Güncelleme Tarihi:
Her ne kadar bu tür olaylarda, çocukların bilişsel ve duygusal olarak baş etme becerileri henüz tam olarak gelişmediği için risk altında oldukları kabul edilse de yetişkinlere göre daha iyi uyum sağladıkları da söylenebilir. Nitekim sarsıntının ardından ev dışı ortamlarda korku ve kaygı ile bekleyen yetişkinlerin yanında, çocukların bunu eğlenceli bir durum olarak gördükleri, arkadaşları ile dışarda oyun oynamaktan keyif aldıkları da gözlenmiştir. Yani bütün çocukların bu tür olaylardan olumsuz etkilendiği söylenemez. Ancak bu durumdan bazı çocukların olumsuz etkilenebileceği, bu olayın etkisinin daha uzun sürebileceği varsayımıyla, burada çocukların depreme yönelik bazı tepkilerine ve yetişkinlerin bu tepkileri nasıl yönetilebileceğine yer verilmiştir.
1. Duygusal tepkileri gözlemleyin, duygusunu düzenlemesine rehberlik yapın: Korku, kaygı, endişe, huzursuzluk, üzüntü, çabuk öfkelenme gibi duygularda artış gözlenebilir. Çocuklar yakınlarını, evini, evcil hayvanını, eşyalarını ya da oyuncağını kaybetmekten korkabilir.
Çocuklar duygusal tepkilerini yönetebilmek için yetişkinlerin rehberliğine ve desteğine ihtiyaç duyarlar. Örneğin; korktuğunu söyleyen çocuğa ’korkma, korkacak bir şey yok’ gibi korkusunu gereksiz sayan ifadeler yerine ‘korkmasının ya da kaygılanmasının normal olduğunu, hatta sizin de korktuğunuzu’ söylemeniz daha yaralı olacaktır. Yani çocuğun duygusunu küçümsemek, yok saymak, alay etmek gibi uygun olmayan yaklaşımlar yerine onu dinlemek, korkmasına kaygılanmasına sebep olan düşüncelerini ya da aklından geçen senaryoları anlamaya çalışmak, bu durumda neler yapabileceği konusunda yol göstermek daha etkili olacaktır. Ayrıca böyle durumlarda sakinleşmek için kullanabileceği; birkaç kez nefes alıp vererek bedenini rahatlatma, biraz yürüyüş yapma, ritim tutma, şarkı söyleme ya da hoşuna gidecek herhangi bir etkinlik yaparak dikkatini korku, kaygıdan uzaklaştırma gibi yöntemler önerebilirsiniz.
2. Davranışsal tepkilerini gözlemleyin, çocuğun hazır bulunuşluğuna göre günlük rutinlerinize geçiş yapın: Yalnız uyuyamama, uykuya dalmakta güçlük, rüya- kâbus görme, beslenme alışkanlıklarında değişiklik, anneye babaya aşırı bağlanma, yalnız kalamama, okula gitme konusunda isteksizlik, yaşına göre daha bebeksi konuşma, ağlama gibi davranışlar gözlenebilir.
Bu durumda kendini güvende hissetmesi için, daha fazla birlikte vakit geçirmek, yalnız uyumakta zorlanıyorsa bir süre birlikte uyuma, oyun oynarken yakınında olma, uyuduğu odanın kapısını aralıklı bırakma, daha fazla sarılma, kucağa alma gibi güvende olduğunu hissedeceği davranışlar etkili olacaktır.
3. Aile içi konuşmalarınıza dikkat edin: Çocuklar konuşmalarınızı ve kaygı-korku gibi duygularınızı kopyalar. Bu nedenle çocukların yanında sürekli deprem hakkında konuşmak, sürekli depremle ilgili haberler izlemek, felaket senaryoları içeren konuşmalar yapmak uygun değildir. Deprem ya da sarsıntı ile ilgili sohbetleri sadece çocuk konuyu açtıkça, sorular sordukça gündeme getirmek, sorularına uygun açıklamalar yapmak yeterlidir. Bunun dışındaki zamanlarda birlikte keyifli zaman geçirebileceğiniz şekilde oyun oynama, hikâye okuma gibi aktiviteler yapmak dikkatini deprem yerine başka konulara odaklamasına katkı sağlayacak ve daha yararlı olacaktır.
4. Deprem ya da sarsıntı hakkında yaşına uygun, doğru bilgilendirme yapın: Depremin ne olduğunu anlayacağı şekilde açıklama yapmak, depremle ilgili sorularına uygun yanıtlar vermek çocuğun bu olayı bilişsel olarak anlamlandırmasına yardım eder. Depremin zaman zaman fırtına çıkması, şimşek çakması gibi doğal bir olay olduğunu söyleyerek, olayı felaketleştirmeden anlamlandırmasına yardımcı olabilirsiniz. Hatta deprem yerine ‘sarsıntı’ kavramını kullanabilirsiniz. Yine ‘okulumuz, evimiz sağlam mı, yıkılır mı? gibi sorularına binamızı mühendisler gelip kontrol etti. Herhangi bir zarar görmediğini, eve girebileceğimizi söylediler. Artık evimizde kalabiliriz, artık okula gidebiliriz gibi açıklamalar yapabilirsiniz.
5. Depremle ilgili hazırlık planı yapmayı öğretin: Deprem anında ve sonrasında ne yapabileceği konusunda bir planlama yapmak, çocuğu bilgilendirmek, hatta davranış provası (tatbikat) yapmak yararlı olacaktır. Örneğin; sarsıntıyı fark ettiğinde, evde ya da okulda nereye sığınabileceği, zarar görmemek için kendisini nasıl koruyabileceği konusunda konuşabilirsiniz. Yine sarsıntı geçtikten sonra dışarı çıkıp bir süre beklemenin yararlı olacağı bilgisini verebilirsiniz. Hatta birlikte deprem çantası hazırlayabilir ya da kendisinin neleri yanına almak istediğini sorarak, yardımcı olmasını isteyebilirsiniz.
Unutmayın çocuklar sizin stres karşısında gösterdiğiniz tepkileri kopyalar. Sizin sağlıklı tepkiler vermeniz, onları her türlü stres durumlarında daha sağlıklı tepkiler vermeye ve daha dayanıklı olmaya hazırlar.
PROF. DR. ZEYNEP DENİZ YÖNDEM KİMDİR?
Dr. Yöndem 1968’de Malatya’da doğdu. Lisans ve yüksek lisans eğitimini İnönü Üniversitesi’nde, doktora eğitimini ise 1998’de Hacettepe Üniversitesi’nde ‘Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik’ alanında tamamladı. Lisans öğreniminden sonra özel bir dershanede ‘Rehberlik Uzmanı’, Milli Eğitim Müdürlüğü’nde ise ‘Rehber Öğretmen’ ve ‘RAM Müdürü’ olarak görevler yaptı. Üniversitede 1991 yılında ‘Araştırma Görevlisi’ olarak başladığı akademik kariyerinde, 2011’de Doçent, 2017’de ise Profesör unvanı aldı. Çalışma alanı ile ilgili yurt içi ve yurt dışı; makale, kitap, tez danışmanlığı, konferans, seminer gibi mesleki çalışmaları bulunuyor. Yöndem, 2011-2012 öğretim yılında Amerika’da bir üniversitede bir yıl konuk öğretim üyesi olarak bulundu. Ayrıca Almanya, İsveç, Bulgaristan ve Romanya gibi ülkelerde erasmus programı ve farklı eğitim kurumlarında incelemeler yaptı. Travma psikolojisi, stresle baş etme, kaygı yönetimi, iletişim, aile danışmanlığı, kişilik ve danışmanlık psikolojisi, bireysel ve grupla psikolojik danışmanlık gibi alanlarda bilimsel çalışmaları bulunuyor. Evli ve iki kız çocuk annesi olan Yöndem halen Bolu Abant izzet Baysal Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik alanında öğretim üyesi olarak görev yapıyor.