Eğitim için doğru hamleler desteklenmeli

Güncelleme Tarihi:

Eğitim için doğru hamleler desteklenmeli
Oluşturulma Tarihi: Ekim 27, 2019 09:21

Bünyamin Çelikten, 2002’den itibaren eğitim dünyasına girdi, büyük okullarda her kademede görev yaptı. Endüstri mühendisi, ancak eğitim yönetimi ve denetiminde yüksek lisans eğitiminin ardından şimdi de işletme doktorası yapıyor.

Haberin Devamı

2017’de İde Okulları’nı kuran Çelikten, “Son dönemde, eğitimde yanlışlıklar fazla konuşuluyor. Ama eğitim adına doğru şeylerin daha fazla olduğunu düşünüyorum. Bunu yapmaya çalışan, iyi niyetle hareket eden çok fazla insan ve kurum var. Bu kurumlar ve eğitimciler teşvik edildikçe Türkiye’nin eğitimine katma değer sağlayacak. O yüzden de eğitim için yapılan doğru hamleler mutlaka desteklenmeli” diyor. Hayalindeki okulu kurduğunu söyleyen Çelikten, öğretmenlerin de kendilerini sürekli geliştirmesi gerektiğini söylüyor.

Eğitim için doğru hamleler desteklenmeli
- Eğitim yolculuğunuz nasıl başladı?
2002’den bugüne eğitimin içindeyim. Hem işletme hem de eğitim süreçlerinde yer aldım. Eğitimle ilgili çalışmalara aktif bir şekilde katıldım. Koordinatörlük, genel müdür yardımcılığı ve genel müdürlük olmak üzere hemen hemen her kademede görev aldım. Daha sonra da biraz daha eğitime odaklanabileceğim ve daha butik yapıda, eğitim kalitesine odaklanacağım ve Türkiye’de örnek alınacak bir okul hayal ederek doğru bir ekiple İde Okulları’nın kuruluşunu gerçekleştirdim.

Haberin Devamı

- Lisans eğitiminiz mühendislik üzerine.
Endüstri mühendisliği geçmişimle özellikle eğitimin işletme yönetimi kısmında çok ciddi avantajlar yaşadım. Eğitimin farklı alanlara bakış açısıyla değerlendirilmesinin bana ve çalıştığım kurumlara değer kattığını düşünüyorum. Eğitime sistematik açıdan bakıp sistem tasarlamakta mühendislik bakış açısı çok faydalı oldu. Zaten eğitim hayatın bütününü kapsar. Tek başına değerlendirmemeli.

- Türkiye’de hayalinizdeki okulu kurabildiniz mi?
İde Okulları’nı bu amaçla kurdum. Okulları dünya ölçeğinde farklı farklı değerlendirmek mümkün. Temelde hiç kimse okulları bina için tercih etmez. Fakat binalar sosyal ortamlardır ve doğal olarak eğitimin daha rahat ve daha avantajlı verilebilmesi için gereklidir. Uzun yıllardır bu işin içindeyim ve çok fazla araştırma yapma ve yaptırma imkânı buldum. Yüksek lisans tezimin konusu da bununla ilgiliydi. İnsanların okuldan beklediği ve eğitim dünyasının üzerinde mutabık kaldığı şey, aslında öğretmenlerin donanımı. Nitelikli ve donanımlı bir öğretmen, öğrencide hatta okulda çok ciddi bir fark yaratıyor. Nitelikli bir öğretmenin öğrencide fazladan yüzde 50 oranında katma değer üretebildiğine dair çeşitli araştırmalar da var. Bu durum yaşamsal ve hayata bakış açısı olarak da çok değerli.

Haberin Devamı

- Öğretmenler sizce kendilerini nasıl geliştirmeli?
Öğretmenlerimiz aslında üniversitelerde çok iyi eğitim alıyor, daha sonra kurumlarında da kendilerini geliştiriyorlar. Fakat iyi bir öğretmenlik için öğretmen önce iyi bir öğrenci olmalı. Onlardan beklediklerini öncelikle kendisi yapmalı. Kendini yenilemeyen, geliştirmeyen, içinde doğal bir istek olmayan öğretmen bir süre sonra yaptığı işin yoruculuğu ve zorluğundan dolayı bir bıkkınlığa düşüyor. Halbuki, kendini yenileyen, geliştiren öğretmenler bu işte hep heyecan duyuyorlar. Benim tanıdığım, birlikte çalışmak için hep çaba harcadığım ve çalıştığım öğretmenlerde gördüğüm en büyük özellik, hep bir şeyler öğrenme üzerine heyecan duymaları. İnsanın bir şey öğrenmesi için illa ki yüksek lisans, doktora yapmasına gerek yok. Okuduğu bir kitap, izlediği bir film, gittiği bir sergi veya bir workshop ona katkıda bulunuyor. Sınıfında öyle bir öğrenci olmamasına rağmen bir öğretmenin öğrenme isteğiyle, otizmli öğrencilere nasıl eğitim verilir diye eğitime gittiğini biliyorum. Bu kendini yenileme, zinde tutma heyecanı benim gözümde nitelikli öğretmenin en önemli özelliği.

Haberin Devamı

- İyi okul sizce nedir?
Türkiye’de tüm okullar aynı müfredattan sorumlu. Yani matematik müfredatı her sınıfta, her okulda aynı. İktisatta bir kural vardır. Neyi teşvik ederseniz o gelişir. Aslında tüm okullar resim de, matematik dersi de verir. Ama siz bir okul olarak öğrencinin matematik dersinden yaptığı bir yanlışı bile çok önemseyip, görsel sanatlarda, müzikte elde ettiği bir başarıyı desteklemezseniz sorun var demektir. Yani her ikisini de aynı oranda motive etmeli. Çocuğun İngilizce konuşmasını teşvik edip, beden eğitimi dersini sadece çocukların oyun oynadığı bir ders haline getirirseniz doğru olmaz. Eğitim bunların tamamıdır. O yüzden eğitimde her bir alana ayrı ayrı çocuğu yönlendirmeli. Her öğrenci aynı değildir. Fakat çoğu okul, öğrencilerini bir kalıba sokmaya çalışıyor. Bir kısır döngü oluşuyor. Aslında okulları öğrenciyi doğru biçimde teşvik eder şekilde tasarlamalı. Her öğrencinin de ilgisine, yeteneğine ve talebine karşılık verebilecek olan en doğru eğitim ortamını kurmalı. Fiziksel ortamı buna göre adapte etmeli.

Haberin Devamı

Eğitim için doğru hamleler desteklenmeli

EĞİTİMDEKİ REKABET HERKESİ ETKİLEDİ
Son yıllarda ticari kaygılarla eğitim sektörüne giren çok fazla insan oldu. Bu durum da eğitime bakış açısını da eğitimin içeriğini de bir parça geriye götürdü. Aşırı rekabet ortamı, okulların fiyatlarının düşmesine, maliyetlerinin ise tam tersine artmasına sebep oldu. Bu durum da bazı okullar için sürdürülebilir olmaktan çıktı. Bunun etkisiyle son zamanlarda maddi sıkıntıda olan, maaşlarını, kirasını ödeyemeyen veya kapanmak üzere olan okullar olduğunu duyuyoruz. Bunun içinde eski okullar da yeni okullar da var. Bu rekabet herkesi olumsuz etkiledi. Her sektör gibi eğitimde de bu durum bir süre sonra belli bir dengeye kavuşacaktır. Bu süreçte dik durup, iyi eğitim vermek için ne olursa olsun maddi ve manevi olarak taşın altına elini koyması gereken, eğitimi koruyacak ve yarınlara taşıyacak olan okullardır. Eğer okullar geri adım atarlarsa ki bazılarının ne yazık ki geri adım attığını görüyoruz, burada eğitim kalitesinden tavizler başlar. Öğretmenlerin motivasyonunu hem maddi hem manevi olarak yüksek tutmak gerekir. Maaşını düzgün alamayan bir öğretmen nasıl tamamen eğitime odaklanabilir? Velilerin de eğitim camiasının da bu kurumları motive etmesi gerekir.

Haberin Devamı

VELİLER ÖĞRETMENLERİ TANIMALI
Özel okul velilerinin okul tercihini etkileyen en önemli faktör öğretmen. Fakat okullar, kayıt yaptırırken öğretmeniyle veliyi tanıştırmaz. Veli bazı okullarla ilgili o okulun öğretmeni iyidir şeklinde kendince bir yargı besliyor. O okuldaki öğretmenle ilgili sıkıntı yaşadığında da toleransı daha yüksek oluyor. Bu okul bu öğretmeni seçtiyse kesin çok iyi bir öğretmendir diye düşünüyor. Bence veliler görüştüğü okulların öğretmenlerini mutlaka tanımalı. Biz okulumuzda öğretmenlerimizle velileri şeffaf bir şekilde tanıştırıyoruz. Veliler çoğunlukla algıyla hareket ediyor. Tabii bir okulun eğitim algısının oluşması da kısa sürmüyor. O yüzden zaten daha eski, uzun yıllardır eğitim veren okullar bu konuda daha avantajlı. Her okulu bu şekilde değerlendirmiyorum ama bazı eski okullarda da bu geçmişten gelen öğrenilmişliklerden kaynaklanan bir bürokratik yapı var. Bu bürokratik yapı öğretmenin kendisini göstermesini de engelleyebiliyor. Yani öğretmen bir proje ürettiğinde, o projenin onaylanması on aşamadan geçiyor. Artık ne öğretmende bunu yapacak motivasyon kalıyor, ne de okul öğretmeni bu projeyi yapması için teşvik ediyor. Bu yüzden dengeyi kurmalı. İdeal okul ve ideal öğrenme ortamı, öğretmene değer verilen, güven duyulan ortamlar oluşturarak ve öğretmenin kendisini geliştirmesini sürekli destekleyerek oluşabiliyor. Fiziksel ortamlar ondan sonra geliyor.

ÇOCUK ZEVKLE ÖĞRENMELİ
Eğitime dair hayal kurmak, çocuk için hayal kurmak demektir. İde’de bunu sağlamaya çalışıyoruz. Eğitim; yaşam konforu için gerekli. Sadece öğrencinin matematik, fen veya Türkçe notu meselesi değil eğitim. Çocuğun hayatı boyunca okuduğunu anlaması, yorumlaması, analiz edebilmesi ve bundan bir şey ortaya koyabilmesidir. Yeni fikirler ortaya atabilmesi ve bunu işkence gibi değil de zevkle yapabilmesidir. Bir yaşam biçimi haline getirebilmesidir. Sadece matematik işlemlerini iyi yapabilmesi için değil, hayata bakış açısı olarak da analitik düşünebilmesidir. Mühendis olması için değil, bir hukukçu, öğretmen ya da bir tarihçi olarak da analitik düşünebilmesidir. Estetik bakabilmesidir. Olay sadece resim dersi değildir. Sanat sevgisidir, toplumun kültürel seviyesini geliştirebilme adına bir şeyler yapabilmesidir. Kısaca eğitim insanın konforlu bir yaşam sürmesini sağlayan şeydir.

KİMDİR?
1978 Kütahya Tavşanlı’da doğdu. Marmara Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünü bitirdi. Yeditepe Üniversitesi Eğitim Yönetimi ve Denetimi bölümünde yüksek lisansını tamamladı. Halen Maltepe Üniversitesinde işletme alanında doktora yapmaktadır. Eğitim sektöründe 17 yıldır farklı kurumlarda koordinatör, Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Müdür olarak çalışan Bünyamin Çelikten şu anda İde okullarının Kurucu Genel Müdürlüğünü yapıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!