitimine başladı. 2010 yılında Gazi Üniversitesi’nde aynı bilim dalında doktora eğitimine başladı. 2012 yılında Uludağ Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü İlköğretim bölümüne araştırma görevlisi olarak atandı ve doktora eğitimine Uludağ Üniversitesi’nde devam etti. 2015 yılında 6 ay süre ile İtalya Siena Üniversitesi’nde matematik eğitimi ve semiyotik üzerine çalıştı. 2016 yılında doktora eğitimini tamamladı. 2017 yılında Düzce Üniversitesi İlköğretim Matematik Öğretmenliği anabilim dalında yardımcı doçent olarak atandı. 2020 yılından beri Uludağ Üniversitesi İlköğretim Matematik Öğretmenliği anabilim dalında doçent olarak görev yapmaktadır. Çalışma alanları; etkili matematik öğretimi, geometri öğretimi, öğretmen yetiştirme, semiyotik arabuluculuk teorisi, problem çözme-kurma ve matematik okuryazarlığıdır.

BAKMADAN GEÇME!